11. Ceza Dairesi 2017/6798 E. , 2017/7130 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
1- Hakkında 2006 takvim yılında sahte fatura düzenlemek suçundan açılan kamu davasında sanığın, söz konusu mükellefiyetin kardeşinin eski eşi Aydemir Tarcan tarafından oluşturulduğunu, kendisinin bazı konularda bu kişiye yardımcı olduğunu, ancak kendisinden habersiz vekaletname çıkarıldığını, bunu hiç kullanmadığını ve kesilen faturalardan haberinin olmadığını savunması ve sahte fatura düzenlemek suçunun oluşabilmesi için sahte faturaların 213 sayılı VUK"nın 230. maddesinde sayılan zorunlu unsurları taşıması gerektiği aksi takdirde ilgili Kanunun 227/3. maddesine göre hiç düzenlenmemiş sayılacağı, dosya arasında da sahteliği iddia edilen faturaların olmadığı anlaşılmakla; gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespit edilebilmesi için, sahte fatura asılları ya da onaylı örneklerinden kanaat oluşturacak sayıda temin edilip dosya arasına konulmasından sonra, yasada öngörülen zorunlu bilgileri içerip içermediğinin incelenmesi, sahte olduğu iddia edilen faturalar ile belge basım formları ve beyannamelerdeki imzaların sanığa ya da ...."a ait olup olmadığının bilirkişi aracılığıyla saptanıp, sahte olduğu iddia olunan faturaları kullanan kişi veya şirketler hakkında karşıt inceleme yapılıp yapılmadığı araştırılıp, yapılmış ise haklarında düzenlenen vergi inceleme ve sair raporların onaylı suretleri getirtilerek incelenmesi, kamu davası açılıp açılmadığının sorulması, açıldığının tespiti halinde dava dosyasına intikali sağlanarak ayrıntılı özetinin tutanağa geçirilmesi ve bu davayı ilgilendiren bilgi ve belgelerin onaylı örneklerinin alınarak dosyaya konulması, gerektiğinde faturaları kullanan şirket yetkilileri veya kişiler dinlenerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak aldıkları ve sanığı tanıyıp tanımadıkları saptandıktan sonra sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre de;
a- Suç tarihi itibariyle yürürlükten kalkmış bulunan 765 sayılı TCK"nın 80. maddesinin uygulanma imkanı olmamasına rağmen artırımın bu madde üzerinden yapılması,
b- Sanığın adli sicil kaydında geçen 3167 sayılı Kanunun 16/1-3. maddesi uyarınca verilen mahkumiyetlerine ilişkin eylemlerinin 31.01.2012 tarih ve 28193 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak 03.02.2012 tarihinde yürürlüğe giren 6273 sayılı Çek Kanununda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun gereğince idari yaptırıma dönüştüğü cihetle, 5728 sayılı Yasanın 562. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesi gereğince, objektif ve subjektif koşulların bulunup bulunmadığı değerlendirilerek "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kararı verilip verilmeyeceği hususunun buna göre tartışılması gerektiği gözetilmeden yanlış gerekçe ile uygulanmamasına karar verilmesi,
c- Güvenlik tedbiri olması nedeniyle kazanılmış hak oluşturmayacağından, TCK"nın 51/3. maddesine göre, cezası ertelenen sanık hakkında denetim süresinin alt sınırının hükmolunan ceza miktarından az olamayacağı gözetilmeden, ceza miktarından daha az denetim süresine hükmedilmesi,
d- Uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 3. fıkrası nazara alınarak 1. fıkrasında yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, ceza miktarı itibarıyla kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 25.10.2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.