1. Hukuk Dairesi 2020/2121 E. , 2021/1658 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ: TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında birleştirilerek görülen davada;
Asıl ve birleştirilen davada davacılar, mirasbırakan ...’ın 2630 parsel sayılı taşınmazdaki 2/3 payını ve dava dışı 1157 parsel sayılı taşınmazını dava dışı oğlu ...’in arkadaşını vekil kılmak suretiyle köylüsü ve yakın komşusu olan davalı ...’ya satış suretiyle temlik ettiğini, ... aleyhine dava açılacağının öğrenilmesi üzerine taşınmazların mirasbırakanın oğlu ... ile çocukları olan davalılar ... ve ...’in talimatı ile ...’in yakın dostu ve asker arkadaşı olan diğer davalı ... ...’a aktarıldığını, ...’nin de davalılar ... ve ...’e temlik ettiğini, davalılar Hakan ve ...’nin taşınmazı hiçbir zaman kullanmadıklarını, işlemlerin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek tapu kaydının iptali ile miras payları oranında adlarına tescilini istemişlerdir.
Asıl ve birleştirilen davada davalılar, satışın gerçek olduğunu, diğer mirasçılar tarafından, ... ile ... aleyhine muvazaa hukuksal nedenine dayalı olarak ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları 2000/263 Esas sayılı davanın retle sonuçlandığını ve deracattan geçerek kararın kesinleştiğini belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, iddianın kanıtlandığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, asıl ve birleşen davada davalıların istinaf başvurusu ... Bölge Adliye Mahkemesi 1.Hukuk Dairesince esastan reddedilmiş, anılan kararın asıl ve birleşen davada davalılar vekili tarafından temyizi üzerine Dairece; “...Hemen belirtmek gerekir ki, eldeki davacı ... ile davacılar ... ile ...’in annesi ... tarafından, Hakan ve ... aleyhine dava konusu taşınmazdaki pay temlikinin mirasçıdan mal kaçırma amaçlı olduğu iddiası ile ... Asliye Hukuk Mahkemesinde açtıkları 2000/263 Esas sayılı davanın reddine karar verilmiş, karar Dairece “..özellikle çekişmeli taşınmazdaki mirasbırakan payının davalılara intikalinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu kanıtlanamadığına göre..” açıklaması ile onanarak 25.07.2005 tarihinde kesinleşmiştir. Kesinleşen bu olgunun anılan dava dosyasında taraf olan davacı ... ile ...’nin mirasçıları olan davacıları bağlayacağı kuşkusuzdur. Hal böyle olunca, davanın reddine karar verilmesi gerekirken yanıgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bölge adliye mahkemesi kararı ortadan kaldırılarak, ilk derece mahkemesi kararı bozulmuş, ilk derece mahkemesince bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda asıl ve birleştirilen davanın reddine karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleştirilen davada davacılar vekili tarafından süresinde temyiz edilmiş olmakla; Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü.
-KARAR-
Asıl ve birleştirilen dava, muris muvaaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil isteğine ilişkindir.
Hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılarak asıl ve birleştirilen davaların reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik yoktur. Asıl ve birleştirilen davada davacılar vekilinin esasa yönelik temyiz itirazları yerinde görülmediğinden reddine.
Mahkemece, birleştirilen davada, davalılar yararına 14.243,00 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken 6.000,00 TL’ye hükmedilmesi doğru değil ise de bu husus temyiz edenin sıfatına göre aleyhe bozma yasağı kapsamında kaldığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Asıl davada davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, mirasbırakan tarafından temlik edilen payların dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden değerdir.
Somut olayda; dava konusu taşınmazda temlike konu payın dava tarihi itibariyle keşfen saptanan değeri 577.916,66 TL olup, asıl davada davacı ...’nın miras payına (26/96) isabet eden ve harcı tamamlanan 156.519,09 TL değer üzerinden davalılar yararına vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, belli olmayan miktar üzerinden fazla vekalet ücreti tayini doğru değildir.
Ne var ki; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 2. bendinde yazılı “23.620,33 TL” ibaresinin çıkarılarak yerine “18.819,31 TL” ibaresinin yazılmasına asıl davada davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı H.M.K."nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz edene geri verilmesine, 22/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.