14. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/5806 Karar No: 2016/7247 Karar Tarihi: 21.09.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/5806 Esas 2016/7247 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2016/5806 E. , 2016/7247 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 05.06.2012 gününde verilen dilekçe ile ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne dair verilen 18.12.2013 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalılar ... ve ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü: KA R A R
Dava, İİK"nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı olarak açılan ortaklığın giderilmesi istemine ilişkindir. Davalılar ... ve ... vekili, dava konusu taşınmazların bir kısmı için taraflar arasında taksim sözleşmesi yapıldığını, bu sözleşmeye dayalı olarak açtıkları tapu iptali ve tescil davasının sonucunun beklenmesi gerektiğini belirterek davanın reddini savunmuştur. Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 144 ada 10, 11, 12 ve 13 parsel sayılı taşınmazlar üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine, diğer taşınmazlar yönünden davanın reddine karar verilmiştir. Hükmü, davalılar ...ve ... vekili temyiz etmiştir. Borçlunun elbirliği halinde ortak olduğu taşınmazlarda borçlu ortağın alacaklısı icra hakimliğinden İİK"nın 121. maddesine göre alacağı yetki belgesine dayanarak borçlunun ortağı olduğu taşınmaz için ortaklığın giderilmesi davası açabilir. İcra mahkemesinden alınan yetkiye dayanarak açılan davalarda kural olarak borçlu ortağın mülkiyet hakkının elbirliği mülkiyetine konu olması gerekir. Somut olaya gelince; dava konusu taşınmazlar hakkında mirasçılar arasında miras taksim sözleşmesi düzenlendiği ve bu sözleşmeye dayalı olarak açılan tapu iptali ve tescil davasının kabul ile sonuçlanarak davaya konu 5828 parsel ve 144 ada 13 parsel sayılı taşınmazların tamamının, 144 ada 12 parsel sayılı taşınmazın ise 1/2 hissesinin davacı alacaklının borçlusu olan davalı ... adına tesciline karar verildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılmaktadır. Bu durumda, dava konusu taşınmazlardaki elbirliği mülkiyeti sona ererek borçlu davalının maliki olduğu taşınmazların haczi ve satışı mümkün hale geldiğinden davacının bu davayı açmakta hukuki yararı kalmamıştır. Bu itibarla, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 21.09.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.