11. Ceza Dairesi 2016/4349 E. , 2017/7154 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Sanıklar ... ve ... haklarında; mahkumiyet
Sanık ... hakkında; beraat
A- Sanık ..."ün temyiz talebinin incelenmesinde;
Yokluğunda verilip, savunmasının alındığı celsede bildirdiği adresine çıkarılan gerekçeli karar evrakının, 22.06.2012 tarihinde sanık ile aynı çatı altında yaşayan, reşit yeğenine tebliğ edildiğinin görülmesi karşısında; 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 310. maddesinde öngörülen bir haftalık yasal süre geçtikten sonra 17.7.2012 havale tarihli dilekçe ile temyiz eden sanığın, vaki temyiz isteminin, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 317. maddesi uyarınca istem gibi REDDİNE,
B- Sahte fatura düzenleme suçundan; sanık ... hakkında kurulan mahkumiyet hükmü ve sanık ... yönünden kurulan beraat hükmüne yönelik sanık ... ve katılan vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1- Sanıklar hakkında 2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan kamu davasında; sanıkların üzerlerine atılı suçlayı kabul etmeyerek , şirket hisselerinin , Bahattin Kurt ve temyiz dışı sanık ... tarafından kendilerine geçici süre ile devredildiğini ,şirket işleri ile ilgilerinin olmadığını savunmaları,sahte fatura düzenlemek suçunda suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""bu Kanuna göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de, faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi, vergi tekniği raporunda fatura bilgilerinden bahsedilse de, sahteliği iddia edilen faturaların dosya içerisinde bulunmadığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından; öncelikle suça konu fatura asılları yada onaylı örneklerinin kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulması, incelenerek kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi, sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan şirketler hakkında karşıt inceleme raporları düzenlenip düzenlenmediği, bu faturaları kullanan ilgili şirket yetkilileri hakkında dava açılmış olup olmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde, dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi, gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler de dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları ve sanıklar .... ile ...."ı tanıyıp tanımadıklarının sorulması, faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim tesellüm belgeleri, bedellerinin ödendiğine ilişkin ticari teamüle uygun kanıtlama yeteneği olan geçerli ödeme belgeleri ve satıcının kasasına ya da banka hesabına girip girmediğinin tespiti ile faturaları düzenleyen mükellefin yeterli üretimi, mal girişi ya da stoğu olup olmadığı da araştırılıp, karşılaştırmalı bilirkişi incelemesi yaptırılması ile faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanıklara ait olup olmadığı yönünden de tespit yapıldıktan sonra sanıkların hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ve dosya kapsamına uygun düşmeyen yetersiz gerekçelerle, sanık ... hakkında mahkumiyet, sanık ... hakkında ise beraat hükmü kurulması,
2-Kabule göre de;
a- Suç tarihinin, son fatura düzenlendiği tarih olan 20.7.2006 olarak belirlenmesi yerine gerekçeli karar başında 2006 olarak eksik yazılması,
b-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, katılan vekili ve sanık ..."nin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin sebeplerden dolayı, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK.nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.