3. Hukuk Dairesi 2014/2164 E. , 2014/9373 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 8.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 12/11/2013
NUMARASI : 2013/189-2013/548
Taraflar arasında görülen itirazın iptali davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili, davalı hakkında düzenlenen kaçak su tutanağına istinaden, kaçak su bedeli tahakkuk ettirildiğini, bu bedelin tahsili amacıyla icra takibi başlatıldığını, davalının icra takibine haksız itirazı nedeniyle icra takibinin durdurulduğunu ileri sürerek, takibe vaki itirazın iptali ile davalı aleyhine % 20 icra-inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı, abonelik sözleşmesinin tarafına ait olduğunu, işletmenin başkası tarafından kullanıldığını, kendisinin kaçak su kullanmadığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, 04.04.2006 kaçak su tutanağının düzenlendiği tarihte davalının iş yerinde faaliyette bulunmadığı, işyerini üçüncü şahsın işlettiği, kaçak su bedelinin fiilen kullananlardan tahsil edilmesi gerektiği, idarenin davalıdan bu yönde bir talebinin olamayacağı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Uyuşmazlık; aboneliğini iptal ettirmeyen davalının kaçak su kullanımından sorumlu olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
Kaçak kullanımdan dolayı fiilen kullanan veya ceza mahkemesinde yargılanan kişinin haksız fiilden kaynaklanan sorumluluğu bulunmaktadır. Ancak, bu sorumluluk davalı olan abonenin sözleşmeden kaynaklanan yükümlülüklerini ortadan kaldırmamaktadır. Yine belirtildiği gibi, abonesiz kaçak kullanan şahsın haksız fiil hükümleri uyarınca, abonenin de sözleşmeden doğan sorumluluğunun bulunduğu, bu durumda kaçak kullanımdan her ikisinin de müteselsilen sorumlu oldukları belirgin olmasına göre alacaklının alacağını sorumluların tamamından isteyebileceği gibi bunlardan biri veya birkaçından da isteyebileceğinin kabulü gerekir.
Bu durumda, aboneliğini iptal ettirmeyen ve kaçak kullanıma sebebiyet veren abone davalının sözleşme nedeni ile sorumlu bulunduğunun kabulü gerekmektedir. Nitekim, aynı ilkeler HGK 27.04.2011 tarih ve 2011/19-104 E.-239 K.sayılı kararında da benimsenmiştir.
Somut olayda; davacı 739213 nolu aboneliğin davalıya ait olduğunu, 04.04.2006 tarih ve 2006/3736 nolu Kaçak Su Tutanağı ile, davalının kaçak su kullandığının tespit edildiğini, bu tutanağın davalı hakkında düzenlenen 21. tutanak olduğunun ileri sürüldüğü ve bu tutanağa istinaden tahakkuk eden kaçak su bedeli olan toplam 14.805,58 TL alacağın tahsili amacıyla Ankara 27.İcra Müdürlüğünün 2008/13485 Esas sayılı dosyası ile icra takibi başlattığı, davalı borçlu tarafından borca itiraz edildiği, itiraz dilekçesinde B.., T..Mahallesi, P.. Sok. No: ... "deki tuvaletin kendi adına kayıtlı olduğunun ancak "aramaz çetesi"nin burayı işgal ettiğinin ve kaçak suyun onlar tarafından kullanıldığının belirtildiği anlaşılmıştır.
Dosya kapsamından, davalının WC işletmesini 02.04.1994-30.11.1999 tarihleri arasında işlettiği, davalının işi bırakmasından sonra WC"yi B.. A.. adındaki şahsın işletmeye devam ettiği anlaşılmaktadır.
Yargılama sırasında düzenlenen ve hükme esas alınan 04.11.2013 tarihli Bilirkişi Raporunda; davalının kaçak su tutanağının tutulduğu 04.04.2006 tarihinde, sözkonusu yerde faaliyet göstermediği, 30.11.1999 tarihinde işyerini terkettiği ve davalıya bu nedenle husumet yöneltilemeyeceği belirtilmiş olup, bilirkişi raporunda davalının abone olması halinde kaçak su bedelinden sorumlu olup olmayacağına ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır.
Mahkemece, dava konusu .... . nolu aboneliğin davalıya ait olup olmadığına ilişkin herhangi bir araştırma yapılmadığı, bu aboneliğe ilişkin sözleşmenin dosya içerisine alınmadığı anlaşılmakta olup, aboneliğin kime ait olduğunun, abonelik tarihinin, abonelik iptal edilmiş ise iptal tarihinin tesbiti gerekir.
O halde, mahkemece öncelikle ..... nolu aboneliğin kime ait olduğu abonelik sözleşmesi celbedilerek tespit edilmeli, davalının abone olduğunun tespiti halinde, kaçak su borcundan sorumlu olacağı da gözetilerek, konusunda uzman bilirkişiden hesaplama içeren rapor alınıp, davalının sorumlu olduğu kaçak su kullanım bedeli tespit edilerek hasıl olacak sonuca göre hüküm kurulması gerekirken, mahkemece eksik araştırma ve inceleme ile delillerin yanılgılı değerlendirilmesi sonucunda yazılı şekilde hüküm tesisi hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.