11. Ceza Dairesi 2017/3782 E. , 2017/7173 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi Usul Kanununa Muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
7201 Sayılı Yasa"nın 21. maddesi ile ilgili değişikliğe ilişkin kanun gerekçesinde, 21/1. maddeye göre bilinen en son adrese çıkartılan tebligattan sonuç alınamazsa, 10. madde gereği adres kayıt sistemindeki adres esas alınarak başkaca araştırma yapılmaksızın o adrese tebligat çıkarılacağı açıklanmıştır. Muhatap o adreste hiç oturmamış ya da adresten ayrılmış dahi olsa tebligat iade edilmeyecek, 21/2. madde gereğince işlem yapılacaktır. Bunun yapılabilmesi için de tebligatı çıkaran merciin, adresin, adres kayıt sistemindeki mernis adresi olduğunu tebliğ evrakında belirtmesi gerekmektedir. Tüm bu açıklamalar doğrultusunda kişiye önce bilinen en son adresi esas alınarak (bilinen bir adresi yok ise adres kayıt sistemindeki adresi esas alınarak) Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre tebligat çıkartılmalı, adres tebligata elverişli değilse ya da tebligat yapılamazsa adres kayıt sistemindeki adresine buna ilişkin şerh de düşülerek 21/2. madde uyarınca tebligat çıkartılmalıdır. Somut olayda, yoklukta verilen kararın sanığın savunmasında belirttiği bilinen son adresine Tebligat Kanunu"nun 21/1. maddesine göre tebliğ edilmesi gerektiği gözetilmeden doğrudan mernis adresine 21/2. madde uyarınca tebliğ edilmesi ve yine farklı adreslere çıkartılan tebligatlarda komşu olarak aynı kişinin isminin bulunduğunun anlaşılması karşısında, sanığın öğrenme üzerine 23.11.2016 tarihli temyiz isteminin süresinde yapıldığının kabulü ile temyizin yasal süre geçtikten sonra yapıldığından bahisle temyiz isteminin reddine ilişkin usulsüz olarak verilen 25.11.2016 tarihli ek karar kaldırılarak yapılan incelemede;
I-Sanık hakkında defter ve belgeleri ibraz etmemek suçundan kurulan hükme yönelik temyiz incelemesinde:
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin uygulanmasında Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür.
Toplanan deliller karar yerinde incelenip, yüklenen suçun sübutu kabul, oluşa ve soruşturma sonucuna uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı ve artırıcı sebebin bulunmadığı takdir kılınmış, savunması inandırıcı gerekçelerle reddedilmiş ve incelenen dosyaya göre hükümde bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
II-Sanık hakkında 2010, 2011, 2012 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan verilen hükümlere yönelik temyiz incelemesine gelince;
1-Sanık hakkında "2010, 2011, 2012 ve 2013 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek" suçundan açılan kamu davasında; sanığın, suçlamayı kabul etmeyerek fatura düzenlemediğini ifade etmesi, sanığın %10 hisse sahibi olmasına rağmen şirketi temsil ve ilzama yetkili kılınması, 2009 ve 2013 yılları arasında şirketin muhasebeciliğini yapan ....."in vergi denetmenine vermiş olduğu ifadesinde şirketin müdürünün .... olduğunu, şirket ile alakalı sürekli bu şahıs ile görüştüğünü, evrakların kendisine şirketin iç muhasebe işlemlerini yürüten ....isimli bayan tarafından gönderildiğini, sanığı ve diğer ortakları tanımadığını,.....isimli şahsın sanıktan önceki şirket ortağı olduğunun belirlenmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti açısından, suça konu faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı araştırılarak, var ise karşıt inceleme raporları ve dayanağı belge asıllarının dosya arasına celp edilmesi, şirket yetkilileri hakkında kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde dava dosyalarının intikalinin sağlanarak bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması, faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıkları saptanarak, anılan yıllarda matbaadan teslim alındığı anlaşılan faturaların sanık tarafından teslim alınıp alınmadığının, sanığın banka hesapları ile ticaret odası kayıtları araştırılıp şirket adına iş ve işlemlerde bulunup bulunmadığının, şirkete ait defterlerin noter tasdiklerinin kim tarafından yaptırıldığının, mükellef şirketin tarh dosyasında bulunan beyannamelerin kim tarafından verildiğinin, sanık tarafından şirket faaliyetleriyle ilgili beyanname, şirkete ait bir belge düzenlenip düzenlenmediğinin araştırılması, tanık..."ın ifadesinde adı geçen .... isimli kişi ile şirketin diğer ortağı..."ın adresi tespit edilerek tanık olarak ifadelerine başvurulması, gerektiğinde suça konu faturalardaki imzaların aidiyeti hususunda sanık ve .... isimli kişi yönünden imza incelemesi yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kabul ve uygulamaya göre de;
5237 sayılı TCK"nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA ve sanık hakkında sahte fatura düzenlemek suçları yönünden infazın durdurulmasına, başka suçtan tutuklu veya hükümlü değilse tahliye edilmesi için mahalline müzekkereler yazılmasına, 26.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.