
Esas No: 2015/503
Karar No: 2016/131
Yargıtay Ceza Genel Kurulu 2015/503 Esas 2016/131 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın hakkında yapılan yargılamada elektrik enerjisi hırsızlığı suçu için suç unsurları oluşmadığı gerekçesiyle beraatına karar vermiştir. Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından temyiz edilen karar, Ceza Genel Kurulu tarafından incelenmiştir. Yerel mahkemenin son kararı yeni bir hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın Özel Daire tarafından incelenerek Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmesine karar verilmiştir. Yargıtay Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 193/2. maddesi, sanığın duruşmada hazır bulunmaması durumunda dava gıyabında bitirilmesi konusunu düzenlemektedir. 5271 sayılı Kanun'un geçici 2. maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi amacıyla dosyanın mahalline iade edilmesi mümkündür.
"İçtihat Metni"
Kararı Veren
Yargıtay Dairesi : 13. Ceza Dairesi
Mahkemesi :Asliye Ceza
Hırsızlık suçundan sanık ..."ın beraatine ilişkin, Büyükçekmece 2. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 08.12.2011 gün ve 1716-692 sayılı hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığınca 12.07.2012 gün ve 106540 sayı ile, 6352 sayılı Kanunun geçici 2. maddesi uyarınca sanığın hukuki durumunun değerlendirilmesi amacıyla mahalline iade edilmiştir.
Duruşma açarak değerlendirme yapan Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesince 24.01.2013 gün ve 996-73 sayı ile sanığın beraatine karar verilmiş, hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosyayı inceleyen Yargıtay 13. Ceza Dairesince 17.02.2014 gün ve 29793-4780 sayı ile;
"Ceza Yargılama Yasasında mahkemeye gelmemiş sanık hakkında duruşma yapılamayacağına ilişkin temel kuralın istisnalarından biri olarak öngörülen 5271 sayılı CMK"nun 193/2. maddesinin "ilk bakışta eylemin suç oluşturmayacağı ve derhal beraat kararı verilebilecek" hâllerle sınırlı olarak uygulanabileceği, bu hâller dışında, mutlaka sanığın sorgusunun yapılmasının gerektiği gözetilmeyip, sanığın savunması yöntemince alınmadan hüküm kurulması," isabetsizliğinden bozulmuştur.
Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesi ise; 04.07.2014 gün ve 226-425 sayı ile;
" Sanık hakkında her ne kadar elektrik enerjisi hırsızlığı suçundan kamu davası açılmış ise de mahkememizce yapılan yargılamada 21.01.2013 tarih 2012/996 esas 2013/73 Karar sayılı karar ile; iddianamede eylemin aboneliğin iptali sonrası abonelik yapmadan elektrik kullanıldığı iddiasına dayalı olduğu yargılama aşamasında yapılan keşif, alınan bilirkişi raporu ile sayaca tüketimin kaydedilmesini engelleyen müdahale olmadığı, sayacın tüketimi kaydetmekte olduğunun belirtildiği anlaşılmış olup sanık yönünden gerek TCK"nun 142/1-f ve gerekse 6352 sayılı Kanununla değişik TCK"nun 163/3. maddesinde suçun temel unsurunun "tüketimin kaydedilmesini engelleyecek müdahale" olarak belirlendiği, bu kapsamda mahkemizce suçun unsurları yönünden oluşmadığı gerekçesiyle, sanık savunması alınmasının sonuca etkili olmayacağı, toplanan delillere göre beraat kararı verilmesi gerektiği sonucuna varılarak sanığın sorgusu yapılmaksızın dava gıyabında bitirilmiştir.
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 2009/11-89 Esas 2009/243 K sayılı kararında da açıklandığı üzere göre "5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, "sanığın duruşmada hazır bulunmaması" başlığını taşıyan 193. maddesine, 01.06.2005 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5353 sayılı Yasa ile eklenen 2. fıkrasının konuluş amacı gerekçesinde, sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa dahi dava gıyabında bitirilebilir. Böylece sanığın lehine bir düzenleme getirilmiş ve gereksiz yere davanın uzaması önlenmek istenmiştir" şeklinde açıklanmış olup, maddenin değişiklik gerekçesinde de belirtildiği üzere, sanık hakkında, mahkûmiyet dışında bir karar verileceği hallerde, davanın gereksiz yere uzamaması için sorgusu yapılmadan da davanın bitirilmesi olanaklı hale gelmiştir. 1412 sayılı CMUK"nun 223/son maddesi hükmü ile anılan 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun, "sanığın duruşmada hazır bulunmaması" başlığını taşıyan 193. maddesine, 01.06.2005 günlü Resmi Gazetede yayımlanarak yürürlüğe giren 5353 sayılı Kanun ile eklenen 2. fıkrasının konuluş amacı gerekçesinde, sanık hakkında, toplanan delillere göre mahkûmiyet dışında bir karar verilmesi gerektiği kanısına varılırsa, sorgusu yapılmamış olsa dahi dava gıyabında bitirilebilir. Böylece sanığın lehine bir düzenleme getirilmiş ve gereksiz yere davanın uzaması önlenmek istenmiştir şeklinde açıklanmış olup, maddenin değişiklik gerekçesinde de belirtildiği üzere, sanık hakkında, mahkûmiyet dışında bir karar verileceği hallerde, davanın gereksiz yere uzamaması için sorgusu yapılmadan da davanın bitirilmesi olanaklı hale gelmiştir. O halde, sanığın mahkûmiyetine karar verilmesi olanaksız olup, yerel mahkemece sanığın beraatına karar verilmesi isabetlidir.
Sanık hakkında, mahkûmiyet dışında bir karar verildiği nazara alındığında, sorgusu yapılmadan duruşmanın bitirilmesi 5271 sayılı CMK"nın 193/2. maddesine uygun olup, bir isabetsizlik bulunmamaktadır." yönündeki gerekçeye göre sanık hakkında mahkumiyet dışında bir karar verilmesi halinde sorgusu yapılmaksızın yargılamanın gıyabında sonuçlandırılabileceği, sanığın beraatine karar verilmesine göre kaçak tarifesi üzerinden belirlenmiş zararın ödemeye zorlanamayacağı, bu yönde tarafa ihtarat yapıldığı,” gerekçesiyle direnerek sanığın önceki hükümde olduğu gibi beraatine karar vermiştir.
Bu hükmün de katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının 20.05.2015 gün ve 343280 sayılı "bozma" istekli tebliğnamesi ile Yargıtay Birinci Başkanlığına gönderilen dosya, Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmiş ve açıklanan gerekçelerle karara bağlanmıştır.
TÜRK MİLLETİ ADINA
CEZA GENEL KURULU KARARI
Özel Daire ile yerel mahkeme arasında oluşan ve Ceza Genel Kurulunca çözümlenmesi gereken uyuşmazlık; sanığın sorgusu yapılmadan beraat kararı verilmesinin isabetli olup olmadığının tespitine ilişkin ise de, Yargıtay İç Yönetmeliğinin 27. maddesi uyarınca öncelikle yerel mahkeme direnme kararının yeni hüküm niteliğinde olup olmadığı hususunun önsorun olarak ele alınması gerekmektedir.
Ceza Genel Kurulunun süreklilik kazanmış uygulamalarına göre şeklen direnme kararı verilmiş olsa dahi;
a) Bozma kararı doğrultusunda işlem yapmak,
b) Bozma kararında tartışılması gereken hususları tartışmak,
c) Bozma sonrasında yapılan araştırma, inceleme ya da toplanan yeni delillere dayanmak,
d) İlk kararda yer almayan ve daire denetiminden geçmemiş olan yeni ve değişik gerekçelerle veya sonradan yürürlüğe girip lehe hükümler içermekle uygulanması gereken yeni kanun normlarına dayanarak hüküm kurmak,
Suretiyle verilen hüküm, özde direnme kararı olmayıp, yeni bir hükümdür. Bu nitelikteki bir hükmün temyiz edilmesi halinde ise incelemenin Yargıtay’ın ilgili dairesi tarafından yapılması gerekmektedir.
İncelenen dosya kapsamından;
Sanığın beraatine ilişkin ilk hükmün katılan vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Özel Dairece, sanığın sorgusu yapılmadan beraat kararı verilmesi isabetsizliğinden bozulduğu, bozmadan sonra yerel mahkemece sanığın sorgusunun neden yapılmadığı ve beraat kararı verilmesi nedeniyle kaçak tarife üzerinden belirlenmiş zararı ödemeye zorlanamayacağına ilişkin açıklamalara ve Ceza Genel Kurulu kararına yer vermek suretiyle değişik gerekçeyle hüküm kurduğu görülmektedir.
İlk hükümde yer almayan ve Özel Daire denetiminden geçmemiş olan bu hususların Ceza Genel Kurulunca değerlendirilmesine imkân bulunmamaktadır.
Bu itibarla, yerel mahkemenin son uygulaması direnme kararı olmayıp, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, Özel Daire denetiminden geçmemiş bulunan yeni hükmün doğrudan ve ilk kez Ceza Genel Kurulu tarafından ele alınması mümkün olmadığından dosyanın incelenmek üzere Özel Daireye gönderilmesine karar verilmelidir.
SONUÇ:
Açıklanan nedenlerle,
Büyükçekmece 7. Asliye Ceza Mahkemesince verilen 04.07.2014 gün ve 226-425 sayılı direnme kararı, yeni hüküm niteliğinde olduğundan, dosyanın temyiz incelemesi için Yargıtay 13. Ceza Dairesine gönderilmek üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına TEVDİİNE, 15.03.2016 tarihinde yapılan müzakerede oybirliğiyle karar verildi.