1. Hukuk Dairesi 2019/1353 E. , 2021/1657 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL-TAZMİNAT-TENKİS
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, mirasbırakan annesi ..."ın 2846 ve 5629 parsel sayılı taşınmazlarını satış suretiyle damadı olan davalı ... ..."a, 1484 parsel sayılı taşınmazdaki 1/6 payını satış suretiyle, 3060 parsel sayılı taşınmazdaki 1/3 payını ise ölünceye kadar bakım aktiyle davalı torunu ..."a, 2283 parsel sayılı taşınmazdaki 1/4 payını da davalı gelini ..."ye bağış suretiyle temlik ettiğini, 5629 parselin davalı ... tarafından dava dışı 3. kişiye devredildiğini, tüm işlemlerin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğunu ileri sürerek, dava konusu 1484, 2846, 3060 ve 2283 parsel sayılı taşınmazlar yönünden miras payı oranında tapu iptal-tescil, olmazsa tenkis, 3. kişiye devredilen 5629 nolu parsel yönünden ise taşınmazın rayiç değerinin tespiti ile miras payına karşılık şimdilik 8.000,00 TL’nin yasal faiziyle tahsilini istemiştir.
Davalılar ..., ... ve ..., temliklerin muvazaalı olmadığını belirterek davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, dava konusu 1484 parsel sayılı taşınmaz yönünden davanın kabulüne, diğer dava konusu 2846, 3060, 5629 ve 2283 nolu parseller yönünden davanın reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece; “...Somut olayda; murisin, gelini ... ve torunu ... ile birlikte yaşadığı, başka taşınmazı bulunduğunun bildirilmediği, bankalarda mevduatına rastlanılmadığı, taşınmazların temlik edildiğinin çevrede duyulmadığı, bedellerinin murise ödendiğine ilişkin davalı tanıklarının anlatımlarının da soyut beyandan öteye geçemediği, satış yoluyla temlik edilen taşınmazların akit bedelleri ile gerçek değerleri arasında da fahiş fark bulunduğu toplanan delilerden anlaşılmıştır. Açıklanan olgular yukarıda değinilen ilkeler çerçevesinde değerlendirildiğinde, muris ..."ın dava konusu taşınmazlarını mirastan mal kaçırma ve saklı payı zedeleme kastıyla davalılara temlik ettiği sonuç ve kanaatine varıldığından, 1484 nolu parsel hakkındaki davanın kabul edilmesi kural olarak doğrudur. Davalı ..."ın öteki temyiz itirazları yerinde değildir, reddine. Ne var ki; 2846 ve 3060 nolu parseller hakkındaki davanın tapu iptali-tescil yönünden, 5629 nolu parsel hakkındaki davanın da tazminat yönünden kabul edilmesi; "hibe" yoluyla temlik edilen 2283 nolu parsel bakımından da tenkis incelemesi yapılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile anılan taşınmazlar hakkındaki davanın reddedilmesi doğru değildir. Kabule göre de, 1484 nolu parsel hakkındaki davanın kabulüne karar verilirken, temlike konu 1/6 payın davacının payından arta kalan kısmının davalı ... üzerinde bırakılması yerine, muris adına tesciline hükmedilmesi isabetsizdir...” gerekçesiyle bozulmuş, mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda, dava konusu 1484, 2846, 3060 ve 5629 parsel sayılı taşınmazlar yönünden davanın kabulüne; diğer dava konusu 2283 parsel sayılı taşınmaz yönünden ise açılan davanın tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.
Karar, davacı vekili tarafından süresinde ve davalılar ... ve ... ... vekili tarafından yasal süre içerisinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 11.02.2021 Perşembe günü saat 10:40"ta daireye gelmeleri için taraf vekillerine tebligat yapıldığı halde gelmedikleri anlaşıldı, incelemenin dosya üzerinde yapılmasına, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra Tetkik Hakimi ...’ün raporu okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelendi, gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dava, muris muvaaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal ve tescil, olmadığı takdirde tenkis ve tazminat isteklerine ilişkindir.
Hemen belirtilmelidir ki, hükmüne uyulan bozma ilamı uyarınca işlem yapılarak davanın kabulüne karar verilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı gibi dava konusu 5629 parsel sayılı taşınmaz yönünden taleple bağlı kalınarak yazılı şekilde karar verilmiş olması da doğrudur. Davalılar ... ve ...’nin tüm, davacının bu yöne değinen temyiz itirazları yerinde görülmediğinden, reddine.
Davacı vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarına gelince;
Bilindiği üzere, muris muvazaası hukuksal sebebine dayalı davalarda dava değeri, mirasbırakan tarafından temlik edilen payların dava tarihindeki değeri üzerinden davayı açan mirasçı ya da mirasçıların miras payına isabet eden değerdir.
Somut olayda; dava konusu 2846, 5629, 3060 ve 1484 parsel sayılı taşınmazlarda temlike konu payların dava tarihi itibariyle keşfen saptanan toplam değeri 143.233,00-TL olup, davacının miras payına (448/3136) isabet eden değerin ise 20.461,85 TL olduğu, bu durumda harcı tamamlanan bu değer üzerinden davacı yararına 2.455,42 TL vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, neye göre hesaplandığı belli olmayan miktar üzerinden eksik vekalet ücreti tayini doğru değildir.
Ne var ki; anılan bu husus yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, hükmün 8. bendinde yazılı “1.280,00 TL” ibaresinin çıkarılmasına, yerine “2.455,42-TL” ibaresinin yazılmasına davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz itirazlarının kabulü ile 6100 sayılı H.M.K."nın geçici 3. maddesi yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 438/7. maddesi uyarınca hükmün bu şekliyle DÜZELTİLEREK ONANMASINA, alınan peşin harcın temyiz eden davacıya geri verilmesine, aşağıda yazılı 779.29 TL bakiye onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ..."dan alınmasına, 22/03/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.