18. Ceza Dairesi 2015/21208 E. , 2017/4245 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇLAR : Görevi yaptırmamak için direnme, hakaret
HÜKÜMLER : Mahkumiyet
KARAR
Yerel Mahkemece verilen hükümler temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
1- Sanık hakkındaki kamu görevlilerine hakaret suçundan kurulan mahkumiyet hükmüne yönelik temyiz talebi üzerine yapılan incelemede;
Sanığa yükletilen hakaret eylemiyle ulaşılan çözümü haklı kılıcı zorunlu öğelerinin ve bu eylemin sanık tarafından işlendiğinin Kanuna uygun olarak yürütülen duruşma sonucu saptandığı, bütün kanıtlarla aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların temyiz denetimini sağlayacak biçimde ve eksiksiz sergilendiği, özleri değiştirilmeksizin tartışıldığı, vicdani kanının kesin, tutarlı ve çelişmeyen verilere dayandırıldığı,
Eylemin doğru olarak nitelendirildiği ve Kanunda öngörülen suç tipine uyduğu,
Hakaret suçunda TCK 125/4 maddesinin TCK 43/2 maddesinden sonra uygulanmış ise de, sonuca etkili olmadığından bozma yapılamayacağı,
Anlaşılmış ve ileri sürülen başkaca temyiz nedenleri yerinde görülmediği gibi hükümleri etkileyecek oranda hukuka aykırılığa da rastlanmamıştır.
Ancak;
a- Anayasa Mahkemesi’nin hükümden sonra 24/11/2015 gün ve 29542 sayılı Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararı ile TCK’nın 53. maddesinin (1) numaralı fıkrasının (b) bendine yönelik olarak vermiş olduğu iptal kararlarının uygulanması zorunluluğu,
b- TCK"nın 53/l-(c) maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağının gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş ve ... müdafiinin temyiz iddiaları bu nedenlerle yerinde ise de, bu aykırılıklar, yeniden duruşma yapılmasına gerek olmaksızın düzeltilebilir nitelikte olduğundan, temyiz edilen kararın açıklanan noktası tebliğnameye aykırı olarak, 5320 sayılı Kanunun 8/1. madde ve fıkrası aracılığıyla 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi uyarınca; TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmın çıkartılarak, hüküm fıkrasına “sanık hakkında TCK"nın 53/1-(c) bendinde yer alan hak yoksunluğunun kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden ve 53/1-a, d, e bentlerindeki hak yoksunlukları bakımından mahkum olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar uygulanması” cümlesinin eklenmesi suretiyle HÜKMÜN DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
2- Sanık hakkındaki görevi yaptırmamak için direnme suçundan mahkumiyet hükmüne yönelik temyizine gelince; başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak,
a) Sanığın üzerine atılı görevi yaptırmamak için direnme suçunu kabul etmediği, 02/07/2007 tarihli olay tutanağında ve 16/07/2007 tarihli iddianamede eylemin “.... siz benim düğünümü durduramazsınız, sizi buradan sürdürürüm” şeklinde sözler ile tehdit ettiğinin anlatıldığı, Mahkemece “... burada düğün yapıyoruz, adam mı öldürüyoruz, bende askerlik yaptım, şerefsizler, sizi buradan sürdürürüm" ve “siz benim düğünümü durduramazsınız, şerefsizlik yapmayın, sizi buradan sürdürürüm, siz ne biçim idarecisiniz" şeklinde tehdit içeren sözler söylediği için tehdit yolu ile suçu işlediği anlaşıldığından sanığın cezalandırılmasına....” karar verildiği, “sizi buradan sürdüreceğim” ifadesinin ise tehdit sayılamayacağı dikkate alındığında, görevi yaptırmamak için direnme suçunun cebir veya tehdit unsurunun ne şekilde gerçekleştiği ve sanığın kamu görevlilerine nasıl direndiği CMK"nın 230/1, b-c maddesine uygun şekilde kanıtlara dayalı olarak açıklanmadan yetersiz gerekçeyle yüklenen suçun oluştuğu kabul edilerek mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
Sanığın eyleminin birden fazla kişi ile gerçekleştirildiği ve müştekilere yönelik olduğu kabul edilmesine karşın TCK"nın 265/3 ve 43/2. maddelerinin uygulanmamış olması,
TCK’nın 53/1-b maddesinde yer alan hak yoksunluğunun uygulanmasına ilişkin hükmün Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı kararıyla iptal edilmesi nedeniyle uygulanma olanağının ortadan kalkması,
TCK’nın 53/1-c maddesindeki hak yoksunluğunun sanığın kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverme tarihine kadar, diğer kişilere karşı belirtilen yetkiler yönünden mahkûm olunan hapis cezasının infazı tamamlanıncaya kadar geçerli olacağı gözetilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, tebliğnameye aykırı olarak, HÜKMÜN BOZULMASINA, yeniden hüküm kurulurken aleyhe temyiz olmadığından, 1412 sayılı CMUK"nın 326/son maddesinin gözetilmesine, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 12.04.2017 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.