Abaküs Yazılım
8. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/7426
Karar No: 2014/2335
Karar Tarihi: 13.02.2014

Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2013/7426 Esas 2014/2335 Karar Sayılı İlamı

8. Hukuk Dairesi         2013/7426 E.  ,  2014/2335 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ : Kayseri 2. Aile Mahkemesi
    TARİHİ : 24/01/2013
    NUMARASI : 2011/700-2013/71

    M.. A.. ile A.. İ.. aralarındaki katkı payı alacağı davasının kısmen karar verilmesine yer olmadığına ve kısmen reddine dair Kayseri 2. Aile Mahkemesi"nden verilen 24.01.2013 gün ve 700/71 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla; dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    KARAR

    Davacı vekili, dava dilekçesinde vekil edeninin otuzbeş yıl önce işçi olarak Hollanda’ya çalışmaya gittiğini, davalı ile 1979 yılında evlendiklerini, bir yıl sonra davalı eşini yanına aldığını, davalının yurtdışında iki yıl kadar çalıştığını, tarafların 2004 yılında Hollanda Mahkemesi tarafından boşandıklarını, 2000 yılında vekil edeninin izne geldiğinde 285 ada sayılı parseldeki taşınmazı aldığını, tapu kaydının davalı adına yapıldığını, bedelin vekil edenince ödendiğini, toplam bedelinin 42.000 DM olduğunu, 20.000 DM’nin İlhami Ercan isimli şahıs ile elden gönderildiğini, 22.000 DM’nin ise Kayseri’deki dairenin satış bedeli ile ödendiğini, dava tarihi itibarıyla taşınmazın değerinin 120.000 YTL olduğunu, 1982 yılında izne geldiğinde ise 1614 ada sayılı parseldeki nolu bağımsız bölümün ½ payının 30.000 Hollanda Guldeni karşılığı satın alındığını, davalı adına tapuya kaydedildiğini, dava tarihi itibarıyla 30.000 YTL değerinde bulunduğunu, ayrıca evlilik birliği içerisinde parseldeki 3000/24800 payın alındığını, yurtdışında çalışması nedeniyle yine davalı adına tapuya kaydedildiğini, dava tarihi itibarıyla 30.000 YTL değerinde olduğunu açıklayarak, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak koşuluyla sebepsiz zenginleşme nedeniyle 90.000 YTL’nin dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde, davanın TMK"nun 178. maddesinde öngörülen zamanaşımı süresi geçirilmesinden sonra açıldığını, sayılı parseldeki payının vekil edeni tarafından alındığını, davacı ile bir ilgisinin bulunmadığını, diğer taşınmazlarda da davacının katkısının bulunmadığını belirterek davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
    Mahkemece, “ … dinlenen davalı tanıklarının anlatımlarından davalıya düğününde çok sayıda ziynet eşyası hediye edildiğini davalının Hollanda’da yaşamasıyla çok geçmeden çalışmaya başladığını, davacının Kayseri’den bir dükkan ve ev almak istediğini, eşinden ziynet eşyalarını aldığını, davacının evi kendi adına, dükkanı ise eşi adına tescil ettirdiğini, davalının çalışması ile elde ettiği kazancını babasına gönderdiğini, davalının babasının kooperatife üye olduğunu, daha sonra kooperatif hissesini satarak Didim’de bir kooperatife davalının üye olduğunu, davalının çalışmadığı dönemlerde işsizlik maaşı aldığını, davacının kendi adına olan taşınmazı boşanma kararından sonra sattığını, her ne kadar davacı tanıkları M.. ve G.. A.. taşınmazların davacı babalarının parası ile alındığını açıklamışlar ise de Serçeönü Mahallesi"ndeki taşınmazın alındığı tarih itibarıyla yaşlarının küçük olmaları nedeniyle görgülerinin olamayacağını, sonuç olarak Serçeönü Mahallesi"nde bulunan dükkanın alımında davalının ziynet eşyalarının sarf edildiğini, Didim İlçesi"ndeki yazlığın edinilmesinde de davalının kazancı ile elde ettiği birikimlerinin olduğunu ancak davacının iddiası doğrultusunda bu taşınmazın alımında davacının gizli bağışta bulunduğunu, bağıştan dönmesini gerektiren kanunda sayılan sebeplerin bulunmadığını, böylece dava konusu 285 ada nolu parseldeki nolu bağımsız bölüm ile 1614 ada nolu parseldeki sayılı bağımsız bölümlerden dolayı katkı payı alacağı bulunmadığından davanın reddine “… karar verilmesi üzerine hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, 743 sayılı TKM"nin 170. maddesi uyarınca eşler arasında mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinilen taşınmazlardan kaynaklanan katkı payı alacağına ilişkindir.
    Mahkemece, 285 ada parselde bulunan nolu bağımsız bölümün davalıya yapılan gizli bağış niteliğinde bulunduğu,1614 ada sayılı parseldeki nolu bağımsız bölümün alınmasına ise davacının herhangi bir katkısının bulunmadığı gerekçesiyle her iki taşınmaz yönünden davanın reddine karar verilmiş ise de, Mahkemenin bu görüşüne katılma olanağı bulunmamaktadır. Dava dilekçesinde sebepsiz zenginleşme nedeniyle istekte bulunulmuş ise de, dava dilekçesi ve istek bir bütün olarak değerlendirildiğinde, davanın katkı payı alacağına ilişkin olduğu ve Mahkemece"de bu şekilde değerlendirildiği açıktır.
    Taraflar 28.08.1979 tarihinde evlenmiş, 2004 tarihinde yabancı Mahkemede açılan boşanma davasının kabulü ve hükmün 23.03.2004 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Boşanma kararının tanınmasına ilişkin yerel mahkeme kararı 13.12.2008 tarihinde kesinleşmiştir.Taraflar arasında, evlendikleri 28.08.1979 tarihinden 01.01.2002 tarihine kadar 743 sayılı TKM. nin 170. maddesi uyarınca mal ayrılığı, taraflar sözleşmeyle başka bir mal rejimini seçtiklerini ileri sürmediklerine göre 4721 sayılı TMK"nun yürürlüğe girdiği 01.01.2002 tarihinden boşanma davasının açıldığı 2004 tarihine kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir. (TKM. m. 202, 4722 s.K. m. 101) Taraflar arasındaki mal rejimi TMK"nun 225/2. fıkrası uyarınca boşanma davasının açıldığı 2004 tarihinde sona ermiştir.
    Dava, başlangıçta Kayseri Asliye Hukuk Mahkemesi"nde açılmış, yapılan yargılama sonunda anılan Mahkemenin 10.03.2009 tarih, 2008/308 Esas ve 2009/57 Karar sayılı kararı ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine, dosyanın görevli ve yetkili Kayseri Nöbetçi Aile Mahkemesi"ne gönderilmesine karar verilmiş olup, Yargıtay 13. Hukuk Dairesi"nin denetiminden geçerek ve onanmak suretiyle 14.01.2010 tarihinde kesinleşmiştir. Dosyanın süresi içerisinde yetkili ve görevli Mahkemeye intikali sağlanmıştır. Kayseri 2. Aile Mahkemesi"nde yapılan yargılama sonunda 20.07.2010 tarihli Kararı ile TMK"nun 178. maddesinde yer alan bir yıllık zamanaşımı geçirilmesinden sonra davanın açıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesi, hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Daire"nin 23.05.2011 tarih ve 2010/5208 Esas, 2011/3014 Karar sayılı ilamı ile 7430 sayılı parseldeki payın 01.07.2002 tarihinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde alındığı, TMK"nun 178. maddesinde öngörülen bir yıllık zamanaşımı süresinin geçirilmesinden sonra davanın açıldığı gerekçesiyle bu parsel yönünden ilgili hüküm fıkrasının onanmasına, 1614 ada ve 285 ada sayılı parsellerde bulunan bağımsız bölümlerin ise mal ayrılığı rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiklerinden 743 sayılı TKM"nin 5. maddesi yoluyla, BK"nun 125. maddesinde yer alan on yıllık zamanaşımına tabi olduğu ve boşanma kararının kesinleştiği 23.03.2004 tarihinden eldeki davanın açıldığı 04.08.2008 tarihine kadar on yıllık zamanaşımının dolmadığı gerekçesiyle bu parseller yönünden hükmün bozulmasına karar verilmiştir. Mahkemece bozma ilamına uyulmuştur.
    Her ne kadar tarafların gelirlerine ilişkin belgeler Mahkemece, getirtilerek dosya arasına konulmamış ise de, dosya kapsamındaki bilgi ve belgeler ile dinlenen taraf tanıklarının beyanlarına göre her ikisinin çalıştığı, davalının aynı zamanda malüliyet aylığı ile işsizlik sigortasından para aldığı anlaşılmaktadır. Saptanan bu somut olgu karşısında her iki tarafın gerek çalışmış olmaları ve gerekse aldıkları malüliyet ve işsizlik sigortası aylıkları nedeniyle belirli bir gelire sahip oldukları anlaşıldığından her ikisinin de alınan dava konusu mallara katkılarının olduğunun kabulü gerekir. Sapma göstermeyen Daire uygulaması bu yöndedir.
    Uyuşmazlık konusu 285 ada sayılı parseldeki nolu bağımsız bölüm 21.10.1998 tarihinde evlilik birliği içerisinde alınarak davalı adına tapuya kayıt edilmiştir. Evlilik birliği içerisinde eşlerin aldığı taşınmazın biri adına tapuya kayıt ettirilmesi hayatın olağan akışına karşılıklı güven ve sadakata uygun olduğu konusunda bir duraksama bulunmamaktadır. Bu nedenle davacı tarafından alınan taşınmazın davalı adına tapuya kayıt ettirilmesinde bağış iradesi ve kastının olduğu söylenemez. Diğer dava konusu 1614 ada sayılı parseldeki nolu bağımsız bölümde 31.12.1982 tarihinde yine evlilik birliği içerisinde alınmış ve davalı adına kaydı oluşturulmuştur. Her iki taşınmazda 743 sayılı TKM"nin 170.maddesi uyarınca mal ayrılığı rejimi döneminde edinildiğine ve eşlerin belirli bir gelire sahip olup katkılarının olduğunun kabulü gerektiğine göre her iki eşin çalışmalarına, malüliyet ve işsizlik sigortası aylığı aldıklarına ilişkin tüm belgeleri eksiksiz olarak ilgili yerlerden getirtilerek dosya arasına konulması, mahkemece uygun görüldüğü takdirde sözü edilen tüm belgelerin elden getirtilip dosyaya sunulması için taraflara süre ve imkan tanınması, ondan sonra her iki eşin evlendikleri tarihten itibaren taşınmazların satın alındığı 31.12.1982 ve 21.10.1998 tarihlerine kadarki gelirlerinin ayrı ayrı belirlenmesi, eşlerin toplum içerisindeki statüleri ve konumları göz önünde bulundurularak her birinin ayrı ayrı kişisel harcamalarının saptanması, 743 sayılı TKM"nin 152. maddesi uyarınca davacı kocanın evi geçindirme yükümlülüğünden doğan harcamalarının kişisel masraflarına eklenmesi, bundan ayrı dosyadaki bilgilere göre olağan koşullarda yapılması gerekli alkol vs. harcaması dışında davacı kocanın içki vs. yönlerden aşırı bir harcamasının Mahkemece belirlenmesi halinde buna yönelik uzman bilirkişi aracılığıyla bu harcamalarında saptanarak yine aynı biçimde davacı kocanın harcamalarına eklenmesi, her eşin ayrı ayrı kişisel harcamalarının toplam gelirlerinden ayrı ayrı düşürülerek her birinin tasarruf ettikleri gelir miktarlarının belirlenmesi, toplam tasarruf miktarı karşısında tarafların katkı oranlarının tespit edilmesi, ondan sonra dava tarihine göre belirlenecek bağımsız bölümlerin sürüm değerleri ile katkı oranlarının çarpılması sonucu davacının saptanacak katkı alacağının hüküm altına alınması gerekmektedir.
    Bu nedenle, bu hesaplamanın yapılması için dosyanın bir hukukçu, bir mali müşavir veya muhasebeciye tevdii edilerek yukarıdaki açıklamalar doğrultusunda tarafların ve Yargıtay"ın denetimine açık rapor alınması, davalının taşınmaz yada taşınmazlara ziynet eşyalarını satarak katkı yaptığı dosya kapsamından anlaşıldığından hesaplamada bunun göz önünde bulundurulması, hesaptan düşürülmesinin düşünülmesi, ondan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir karar verilmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hüküm kurulması usul ve yasaya aykırıdır.
    Davacı vekilinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulüyle hükmün 6100 sayılı HMK"nun Geçici 3. maddesinin yollamasıyla 1086 sayılı HUMK"nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, taraflarca HUMK"nun 388/4. (HMK m.297/ç) ve HUMK"nun 440/I maddeleri gereğince Yargıtay Daire ilamının tebliğinden itibaren ilama karşı 15 gün içinde karar düzeltme isteğinde bulunulabileceğine ve 24,30 TL peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya iadesine, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi