
Esas No: 2016/1842
Karar No: 2018/6327
Karar Tarihi: 25.06.2018
Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1842 Esas 2018/6327 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; Davalılar arasındaki ... ... ..., ..., ..., ..., ... parseldeki devir işlemlerinin İİK. madde 277 ve devamı maddeleri ile sair mevzuat gereği iptaline, taşınmazların davalı 3. şahıslardan başkaca kimselere devredilmiş olması ihtimaline binaen müvekkilin alacağının güncel bakiyesini geçmemek kaydıyla İİK. m. 283 gereğince 3. şahısların taşınmazın gerçek değeri nispetinde nakden tazmine mahkum edilmesine, söz konusu taşınmazlar üzerinde taraflarına cebri ... yapabilme yetkisinin tanınmasına ve taşınmazın 3 kişilere devrinin önlenmesi bakımından tapu kaydına ihtiyati haciz zımnında iş bu dava dosyasından ihtiyati tedbir şerhi konulmasına, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin davalılara yükletilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; davalı müvekkil aleyhine açılmış olan davanın reddine karar verilmesini, yargılama giderleri ve vekalet ücretinin davacı tarafa yükletilmesini talep etmiştir.
Davalı ...; haksız olarak açılan davanın öncelikle usulden, mümkün olmadığı takdirde esastan reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davalı ..."ın davaya konu taşınmazlarda küçük paydaş olduğu, taşınmazların intikal ile miras hissesi oranında kendisine küçük kısımların kaldığı, satın alan şahısların kötü niyetli olduklarını gösterir her hangi bir delil ibraz edilemediği gibi davacı tarafın alacak miktarına yeter düzeyde de bir gelir olmadığının açıkça belli olduğu, satın alan şahısların bizzat borçlu davalı ... ile herhangi bir ilişkilerinin olmadığı, aracı şahısla irtibat kurup taşınmazı edindikleri, davaya konu satışların İİK. 278, 279 ve 280. Maddede sayılan tasarruflardan sayılamayacağı belirterek davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK."nın 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
... ve İflas Kanunu"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır.
Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri ... yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki ... takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerektiği, bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığının araştırılması gerektiği, özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığının
incelenmesi, satılan taşınmaz üzerinde, ipotek ve haciz kayıtları varsa, alıcı taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığının kabulü gerektiği, bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu kaydındaki ipotek ve haciz miktarının da gözönünde tutulması gerektiği, aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılması gerektiği, keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmeli, öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
Somut olayda mahkemece; satın alan şahısların kötü niyetli olduklarını gösterir her hangi bir delil ibraz edilemediği gibi davacı tarafın alacak miktarına yeter düzeyde de bir gelir olmadığının açıkça belli olduğu, satın alan şahısların bizzat borçlu davalı ... ile herhangi bir ilişkilerinin olmadığı, aracı şahısla irtibat kurup taşınmazı edindikleri, davaya konu satışların İİK. 278, 279 ve 280. Maddede sayılan tasarruflardan sayılamayacağı belirtilerek davanın reddine karar verilmiş ise de varılan sonuç dosya kapsamı ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Dava koşulları yönünden dosya incelendiğinde, davacının alacağının ... 34.... Müdürlüğü 2013/2019 sayılı takip dosyasından yapılan ilamlı ... takibine dayandığı, ... takibinin dayanağının 30/10/1999 keşide tarihli çek olduğu, dava konusu satışların çekten sonra yapıldığı, dosya içerisinde yer alan 07/04/2014 tarihli haciz tutanağının İİK 105 kapsamında aciz vesikası hükmünde olduğu, bu durumda İİK"nın 278-279.maddelerine göre araştırma ve inceleme yapılıp ve özellikle İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlenmiş olup; davalı 3. kişi olan ... ve ...’ın borçlu ...’ın dayısının çocukları olması, diğer davalı 3.kişi Nejla Melli ise; dava konusu taşınmazda hissedar malik olduğundan; mahkemece; üçüncü kişilerin borçlunun mali durumunu bilebilecek
kişilerden olup olmadığı hususunda İİK"nun 280.maddesi gereğince bir değerlendirme yapılması gerekirken bu hususun mahkemece tartışılmaması isabetli görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.