Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/10720
Karar No: 2018/6291
Karar Tarihi: 19.6.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2015/10720 Esas 2018/6291 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2015/10720 E.  ,  2018/6291 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davalı ... (Asil) tarafından istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 19.06.2018 Salı günü davacılar vekili Av. ... ile davalı ... (Asil) geldiler. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan ve hazır bulunan davacılar vekili ve davalı ... (Asil) dinlendikten sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacılar vekili, davalının işleten/sürücüsü olduğu aracın, yaşı küçük davacı ..."ya çarpmasıyla oluşan kazada çocuğun ağır biçimde yaralandığını, 2 yıldır tedavisi devam eden çocuğun tüm masraflarının davacılar tarafından karşılandığını, malul kalma riski bulunduğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL. maddi ve 15.000,00 TL. manevi tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiş; 27.10.2014 tarihli ıslah dilekçesiyle, maddi tazminat taleplerini 113.425,56 TL"ye yükseltmiştir.
    Davalı ..., davaya konu kazada kusurunun olmadığını, davacı çocuk ile çocuk üzerindeki gözetim yükümlülüğünü yerine getirmeyen anne babanın kusurlu olduğunu, istenen tazminatların haksız ve fahiş olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabulü ile 113.425,56 TL. maddi tazminatın, 10.000,00 TL"lik kısmının kaza tarihinden ve bakiye kısmının ıslah tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline; davacı ... için 6.000,00 TL. ve diğer davacılar için 2.000,00"er TL. olmak üzere toplam
    10.000,00 TL. manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline, fazla isteğin reddine karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Davalı ..."in, davacılar Bedia ve İsa lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz talebi yönünden; 6100 sayılı HMK"nun geçici 3. maddesi delaletiyle mülga 1086 Sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen temyiz kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL"ye çıkarılmıştır.
    İhtiyari dava arkadaşı olan davacılar Bedia ve Yaşar lehine hükmedilen manevi tazminatlara ilişkin karar, anılan tarihten sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece karar verilebileceği gibi 1.6.1990 gün 3/4 sayılı YİBK uyarınca Yargıtay"ca da karar verilebileceğinden, davalının temyiz isteminin bu yönden reddine karar vermek gerekmiştir.
    2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; davalıya ait araç sigortacısına davanın ihbarının mahkemece hüküm verildikten sonra talep edildiği ve davanın ihbarının tahkikat sonuçlanıncaya kadar yapılabilecek usul işlemi olduğu dikkate alındığında, davalının bu yöne ilişkin temyiz itirazının yerinde olmamasına; konusunda uzman bilirkişi tarafından, oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen rapordaki kusur oranlarının benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına; davacı ... için manevi tazminatın takdirinde TBK"nun 56. (BK"nun 47.) maddesindeki özel haller dikkate alınarak hak ve nesafet kuralları çerçevesinde hüküm kurulmuş olmasına göre; davalı ..."in aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
    3-Dava, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle, maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacı ... kaza tarihinde 4 yaşında olup, ... uzmanı raporu ile kazadaki yaralanması nedeniyle iyileşme süresi 18 ay olarak saptanmış; hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda ise, 18 aylık süre için 6.811,19 TL. geçici işgöremezlik tazminatı hesaplanmış ve mahkemece maddi tazminat içinde bu bedel de hüküm altına alınmıştır.
    Davacı çocuğun kaza tarihindeki yaşı itibariyle, kazanç getiren herhangi bir işte çalışması sözkonusu olamayacağına ve bu yönden mahrum kalınan bir kazançtan bahsedilemeyeceğine
    göre; davacı çocuk için hesaplanan geçici işgöremezlik tazminatına hükmedilmemesi gerekirken, bilirkişi raporu denetlenmeyip eksik incelemeyle, yazılı olduğu şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    4-Davalı sevk ve idaresindeki aracıyla davaya konu kazayı yapmış ve davaya konu zararların oluşumuna neden olmuştur. Haksız fiil faili olan davalının sorumluluğu kusur esasına dayandığı için, zarardan ancak kusuru oranında sorumlu tutulabilir. Tarafların kusur oranlarının belirlenmesi bakımından makine mühendisi bilirkişiden alınan 20.06.2014 tarihli raporda, davalı kazada % 40 oranında ve davacı çocuk % 60 oranında kusurlu bulunmuş, bu rapor mahkemece de benimsenmiştir. Buna rağmen, davacı çocuğun maddi zararlarının hesaplanması bakımından alınan 11.09.2014 tarihli hesap bilirkişi raporunda, hatalı biçimde, davalının kusur oranı % 60 olarak esas alınmak suretiyle fazla hesaplama yapılmıştır. Esas alınan rapor bu yönüyle, yanlış hesaplar içerdiğinden hükme esas almaya elverişli değildir ve bu rapora göre karar verilmesi de eksik incelemenin tezahürüdür.
    5-Davacı çocuğun, kaza sonucu çalışma gücünde oluşan azalma nedeniyle uğradığı zarar, geleceğe ilişkin olduğundan, davacının muhtemel yaşam süresinin ve bu süredeki gelirlerinin usul ve uygulamaya uygun olarak belirlenmesi önem kazanmaktadır. Çalışma hayatının, aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması ve özel yasalarında çalışma süreleri ayrık olarak belirtilmemiş (asker, polis vb. gibi) kişiler yönünden 60 yaşın aktif çalışma devresini, bakiye yaşam süresi varsa kalan sürenin de pasif çalışma devresini oluşturduğu; işgücü kaybı nedeniyle tazminatın hesabında, pasif devrede de zararın oluşacağı ve bu zararın asgari ücret düzeyinde bir zarar olacağının kabulü gerektiği, Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
    Ayrıca, pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücretin, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığı olduğu, ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif devre zararının hesaplanmasında dikkate alınmaması gerektiği de açıktır.
    Mahkemece hükme esas alınan 11.09.2014 tarihli bilirkişi raporunda, davacı çocuğun muhtemel bakiye yaşam süresinin PMF 1931 Yaşam Tablosu"na göre 59 yıl 2 ay 20 gün olarak belirlendiği, muhtemel bakiye yaşam süresinin tamamı için AGİ
    dahil edilmiş asgari ücret üzerinden işgöremezlik tazminatının hesaplandığı görülmektedir. Hükme esas alınan bilirkişi raporu bu yönüyle de hatalıdır.
    Bu durumda mahkemece; davacı çocuğun PMF Tablosu"na göre saptanan muhtemel bakiye yaşam süresinin, 60 yaşa kadar olan dönemi aktif devre olarak kabul edilip bu dönemdeki geliri AGİ dahil edilmiş net asgari ücret olarak esas alınmak; 60 yaştan sonraki sürenin ise pasif devre olarak kabul edilip bu dönemdeki geliri AGİ dahil edilmemiş net asgari ücret olarak esas alınmak suretiyle hesaplama yapılması; ayrıca, davalının kazadaki kusur oranının % 40 olduğu dikkate alınarak bu oran üzerinden davalının sorumlu olacağı işgöremezlik tazminatı ile tedavi gideri bedelinin belirlenmesi hususlarında, konusunda uzman başka bir aktüerya bilirkişisinden rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ..."in temyiz isteminin, mahkeme hükmünün belirtilen yönlerden kesin olması nedeniyle REDDİNE; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalının sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (3), (4) ve (5) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; duruşmada vekille temsil olunmayan davalı ... yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ..."e geri verilmesine 19.6.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi