3. Hukuk Dairesi 2014/1217 E. , 2014/9367 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : DİNAR ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TARİHİ : 21/05/2013
NUMARASI : 2010/395-2013/189
Taraflar arasında görülen alacak davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacılar vekili, taraflar arasındaki ortaklığın giderilmesi davası sonucunda, davalı S.. O.."un dava konusu D.. İlçesi İ.. mahallesi 195 ada, 277 parsel sayılı taşınmazın maliki olduğunu, davaya konu 277 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan konut ve besihanenin davacıların murisi M.. ve davalının murisi İsmail tarafından birlikte yapıldığını, konut ve besihanenin yarı bedelinin talep edilmesi üzerine, Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 21.07.2011 tarih, 2011/204 E.-2011/251 K. sayılı kararı ile, konut için 21.060,00 TL, besihane için 29.070,00 TL kıymet takdir edildiğini ve fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak davacılar lehine 5.000,00 TL" ye hükmedildiğini ileri sürerek, fazlaya ilişkin kısım olan 20.065,00 TL"nin yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, davanın kabulü ile 20.065,00 TL"nin dava tarihi olan 16.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak Dinar Sulh Hukuk Mahkemesinin 2010/91-78 E.K sayılı veraset ilamı doğrultusunda, payları oranında davacılara verilmesine karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazları yerinde değildir.
Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 21.07.2011 tarih, 2011/204 E-2011/251 K. sayılı dosyasında, davacı M.. Ö.. (davacıların murisi) talebinin, davalıya ait olan D.. , İ.. Mah.,195 ada, 277 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın yarı bedeli ile binaya yapılan tadilat bedelinin tahsili talebine ilişkin olduğu, mahkemece davaya konu 195 ada 277 parsel sayılı taşınmaz üzerinde bulunan binanın davacı M.. Ö.. ile davalının babası olan İsmail Ö.. tarafından müştereken yapıldığı ve bu binanın yapılması için gerekli olan bütün masrafların davacı ile davalının babası tarafından birlikte karşılandığı, dava konusu taşınmaz üzerinde bulunan bina değerinin 21.060,00 TL olarak tespit edildiği, bu sebeple binanın yarı bedelini davacının talep etme hakkı olduğu gerekçesiyle, fazlaya ilişkin haklar saklı tutularak, davanın kabulü ile 5.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş olup, bu karar 21.03.2013 tarihinde kesinleşmiştir.
Dava konusu talep Dinar Asliye Hukuk Mahkemesi"nin 21.07.2011 tarih, 2011/204 E-2011/251 K. sayılı dosyasındaki fazlaya ilişkin saklı tutulan hakka ilişkindir. Ancak ek dava niteliğindeki bu davada, davacılar dava konusu taşınmaz üzerindeki bina değerinin yarı bedeli dışında, besihane değerinin de yarı bedelini talep etmiştir.
Belirtilen dosyada; 06.07.2009 tarihli Bilirkişi Raporu ile; konut değerinin 21.060,00 TL, besihane değerinin 29.070,00 TL olduğunun tespit edildiği, mahkemece tespit edilen bu bedellerin toplandığı (toplam 50.130,00 TL), bu bedelin yarıya bölündüğü (25.065,00 TL), yarıya bölünen bedelden mahkemece hükmedilen 5.000,00 TL"nin mahsup edildiği ve davanın kabulü ile 20.065,00 TL"nin dava tarihi olan 16.09.2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak payları oranında davacılara verilmesine karar verilmiştir.
İş bu davada ise; davadaki besihane değerine ilişkin talep, kök davadaki talepten farklı yeni bir talep olup, mahkemece yeniden değerlendirilmesi ve besihane değerinin tespiti amacıyla bilirkişi raporu alınması, iddia ve savunmanın toplanan delillere göre değerlendirilmesi ve hasıl olacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, kök davadaki bilirkişi raporu esas alınarak hüküm kurulması hatalı olup, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 11.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.