17. Hukuk Dairesi 2015/12452 E. , 2018/6286 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davaya konu kaza tarihi itibariyle trafik sigortası olmayan aracın yaptığı kazada davalının eşi ..."in öldüğünü, davalının kurumlarına başvurup diğer sorumlulara başvuru yapmadığı ve tazminat almadığına ilişkin beyanda bulunması nedeniyle 22.852,00 TL. destekten yoksun kalma tazminatını 21.11.2012 tarihinde davalıya ödediklerini, sigortasız aracın malik/ sürücüsü olan ... adlı kişiye rücu amacıyla yazı gönderdiklerini ve bu kişi tarafından davalının vekiline 30.000,00 TL. tazminat ödemesini 16.11.2012"de yaptığı şeklinde cevap verildiğini, davalının aynı zarar nedeniyle iki kez tahsilat yaptığını, davacının ödediği bedelin davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe davalının itiraz ettiğini, itirazın haksız olduğunu belirterek itirazın iptali ile %20 ... inkar tazminatının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, davalının dava dışı ..."den aldığı paranın manevi tazminata ilişkin olduğunu, maddi zarar için tahsil edilmiş bir para olmadığından davacı kurumun tazmin yükümlülüğünün devam ettiğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davacı ve dava dışı zarar sorumlusu ... tarafından davalıya ödenen bedeller toplamının, davalının hak kazanacağı tazminattan daha düşük olduğu, bu nedenle davacının ödemesinin yerinde ve davalının bu bedeli davacıdan tahsilde haklı olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davacı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 14/2-b maddesi ile ... Yönetmeliği"nin 9/1-b maddesi gereği davalıya destekten yoksun kalma tazminatı ödeyen davacının ödediği bedelin, sebepsiz zenginleşme gerekçesiyle davalıdan rücuen tahsili için başlatılan takibe vaki itirazın iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, davalının eşinin trafik kazası sonucu ölümü nedeniyle doğan destekten yoksun kalma tazminatının hesaplanması konusunda alınan 97.04.2015 tarihli kök ve 01.06.2015 tarihli ek bilirkişi raporları doğrultusunda, davacı ile dava dışı zarar sorumlusu ... tarafından davalıya ödenen bedel toplamının, raporlarla saptanan tazminat alacağının altında kaldığı kabul edilerek davacının davalıya rücu hakkının bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Benimsenen kök bilirkişi raporu incelendiğinde; davacının ödeme yapmasına neden olan kazaya karışan sürücülerden davalının eşi ..."nin %15 oranındaki kusur oranının, davalı için hesaplanan tazminattan düşülmediği; bunun için de desteğin kusurunun davalıya yansımayacağı gerekçesine dayanıldığı görülmektedir. Oysa, kazaya karışan karşı aracın sigortasız olması nedeniyle davalının zararından sorumlu olan davacı ..."nın ancak sigortasız karşı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduğu açıktır. Karşı araç sürücüsünün kazada %85 ve davalının eşi sürücü ..."nin ise %15 oranında kusurlu olduğu alınan uzman bilirkişi heyeti raporuyla saptandığı gibi bu husus mahkemenin de kabulündedir. İfade olunan nedenlerle, mahkemenin hükme esas aldığı kök ve ek bilirkişi raporu hatalı tespit ve hesaplama içerdiğinden, hükme esas almaya elverişli bir rapor değildir.
3-Mahkemece benimsenen 01.06.2014 tarihli ek bilirkişi raporunda; gerek davacının gerekse dava dışı zarar sorumlusu ..."in davalıya ödediği bedellerin güncellenmiş değerleriyle hesaplanan toplamının 64.187,73 TL. olduğu; davalı ..."in hak kazandığı destek tazminatının kök rapor tarihine kadar işlemiş yasal faiziyle güncellenmiş karşılığının 86.597,09 TL. olduğu; davalının tazminat alacağı yapılan ödemelerden ... olduğu için de davacı ..."nın rücu hakkının bulunmadığı yönünde görüş
bildirilmiştir. Davacı ve dava dışı ... tarafından ödenen bedellerin, ödeme tarihinden işleyecek yasal faiziyle güncellenmesine ilişkin tespit ve hesap yerinde olmakla birlikte; davalının hak kazanacağı tazminat miktarının rapor tarihine kadar güncellenmesinin sebebi anlaşılamamıştır. Tazminata hak kazanan kişinin, daha önce aldığı bedel ile parayı kullanma hakkına kavuşması nedeniyle ve sebepsiz zenginleşmesinin de önüne geçilebilmesi bakımından, güncellenmiş bedelin tazminattan düşülmesi Yargıtay uygulamaları ile kabul edilmekte ise de, hak kazanılacak tazminat için hesap tarihine kadar güncelleme yapılmasına ilişkin bir kabul, yerleşik uygulamalara uymamaktadır. Rapor, bu yönüyle de hükme esas almaya elverişli değildir.
Bu durumda mahkemece; davalı ..."in hak kazanacağı destekten yoksun kalma tazminatının hesabı sırasında, davalı desteği sürücü ..."in kazadaki % 15 kusuru oranında tazminattan indirim yapılması; davacı ile dava dışı zarar sorumlusu ... tarafından davalıya ödenen bedellerin, ödeme tarihlerinden işleyecek yasal faizleriyle birlikte güncellenmiş karşılığının tazminattan düşülmesi ile davalının hak kazanacağı tazminat miktarının usulünce hesaplanması için, konusunda uzman başka bir aktüerya bilirkişisinden rapor alınıp oluşacak sonuca göre davacı ..."nın rücu hakkı olup olmadığının değerlendirilmesi gerekirken, hatalı tespitlerle hesap yapan yetersiz bilirkişi raporlarına göre ve eksik incelemeyle hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ : Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE; (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25/06/2018 gününde oybirliğiyle karar verildi.