Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4526 Esas 2017/7133 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Ceza Dairesi
Esas No: 2017/4526
Karar No: 2017/7133
Karar Tarihi: 25.10.2017

Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4526 Esas 2017/7133 Karar Sayılı İlamı

11. Ceza Dairesi         2017/4526 E.  ,  2017/7133 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
    SUÇ : Resmi belgede sahtecilik
    HÜKÜM : Mahkumiyet

    1- Resmi belgede sahtecilik suçundan açılan kamu davasında; sanığın aşamalardaki savunmalarında mağdur ile tanıkları tanımadığını, onlarla herhangi bir alışverişinin olmadığını ve suça konu çekle bir ilgisi bulunmadığını beyan etmesi karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilmesi bakımından, çeki sanıktan aldıklarını söyleyen ..., ... ve ... ile sanık arasında yüzleştirme yapılması ve bu alışverişi ispat edici ellerinde herhangi bir belge bulunup bulunmadığının sorulması, bulunması halinde dosyaya ibrazının sağlanmasından sonra sanığın hukuki durumunu takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
    2- Kabule göre de;
    a- Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18/06/2013 gün ve 2012/15-1351 Esas ve 2013/328 Karar sayılı kararında da vurgulandığı üzere, kanun koyucu, cezanın kişiselleştirilmesinin sağlanması bakımından hâkime somut olayın özellikleri ve işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı bir şekilde gerekçesini de göstererek alt ve üst sınır arasında temel cezayı belirleme yetki ve görevini yüklemiştir. Ancak, hâkimin temel cezayı belirlerken dayandığı gerekçe, bu düzenlemelere uygun olarak; suçun işleniş biçimi, suçun işlenmesinde kullanılan araçlar, suçun işlendiği zaman ve yer, suç konusunun önem ve değeri, meydana gelen zarar veya tehlikenin ağırlığı, failin kast veya taksire dayalı kusurunun ağırlığı, güttüğü amaç ve saik ile dosya içeriğine yansıyan bilgi ve belgelerin isabetli biçimde değerlendirildiğini gösterir biçimde yasal ve yeterli olmalıdır.Somut olayda sanığın 15000 TL bedelli sahte çeki düzenleyerek kullandığının kabul edildiği gözetilerek TCK"nın 3/1. maddesi uyarınca işlenen fiilin ağırlığıyla orantılı olacak şekilde alt ve üst sınırlar arasında bir belirleme yapılması gerekirken, TCK"nın 61. maddesinde sayılan cezanın bireyselleştirilmesindeki ölçütler somutlaştırılmadan hak ve nesafet kuralları ile orantılılık ilkesine aykırı olarak üst sınıra yakın şekilde ceza verilmesi,
    b- 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesine ilişkin uygulamanın Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
    Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 25.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.




    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.