11. Hukuk Dairesi 2015/7306 E. , 2016/2343 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada.... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 04/11/2014 tarih ve 2013/348-2014/343 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava, 6100 sayılı Kanun"un geçici 3/2. maddesi delaletiyle uygulanması gereken HUMK"nın 3156 sayılı Kanun ile değişik 438/1 maddesi hükmü gereğince miktar veya değer söz konusu olmaksızın duruşmalı olarak incelenmesi gereken dava ve işlerin dışında bulunduğundan duruşma isteğinin reddiyle incelemenin dosya üzerinde yapılmasına karar verildikten sonra dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili firmanın 1988 yılından beri ticari faaliyetini sürdürdüğünü, ticari ünvanının ilk kelimesinin Arba olan deri kimyasalları alanında mümessillik , pazarlama, ithalat, ihracat ve teknik servisi ile hizmet veren sektörün öncü isimlerinden biri olduğunu, ... alan adının da 24/08/2006 tarihinden bu yana müvekkili adına tescilli olduğunu, yine müvekkilinin .... ibareli tescilli markalarının olduğunu, davalının ise .... unvanı ile müvekkili firmanın kuruluşundan 24 sene sonra 01/03/2012 tarihinde tescil edildiğini,....com ibareli alan adı ile söz internet üzerinden hizmet veren davalının bu hizmetinin müvekkili ile iltibasa sebebiyet verdiğini ve müvekkili firmanın haklarına tecavüz şekil ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davalıya ...... ibareli alan adı bakımından internet sitesine erişimin engellenmesine, davalıların müvekkilinin markasına vaki tecavüzünün tespitine, menine, durdurulmasına ve önlenmesine, davalının adı geçen ticaret unvanının esas unsurunun /çekirdek kısmının marka olarak kullanılması nedeniyle markasal kullanım sayılacağından sicilden terkinine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı , davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, davalının.... biçimindeki web sitesi ismi ile site içeriğindeki "... ve ... ...i" unvanı kullanımının hukuka uygun olduğu ve bu alan adı ile ticaret unvanı kullanımının davacı adına tescili markalara tecavüz teşkil etmediği, davalının
... adlı web sitesi içeriğindeki... ibaresini öne çıkaracak şekilde kullanımını TTK m.39 çerçevesinde hukuka uygun ticaret unvanı kullanımı olarak kabul etme imkanı bulunmadığı, bu kullanımın adeta markasal kullanım olduğu, ancak davalının markayı üzerinde kullandığı mallar ile davacı markalarının tescil edildiği malların /hizmetlerin farklılığı nedeniyle davalı kullanımlarının davacı adına tescil edilmiş markalar ile karıştırılma ihtimali yaratmayacağı, bu nedenle ihtilafta 556 sayılı KHK. m 9/1 (a) ve (b) bentlerinin uygulanabilir olmadığı, davacı markalarının tanınmış olduğuna dair yeterli delil olmadığı, bu nedenle ihtilafta 556 sayılı KHK m9/1 (c) bendinin de uygulanabilir olmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
1- Dava, davalının tescilli unvanı içerisinde geçen “....” ibaresinin davacının tescilli markası olduğu, davalının unvanını tescil ettirdiği şekilde kullanmadığı, anılan ibareyi öne çıkartarak marka gibi kullanmak suretiyle marka hakkına tecavüz ettiği iddiasına dayalı olarak davalı unvanının terkinine, davacı markasına tecavüzün tespit ve önlenmesine ve diğer fer’i istemlere ilişkindir.
Her ne kadar mahkemece davalının ticaret unvanı kullanımının yasal olduğu davacı markasına tecavüz olmadığı sonucuna varılmış ise de, davalı unvanını tescil ettirdiği şekilde unvan olarak kullanmamış, kullanımlarında davacının tescilli markası ön plana çıkartılmış ve vurgulanmış olduğundan, davalının unvanını tescil ettirdiği şekilde kullanmadığının ve davacının markasından yararlanmak amacıyla markasal olarak kullanma arzusunda olduğunun kabulü gerekir. Davalının gerek alan adı kullanımı gerekse bu alan adına ait web sitesi içeriğinde “baresi ön plana çıkartılarak ve büyük harflerle yazılmak suretiyle gerçekleştirdiği kullanımı, markasal kullanım olup davacının marka hakkına tecavüz teşkil etmektedir. Bu nedenle davacının davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi doğru olmadığı gibi, davacının davalıya ait ticaret unvanının terkini istemi hakkında olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemiş olması da doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
2-Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, ödedikleri temyiz peşin harcın istekleri halinde temyiz edenlere iadesine, 02/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.