Abaküs Yazılım
16. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/13760
Karar No: 2017/5480
Karar Tarihi: 19.09.2017

Yargıtay 16. Hukuk Dairesi 2015/13760 Esas 2017/5480 Karar Sayılı İlamı

16. Hukuk Dairesi         2015/13760 E.  ,  2017/5480 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
    DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
    KANUN YOLU : TEMYİZ

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
    Kadastro sonucu ... Köyü çalışma alanında bulunan 108 ada 16 ve 108 ada 17 parsel sayılı 422.88 ve 736.31 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle davalı ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., çekişmeli 108 ada 17 parsel sayılı taşınmazın müşterek muristen intikal ettiği ve mirasçılar arasında terekenin taksim edilmediği iddiasına dayanarak taşınmazın muris ... adına tescili istemiyle dava açmış; daha sonra 27.9.2011 tarihli ıslah dilekçesi ile; 108 ada 16 parsel sayılı taşınmazı da davaya dahil etmiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
    Davacının dava dilekçesi ile sadece 108 ada 17 parsele ilişkin olarak dava açtığı; daha sonra ise 27.09.2011 tarihinde verdiği ıslah dilekçesi ile 108 ada 16 parseli de davaya dahil ettiği anlaşılıyor ise de ıslah müessesesi ile kastedilenin dava konusu edilen hususların genişletilmesi veya değiştirilmesi olduğuna; dava konusu edilmeyen bir şeyin ıslah yoluyla davaya ithaline ve dava konusu haline getirilmesine yasal açıdan olanak bulunmadığına göre, her ne kadar davacı taraf ıslah talebi olduğunu belirtmek suretiyle başlangıçta dava edilmeyen 108 ada 16 parsel sayılı taşınmaz hakkında da karar verilmesi" istemiyle 27.09.2011 tarihli dilekçeyi vermiş ise de verilen bu dilekçedeki istemin hukuken "ıslah" olarak kabulüne olanak bulunmayıp, bu yolla ayrı bir dava konusunu teşkil eden hususlar mevcut davaya ıslah yoluyla dahil edilemeyeceğine göre anılan parsele yönelen temyiz itirazları yerinde değildir.
    Davacının 108 ada 17 parsel sayılı taşınmaza yönelen temyiz itirazlarına gelince; Mahkemece, davalı ile babası ..."nın çekişmeli taşınmazı ...’ın ölümüne kadar birlikte kullandıkları, babasının izni ile davalının taşınmaza ev yaptığı, ..."nın vefat ettiği 12.07.1979 tarihinden dava tarihine kadar dava konusu evi ve arsayı bahçe vasfı ile davalı ..."nın kullandığı ve davalı ..."nın tapuya kayıtlı olmayan bir taşınmaza malik sıfatı ile davasız ve aralıksız 20 yıldan fazla süre ile zilliyet olduğu anlaşıldığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir. Mahkemenin bu gerekçesi yasal düzenlemelere uygun düşmediği gibi taşınmazın davalı tarafından kullanımının hangi nedene dayandığı, muris tarafından davalıya yapılan bir hibe bulunup bulunmadığı hususlarında alınan beyanlarda yetersiz olup yapılan inceleme ve araştırmada hüküm kurmaya elverişli değildir.
    Şöyle ki, davacı taşınmazın dedesi ...’ya ait olduğu iddiasıyla dava açmış; davalı taraf ise taşınmazın muris ... tarafından 1965 yılında kendisine verildiğini ve üzerindeki evi kendisinin yaptığını savunmuş olduğuna göre taşınmazın tarafların murisi ...’ya ait olduğu hususunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmamaktadır. Murisin terekesine dahil olan taşınmazlar elbirliği mülkiyetine tabi olacağı için mirasçıların bu nitelikteki taşınmazı zilyetlikle iktisabı mümkün olmadığına göre uyuşmazlık, çekişmeli taşınmazın, sağlığında muris tarafından davalıya hibe edilip edilmediği, üzerindeki evin davalı ve muris ... tarafından birlikte mi, yoksa müstakilen davalı tarafından kendi nam ve hesabına mı inşa edildiği noktasında toplanmaktadır. Mahkemece bu yönde yeterli araştırma yapılmadan zilyetliğe değer verilmek suretiyle karar verilmesi isabetsizdir.
    Hal böyle olunca, mahkemece, 108 ada 17 parsel sayılı taşınmaz başında yeniden keşif yapılarak, çekişmeli taşınmazın muris ... tarafından, davalıya verilip verilmediği, verilmiş ise veriliş amacının ne olduğu, hibe edilip edilmediği, üzerindeki evin davalı ve muris ... tarafından birlikte mi; yoksa müstakilen davalı tarafından mı inşa edildiği hususları tereddütsüz belirlenmeli, gerektiğinde HMK’nın 31. maddesi kapsamında tespit bilirkişiler de tanık olarak dinlenilmeli; hibe hususu ispat edilemezse, muris ... 1979 yılında vefat etmiş olduğu gözetilerek terekesinin elbirliği hükümlerine tabi olduğu ve mirasçılardan birinin terekeye dahil bir mala zilyet olmasının Medeni Kanun’un 599. maddesi hükmünce diğer mirasçılar adına sürdürülmüş sayılacağı; başka bir deyişle mirasçılar arasında kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği ile taşınmaz edinilmesinin mümkün olmadığı düşünülmeli ve davacının taşınmazın muris ... (mirasçıları) adına tesciline ilişkin talebinin, tarafların her ikisinin de ...’ın mirasçısı konumunda bulunduğu ve mirasçılar arasında pay devrinin her zaman mümkün bulunduğu gözetilerek, miras payına yönelik olduğunun kabulü gerekeceği de dikkate alınmalı, bundan sonra toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece açıklanan şekilde araştırma ve inceleme yapılmaksızın hüküm kurulmuş olması isabetsiz olup, davacının temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 19.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi