11. Hukuk Dairesi 2020/3247 E. , 2021/6232 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : BÖLGE ADLİYE MAHKEMESİ 12. HUKUK DAİRESİ
Taraflar arasında görülen davada İstanbul 5. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 28.11.2017 tarih ve 2016/1035 E. - 2017/944 K. sayılı kararın davalı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, istinaf isteminin esastan reddine dair İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 12. Hukuk Dairesi"nce verilen 24.10.2019 tarih ve 2018/1503 E. - 2019/1316 K. sayılı kararın Yargıtay"ca incelenmesi davalı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçeler, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, davacı ile ile dava dışı HTM Turkey Yapı Malz. Kimy. Zem. Uyg. ve Oto Yık. Sist.San. Tic. Ltd. Şti. arasında akdedilen genel kredi sözleşmesinin davalı tarafından müşterek borçlu müteselsil kefil sıfatıyla imzalandığını, borcun ödenmemesi üzerine başlatılan icra takibine davalının itiraz ettiğini ileri sürerek itirazın iptali ile %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın itirazdan itibaren 6 aylık süre içinde açılmamış olması nedeniyle reddi gerektiğini, ayrıca icra takibinin müvekkilinin kefil olarak imzaladığı araç kredi sözleşmesinden kaynaklandığını, krediye konu araçlardaki rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takipte araçların satılmasıyla elde edilen satış bedelinin müvekkilinin kefalet limitinin üzerinde olduğunu, kaldı ki müvekkilinin kefaleti için eş rızasının alınmadığını, talep edilen temerrüt faiz oranının ise fahiş olduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
İlk derece mahkemesince iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davalının dava dışı şirketin davacı bankadan kullandığı ticari krediye müteselsil kefil olduğu, dava dışı şirketin ticari krediyi ödememesi nedeniyle hesabın kat edildiği ve müteselsil kefil olan davalı hakkında icra takibi yapıldığı, bankacı bilirkişi tarafından yapılan inceleme sonucunda düzenlenen raporda davacı bankanın dava dışı asıl borçlu şirketten takip tarihi itibariyle 324.937,83 TL asıl alacak olmak üzere toplam 342.030,87 TL alacaklı olduğu, davalının genel kredi sözleşmesine kefaletinden dolayı borcunun 250.000,00 TL olduğu tespit edilmiş olduğu gerekçesiyle davanın kabulü ile icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekili tarafından istinaf kanun yoluna başvurulmuştur.
Bölge Adliye Mahkemesince, davalı hakkında başlatılan rehnin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takip dosyasında işbu dava tarihi itibariyle tahsil edilen tutarın dava konusu alacağın tamamını karşılamaya yetmediğinin açık olduğu, bu tahsilatın davaya konu icra takibinden sonra yapılan bir tahsilat olması sebebiyle tahsil edilen tutarın doğrudan bu takip tutarından düşülmesinin mümkün olmadığı, rehinli icra dosyasında ödeme tarihi olan 18.02.2016 tarihi itibariyle ilamsız icra dosyasında kapak hesabı yapıldığında ise davalının kefalet limitine yakın bir rakamın bulunacağı, bu durumda ödemenin borcun tamamını karşılamaya yetmediği, ayrıca icra takibinin de tahsilde tekerrür etmeme kaydıyla yapıldığı dikkate alındığında, ilk derece mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığı gerekçesiyle davalı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Karara karşı davalı vekilince temyiz kanun yoluna başvurulmuştur.
Yapılan yargılama ve saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kuralları gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince verilen kararda bir isabetsizlik olmadığının anlaşılmasına, davalı tarafından tesis edilen taşınır rehninin asıl borcun temini niteliğinde olup davalının kefaletten kaynaklanan borcunun teminatı olmadığının anlaşılmasına göre yapılan istinaf başvurusunun HMK"nın 353/b-1 maddesi uyarınca Bölge Adliye Mahkemesince esastan reddine ilişkin kararın usul ve yasaya uygun olduğu kanısına varıldığından Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz isteminin reddi ile Bölge Adliye Mahkemesince verilen kararın HMK"nın 370/1. maddesi uyarınca ONANMASINA, HMK"nın 372. maddesi uyarınca işlem yapılmak üzere dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine, aşağıda yazılı bakiye 12.808,13 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 15/11/2021 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.