11. Hukuk Dairesi 2015/7112 E. , 2016/2342 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada... 1. Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 19/02/2015 tarih ve 2013/313-2015/30 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi taraf vekilleri tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin bant, kraft bant, tutkalı hassas yapıştırıcılar, kağıt ve naylon poşetlerin yer aldığı 16. sınıf için 24.11.1993 tarihi itibariyle....markası adı altında faaliyette bulunduğunu, davalının, İstanbul merkezli bir şirket olup müvekkili ile yıllardır süregelen ticari ilişkisinin bir süredir .... markası altında kendinden yapışkanlı kağıt bant ve bent üretimine başlamış bulunduğundan sona erdiğini, davalı tarafından ... markası kapsamında üretilen ürünlerin müvekkili şirkete ait ürünlerle iltibas teşkil ettiğini, dava konusu ürün ve müvekkili firmanın....adlı ürününün ambalaj ve dizaynındaki tek farkın sadece ürün isimleri olduğunun görüleceğini ki ürün isimlerinin dahi iltibasa yol açacak nitelikte olduğunu ve bu durumun markaya da tecavüz oluşturmakta olduğunu ileri sürerek, davalı kullanımının ürün ambalajını aynen taklit etmek suretiyle marka haklarına tecavüz ve haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitine, müvekkilinin marka haklarına tecavüzün ve haksız rekabetin önlenmesi ve sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, belirsiz alacak olarak 30.000,00 TL maddi tazminata ve asgari 20.000,00 TL manevi tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; davacı şirket ile müvekkili arasında geçmiş dönemde ticari ilişki mevcutken; ticari ihtilaf nedeniyle bu ilişkinin zedelendiğini ve davanın açılmasından kısa bir süre önce de tamamen sona erdiğini, davacı şirketin müvekkiline zarar vermek için ve müvekkilinin kendi sektöründeki imajını ve itibarını zedelemek amacıyla kötü niyetli olarak işbu davayı açmış olduğunu, her iki markanın farklı olduğunu, bu markalar benzer olsa dahi davacıya ait olan “..." markası toplumda yüksek tanınmıştık düzeyine ulaşan ve belirli bir itibara sahip olan marka olmayıp; müvekkiline ait markanın kullanımının....markasına olan güvenin sarılmasına sebebiyet vermediğini, ortada tecavüz sayılacak bir marka olmadığı için davacının maddi ve manevi tazminat talebin reddinin gerektiğini, kaldı ki müvekkilinin bu ürünleri piyasaya çıkarıp maddi anlamda bir kar elde etmiş olmadığını, dolayısıyla davacının bu konuda müşteri kaybetmesi, işlerinin azalması, maddi bir kayba uğramasının da söz konusu olmadığını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve dosya kapsamına göre, somut olayda davalı tarafa ait markanın tescilli olması ve kendi tescili kapsamında markanın kullanılması dikkate alındığında ; marka hakkına yönelik tecavüzün tespiti ve men"i yönünden davacı tarafın talebinin yerinde görülmediği, davalının daha önce ürünlerini sattığı davacı ürünleri üzerindeki renk ,tasarım , grafik düzeninin hiçbir zorunluluk olmadığı ve seçenek özgürlüğü bulunduğu halde kendi ürünü üzerinde kullanılması, başkasına ait iş ve ürünler üzerinde karıştırılmaya yol açacak önlemler almaması hususu haksız rekabet olarak kabul edildiği, haksız rekabet nedeniyle davacı tarafın talep ettiği maddi tazminatın hesabı somut olarak belirlenemediğinden Borçlar Kanunu 50 madde gereği somut olayın özelliğine göre hal ve şartlara göre takdir edilmesi gerektiği, manevi tazminat yönünden ise davalı tarafın gerekli önlemleri almayıp bilerek ve isteyerek davacı tarafa ait ürünlerdeki benzer işaretleri kullanmak suretiyle haksız rekabette bulunduğundan davacının manevi tazminata da hak kazandığı gerekesiyle, davanın kısmen kabulü ile, davalı kullanımının haksız rekabet olduğunun tespiti ve men"i ile sonuçlarının ortadan kaldırılmasına, 12.500 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın davalı taraftan tahsiline, markaya tecavüzün tespiti ve fazlaya dair tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
Kararı, taraf vekilleri temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre, taraf vekillerinin tüm temyiz itirazları yerinde değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, taraf vekillerinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, alınmadığı anlaşılan 143,50 TL temyiz başvuru harcı ile 1.536,97 TL temyiz ilam harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, istek halinde aşağıda yazılı 26,20 TL harcın temyiz eden davacıya iadesine, 02/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.