10. Hukuk Dairesi 2015/22869 E. , 2017/810 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :İş Mahkemesi
Dava, ödeme emrinin iptali istemine ilişkindir.
Mahkemece, ilamında belirtilen gerekçelerle davacının davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmün, davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Tebliğ ile ilgili Yasa ve Tüzük hükümleri tamamen şeklidir. Değinilen işlemler nedeniyle tebligat; bilgilendirme yanında belgelendirme özelliği de bulunan bir usul işlemidir. Gerek tebliğ işlemi ve gerekse tebliğ tarihi, ancak yasa ve tüzükte emredilen şekillerle tevsik ve dolayısıyla ispat olunabilir. Bu sebeple, tebligatın usul yasaları ile ilişkisinde daima gözönünde tutulmalıdır. Tebligat ile ilgili 7201 sayılı Tebligat Kanunu ve buna bağlı olarak çıkarılan Tebligat Tüzüğü hükümleri tamamen şeklidir. 7201 sayıl Kanun ve Tebligat Tüzüğünün amacı, tebligatın muhatabına en kısa zamanda ulaşması, konusu ile ilgili olan kişilerin bilgilendirilmesi ve bu hususların belgeye bağlanmasıdır. Hal böyle olunca, 7201 sayıl Kanun ve Tebligat Tüzüğü hükümlerinin en ufak ayrıntılarına kadar uygulanması zorunludur. 7201 sayıl Kanun ve Tebligat Tüzüğünün belirlediği şekilde yapılmamış ve belgelendirilmemiş olan tebligatların geçerli olmayacağı Yargıtay içtihatlarında açıkça vurgulanmıştır.
7201 sayılı Tebligat Kanunu"nun "Otel, hastane, fabrika ve mektep gibi yerlerde tebligat" başlıklı 18. maddesinde "Tebliğ yapılacak şahıs otel, hastane, tedavi veya istirahat evi, fabrika, mektep, talebe yurdu gibi içine serbestçe girilemeyen veya arananın kolayca bulunması mümkün olmayan bir yerde bulunuyorsa, tebliğin yapılması o yeri idare eden veya muhatabın bulunduğu kısmın amiri temin eder. Bunlar tarafından muhatabın derhal bulundurulması veya tebliğin temini mümkün olmazsa, tebliğ kendilerine yapılır." hükmü yer almaktadır. Mevzuat hükümlerine aykırı olarak usulsüz tebliğ halinde ise, tebligat gerçekleşmemiş sayılmaktadır.
Anılan Kanunun 16. maddesinde Kendisine tebliğ yapılacak şahıs adresinde bulunmazsa tebliğ kendisi ile aynı konutta oturan kişilere veya hizmetçilerinden birine yapılacağı aynı şekilde 32. maddesi hükmüne göre tebliğ, usulüne aykırı yapılmış olsa bile, muhatabı tebliğe muttali olmuş ise muteber sayılır, muhatabın beyan ettiği tarih, tebliğ tarihi addolunur.
Eldeki davada, ... İth. İhr. Tic. A.Ş."nin prim borcundan dolayı davacı adına (Yönetim Kurulu Başkan vekili olarak) düzenlenen ödeme emrinin davacının mernis adresi olan “...” adresinde “görevli ...” imzasına ve kurum itirazının reddine ilişkin yazının dilekçede belirttiği firma adresi olan "..." adresine “firma yetkilisi geçici olarak dışarıda aynı çatı altında çalıştığını beyan eden ... imzasına” şerhi ile tebliğ edildiği anlaşılmaktadır. Bu durumda yukarıda belirtilen tebliğata ilişkin yasal düzenlemeler doğrultusunda, Mahkemece, tebligat kanunun 16., 18. ve 32. maddeleri kapsamında irdeleme yapılarak davacının ödeme emrinin iptali isteminin hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı irdelenerek, sonucuna göre karar verilmelidir.
Bu maddi ve hukuki olgular göz önünde bulundurulmaksızın, mahkemece yanılgılı değerlendirme sonucu yazılı şekilde karar verilmesi, usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O hâlde, davacı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde davacıya iadesine, 9.2.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.