11. Hukuk Dairesi 2020/4203 E. , 2021/6234 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
VEKİLİ : AV. ...
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 12. Asliye Ticaret Mahkemesi’nce bozmaya uyularak verilen 30.04.2019 tarih ve 20017-98/402 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, taraflar arasında 24/11/2005 tarihinde 5 yıllık bayilik sözleşmesi imzalandığını, 25/11/2010 tarihinde sözleşmenin sona ereceğini, davalının gönderdiği ihtarname ile kira sözleşmesinin ve buna bağlı alt sözleşmenin de sona erdiği gerekçesiyle sözleşmeyi feshettiklerini bildirdiğini, davalı bayilik sözleşmesinin fesih gerekçesinin haksız ve kötü niyetli olduğu ve şirketin zarara uğradığını ileri sürerek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 15.000,00 TL kâr kaybı, 15.000,00 TL cezai şart olmak üzere 30.000,00 TL"nin sözleşmenin fesih tarihinden itibaren avans faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, taraflar arasında imzalanan sözleşmenin müvekkili şirket tarafından haklı ve geçerli nedenle feshedildiğini, bu itibarla cezai şart ve kâr mahrumiyeti taleplerinin yerinde olmadığını, bayilik sözleşmesinin, davacının davasının dayanağı olan 32.madde incelendiğinde "İpragaz"ın sözleşmeye aykırı davranış sebebi ile sözleşmeyi feshetmesi halinde demek" sureti ile sözleşmenin İpragaz tarafından feshedilmesi durumunda kâr mahrumiyetinin talep edilebileceğinin hükme bağlandığını, bu bakımdan sözleşme müvekkili tarafından feshedilmiş olduğundan kâr mahrumiyetinin talep edilemeyeceği, bununla birlikte yine sözleşmenin 33. maddesinde bayinin sözleşmeye aykırı davranışı nedeni ile sözleşmenin feshine sebep vermesi halinde cezai şart talep edilebileceğinin yer aldığını, bayilik sözleşmesine aykırı bir durumun bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama ve tüm dosya kapsamına göre, taraflar arasında LPG sözleşmesine dair ticari ilişkinin mevcut olduğu, davalı tarafından yapılan feshin haksız olduğuna kanaat getirildiği, bu bağlamda, bozma ilamlarında da belirtildiği üzere feshin haksız olması halinde davacı tarafın sözleşme gereği cezai şart ve kâr mahrumiyeti tazminatı talep edebileceği, bilirkişi raporu ile hesaplanan miktarların davacı tarafın dava dilekçesindeki taleplerin üstünde olduğu ancak davacı tarafından ıslah yapılmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalı vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davalı vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 1.536,98 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.