Esas No: 2018/3187
Karar No: 2018/3052
Karar Tarihi: 03.10.2018
Silahlı terör örgütüne üye olma - Terör örgütünün propagandasını yapma - 2911 sayılı Kanuna muhalefet - Yargıtay 16. Ceza Dairesi 2018/3187 Esas 2018/3052 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma, terör örgütünün propagandasını yapma ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından mahkumiyet kararı vermiştir. Sanığın temyiz başvurusu esastan reddedilmiştir. Kararda, siyasi parti özgürlüğünün terör örgütleri tarafından kötüye kullanılabileceği, siyasi faaliyetlerin terör örgütlerinin propagandasına dönüşmesinin kabul edilemeyeceği belirtilmiştir. Sanığın sıkça terör örgütünün propagandasını yaptığı ve terör örgütü mensuplarının cenaze definlerine ve yasadışı gösterilere katıldığı ifade edilmiştir. Mahkeme, sanığın suçlarını doğru şekilde nitelendirilip kanun maddelerine uygun şekilde yargılandığına karar vermiştir.
Kanun Maddeleri:
- TCK'nın 314/2 maddesi (silahlı terör örgütüne üye olma suçu)
- 3713 sayılı Kanunun 5. maddesi (terör örgütünün propagandasını yapma suçu)
- TCK'nın 62, 53, 58/9, 63. maddeleri (suçlara verilecek cezaları belirleyen maddeler)
- 3713 sayılı Kanunun 7/2-1. cümlesi (terör örgütü propagandasını yapma suçu için verilecek ceza)
- 2911 sayılı Kanunun 32/1 maddesi (toplantı ve gösteri yürüyüşleri kanununa muhalefet suçu)
16. Ceza Dairesi 2018/3187 E. , 2018/3052 K.
"İçtihat Metni"
Mahkemesi :Ceza Dairesi
Suç : Silahlı terör örgütüne üye olma, Terör örgütünün
propagandasını yapma, 2911 sayılı Kanuna muhalefet
27.08.2012, 13.12.2015, 27.02.2016
Hüküm : 1-TCK"nın 314/2, 3713 sayılı Kanunun 5, TCK"nın 62,
53, 58/9, 63. maddeleri uyarınca mahkumiyet,
2-3713 sayılı Kanunun 7/2-1. cümle, TCK’nın 62.
maddeleri uyarınca mahkumiyet (4 kez),
3-2911 sayılı Kanunun 32/1, TCK’nın 62. maddeleri
uyarınca mahkumiyet (4 kez), kararlarına ilişkin istinaf
başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle;
Temyiz edenin sıfatı, başvurunun süresi, kararın niteliği ve temyiz sebebine göre dosya incelendi, gereği düşünüldü;
Hükmolunan cezanın süresine göre şartları bulunmadığından sanık müdafiinin duruşmalı inceleme isteminin CMK’nın 299/1. maddesi uyarınca REDDİNE,
I-Sanık hakkında terör örgütünün propagandasını yapma ve 2911 sayılı Kanuna muhalefet suçlarından kurulan hükümler yönünden yapılan incelemede;
Bölge adliye mahkemesinin kararı, verilen cezaların tür ve süresine göre CMK"nın 286/2-a maddesi gereğince temyiz edilemez nitelikte olduğundan sanık müdafiinin temyiz isteminin CMK"nın 298. maddesi gereğince REDDİNE,
II-Sanık hakkında silahlı terör örgütüne üye olma suçundan kurulan hüküm yönünden yapılan incelemede;
Temyiz talebinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi;
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede;
Siyasi partiler Anayasamızın 68/2. maddesinde vurgulandığı gibi, demokratik siyasi hayatın vazgeçilmez unsurlarıdır. Siyasi partiye üye olma ve bir siyasi partinin çatısı altında siyasi faaliyetlerde bulunma örgütlenme özgürlüğü kapsamında iken, özgürlüğün topluca kullanımı bağlamında ifade özgürlüğü ile de ilişkilidir. Demokrasilerde özgürlüklerle doğrudan ilişkili olan ve yüksek bir meşruiyete sahip bulunan siyasi partilere üye olma ve siyasi faaliyette bulunma özgürlüğünün, başka özgürlükler gibi; terör örgütlerince kötüye kullanılmak istenebileceği açıktır. Nitekim bir takım siyasi faaliyetteki asıl hedef ve amaçların, açıklanan hedef ve amaçlardan daha başka olabileceği gibi, asıl hedef ve amaçların gizlenebileceği Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin “yazar ve diğerleri” kararında da vurgulanmıştır.
Anayasamızın 68. maddesi ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 11. maddesi ile tanınan siyasi partilere üye olma ve siyasi faaliyette bulunma özgürlüğünün kötüye kullanımı Anayasamızın 14/2. maddesinde Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesinin 17. maddesi uyarınca yasaklanmıştır.
Bir faaliyetin siyasi faaliyet/örgütlenme özgürlüğü kapsamında değerlendirilebilmesi ve anayasa ile sözleşmenin korunmasından yararlanabilmesi için gerçekleştirilmekte olduğu bağlam ile birlikte cebir ve şiddet ile ilişkisi, kullanılan yöntem ve takip edilen amacın hukuk ve demokrasi kurallarına uygun olup olmadığı ve bir terör örgütü ile amaç veya yöntem bakımından ya da yapısal bir bağlantısının bulunup bulunmadığına bakılmalı ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 17.07.2001 tarihli “Sadak ve diğerleri” kararında yaptığı ayrımda dikkate alınmalıdır.
Siyasi parti faaliyetleri kapsamındaki basın açıklamaları, Nevruz Bayramı kutlamaları, terör örgütü propagandasına dönüştürülmeyen insani mülahazalarla gerçekleştirilen taziye ziyaretleri gibi eylemlerin silahlı terör örgütü faaliyeti kapsamında kabul edilemeyeceğinde kuşku bulunmamakta ise de, terör örgütü yöneticilerinin talimatı veya örgütün çağrıları doğrultusunda gerçekleştirilen ve terör örgütünün propagandasına dönüşen şiddet eylemleri ve faaliyetlerin siyasi parti çalışması olarak kabulü mümkün değildir.
14.07.2011 tarihinde özerklik ilan edilen DTK kongresine aktif olarak katılıp bu amacı benimseyen bir de konuşma yapan, 2011-2016 yılları arasında şiddet içeren ve terör örgütünün propagandasına dönüşen terör örgütü mensuplarının cenaze definlerine ve yasadışı gösteri yürüyüşlerine katılarak, birçok kez 2911 sayılı Kanuna muhalefet ve terör örgütünün propagandasını yapma suçlarını işleyen sanığın süreklilik, çeşitlilik ve yoğunluk içeren eylemleri nedeniyle silahlı terör örgütüne üye olma suçunu işlediğine dair kabulde isabetsizlik bulunmadığı nazara alınarak, yargılama sürecindeki usuli işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, hükme esas alınan tüm delillerin hukuka uygun olarak elde edildiğinin belirlendiği aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde eksiksiz olarak sergilendiği, özleri değiştirmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı, eylemlerin doğru olarak nitelendirildiği ve kanunda öngörülen suç tipine uyduğu, yaptırımların kanuni bağlamda şahsileştirilmek suretiyle uygulandığı anlaşılmakla; sanık müdafiinin temyiz dilekçesinde ileri sürdüğü nedenler yerinde görülmediğinden CMK’nın 302/1. maddesi gereğince temyiz davasının esastan reddiyle hükmün ONANMASINA, 03.10.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.