Abaküs Yazılım
10. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/14288
Karar No: 2017/922
Karar Tarihi: 13.02.2017

Yargıtay 10. Hukuk Dairesi 2016/14288 Esas 2017/922 Karar Sayılı İlamı

10. Hukuk Dairesi         2016/14288 E.  ,  2017/922 K.

    "İçtihat Metni"


    Mahkemesi :İş Mahkemesi

    Dava, yersiz ödenen aylıkların tahsili istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kâğıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
    Davalıya, yaşamını yitiren sigortalı üzerinden hak sahibi kız çocuğu sıfatıyla aylık bağlandığı, ancak boşandığı eşiyle talep konusu dönemde fiilen birlikte yaşadığının belirlenmesi üzerine, davacı Kurumca talep konusu dönemde yersiz olarak ödenen aylıkların ödenmesi için davalıya tebligat yapılmıştır. Kurum alacağının idari yollarla tahsil edilememesi üzerine eldeki dava açılmıştır.
    Davanın, yasal dayanağı 5510 sayılı Sosyal Sigortalar ve Genel Sağlık Sigortası Kanunu"nun 56"ncı maddesinin ikinci fıkrasıdır. Fıkrada “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle fiilen birlikte yaşadığı belirlenen eş ve çocukların, bağlanmış olan gelir ve aylıkları kesilir. Bu kişilere ödenmiş olan tutarlar, 96"ncı madde hükümlerine göre geri alınır.” düzenlemesine yer verilmiştir. Anılan madde 01.10.2008 tarihinde yürürlüğe girmiştir. 5510 sayılı Yasa"nın 56. maddesinin Anayasa"ya aykırı olduğu gerekçesiyle iptali istemiyle Anayasa Mahkemesi"ne yapılan 2009/86 Esas numaralı başvuru, 28.04.2011 tarihinde verilen karar ile reddedilmiştir.
    Gelirin/aylığın kesilme tarihi ile Kurumun geri alım (istirdat) hakkının kapsamına ilişkin olarak; eylemli birlikte yaşama olgusunun gerçekleşme/başlama tarihi esas alınarak bu tarih itibarıyla gelir/aylık kesme veya iptal işlemi tesis edilip ilgiliye, anılan tarihten itibaren yapılan ödemeler yasal dayanaktan yoksun/yersiz kabul edilmeli, ancak, söz konusu madde 01.10.2008 günü yürürlüğe girdiğinden, eylemli birliktelik daha önce başlamış olsa dahi maddenin yürürlük günü öncesine gidilmemeli, başka bir anlatımla 01.10.2008 tarihi öncesine ilişkin borç tahakkuku söz konusu olmamalı, böylelikle açıklığa kavuşturulacak yersiz ödeme dönemine ilişkin olarak 5510 sayılı Kanun"un 96"ncı maddesine göre uygulama yapılmalıdır. İnceleme konusu 56"ncı maddede, “Eşinden boşandığı halde, boşandığı eşiyle” ibareleri yer aldığından, birden fazla evlilik ve doğal olarak birden fazla boşanmanın gerçekleşmiş olması durumunda, boşanılan herhangi bir eşle eylemli olarak birlikte yaşama durumunda madde hükmünün uygulanacağı gözetilmelidir.
    Bu tür davalarada davacının boşandığı eşi ile eylemli olarak birlikte yaşama olgusunun tüm açıklığıyla ortaya konulması önem arz etmektedir. Bu aşamada, özellikle,
    Anayasa"nın 20., 5510 sayılı Kanunun 59., 100., 298 sayılı Seçimlerin Temel Hükümleri ve Seçmen Kütükleri Hakkında Kanunun 28., 45., 5490 sayılı Nüfus Hizmetleri Kanunu"nun 3., 45 – 53., 4857 sayılı İş Kanunu"nun 32., 01.10.2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 6., 24 – 33., 189., 190., 191., 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 6., 19., 20., maddeleri ve diğer ilgili mevzuat hükümleri göz önünde bulundurulmak suretiyle yöntemince araştırma yapılmalı, tarafların göstereceği tüm kanıtlar toplanmalı, bildirilen ve dinlenilmesi istenilen tanıkların ifadeleri alınmalı, davacı ile boşandığı eşinin yerleşim yerlerinin saptanmasına ilişkin olarak; muhtarlıktan ikametgah senetleri elde edilmeli, ilgili Nüfus Müdürlüklerinden sağlanan nüfus kayıt örnekleri ile yerleşim yeri ve diğer adres belgelerinden yararlanılmalı, adres değişiklik ve nakillerine ilişkin bilgilere ulaşılmalı, özellikle ilgili Nüfus Müdürlüğü’nden adres hareketleri, tarihleriyle birlikte istenilmeli, ilgililerin su, elektrik, telefon aboneliklerinin hangi adreste kimin adına tesis edildiği saptanmalı, seçmen bilgi kayıtları getirtilmeli, varsa çalışmaları nedeniyle resmi/özel kurum ve kuruluşlara verilen belgelerde yer alan adresler dikkate alınmalı, medula sisteminde kayıtlarda görülen adresler ilgili sağlık kuruluşlarından araştırılmalı, eşlerin boşanma sebebi, boşanma ilamında velayet, çocukla kişisel ilişki, nafaka, tazminat hükümleri varsa nasıl yerine getirildikleri belirlenmeli, boşanılan eş 4857 sayılı Kanun hükümleri kapsamında yer almakta ise ödeme için adına açılan banka hesabında kayıtlı yerleşim yeri saptanmalı, boşanan eşlerin kayıtlı oldukları bölge/bölgeler yönünden geniş kapsamlı Kolluk araştırması yapılmalı, anılan mahallelerde görev yapmış/yapmakta olan muhtar ve azalardan istem hakkında düşünce edinmeye yetecek kadarının tanık sıfatıyla bilgi ve görgülerine başvurulmalı, Kurum işlemine dayanak tutanakları tutan görevliler dinlenilmeli, böylelikle “boşanılan eşle eylemli olarak birlikte yaşama” olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, toplanan kanıtlar ışığı altında değerlendirildikten sonra elde edilecek sonuca göre hüküm kurulmalıdır.
    Somut olayda; mahkemece, dosyadaki kayıt ve belgeler değerlendirilmek suretiyle "Yapılan yargılama, toplanan deliller, müzekkere cevapları, tanık beyanları, bilirkişi raporu ve tüm dosya münderecatı birlikte değerlendirildiğinde; davanın yersiz ödenen aylıkların iadesi davası olduğu, davalının eski eşi Mustafa Tuncay ile 1979 yılında evlenip 2008 yılında anlaşmalı olarak boşandıkları, bu evliliklerinden müşterek 4 çocuğunun bulunduğu, davalının eski eşiyle 2010 yılında yeniden evlendiği, davalının evlendiği tarih olan 2010 yılında SGK ya dilekçe yazarak babasından dolayı aldığı ölüm aylığının kesilmesini talep ettiği, denetmen raporunda ifadesi alınan davacı tanıklarının davalının 2010 yılında eski eşiyle yeniden evlenmiş olduğu için tarafların birlikte yaşamış olduklarını beyan ettikleri ancak tarafların 2008-2010 yılları arasında gerçek anlamda boşanmış oldukları, davalı tanıklarının da işbu boşanma olgusunu teyit ettikleri, davalının gerçek anlamda boşanmış olduğu kanaatine varılmakla dava hakkında aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur" şeklinde gerekçe ile davanın reddine karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerden; Nufus Müdürlüğü, İlçe Seçim Kurulu Başkanlığı, ... Valiliği Halk Sağlığı Müdürlüğü tarafından bildirilen adreslerde, davacı ve boşanmış olduğu eşinin adres bilgilerinin aynı olduğu görülmektedir. Dava öncesinde Kurum denetmeni tarafından, ... adresinde yapılan araştırmada, mahalle muhtarı ...’in beyanı alınmış, 24.01.2011 tarihli tutanakla alınan beyanında; davacı ve boşanmış olduğu eşinin 5-6 yıldır mahallede ikamet ettiklerini, ... adresinde ikamet ettiklerini, halen bu adreste bulunduklarını belirtmiştir. 24.01.2011 tarihli tutanakla beyanı alınan ...; 2 yıldır
    sigorta işi yaptığını, davalının boşanmış olduğu eşinin dükkan sahibi olduğunu, burada olduğu süre içinde yani 2 yıldır üst katlarında davalı, eşi ve çocuğuyla birlikte ikamet ettiklerini belirtmiştir. Davalı asilin talebi üzerine Kahramanmaraş ... Köyü muhtarı ... dinlenmiş, alınan beyanında “Ben davalı ..."ı tanırım. ..."ın eşinden boşandığını abisinden duydum. Davalının ...da yaşadığı için eski eşiyle beraber yaşayıp yaşamadığını bilmiyorum. davalı ... ara sıra abisinin yanına ... köyüne gelirdi. Köye geldiği zaman görürdüm. Köye yalnız gelirdi. uzun zaman önce 3-4 ay köyde kalmışlığı olmuştu” şeklinde beyanda bulunmuştur. ... Polis Merkezi Amirliği tarafından yapılan araştırmada, davalının boşanmış olduğu eşi olan ...’ın .../3 adresindeki binanın 1.kat giriş sağ taraftaki yarım daireyi düzenleyerek burada kaldığı, halen de burada yalnız kalmaya devam ettiği tespiti yapılmıştır.
    Mahkemece, ... adresinde, komşu, yönetici ve kapıcı gibi kişiler re’sen tespit edilerek dinlenmeli,eldeki mevcut deliller de gözetilerek, 5510 sayılı Kanunun 59. maddesi de irdelenmeli, sonucuna göre karar verilmelidir.
    Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece eksik inceleme ve araştırma sonucu karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
    O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 13.02.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi