11. Hukuk Dairesi 2015/7947 E. , 2016/2308 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :FİKRİ VE SINAÎ HAKLAR HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada.... Fikri ve Sınaî Haklar Hukuk Mahkemesi’nce verilen 18/09/2013 tarih ve 2012/256-2013/175 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davalılar vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin 1983 yılından bu yana hazır giyim ve tekstil sektöründe “...” ibareli ticaret unvanı ile faaliyette bulunduğunu ve adına tescilli tanınmış markaları da olduğunu, müvekkilinin ilk marka tescilini 1983 yılında gerçekleştirdiğini, davalının 09/07/2010 tarihinde müvekkilinin “...” ibareli, tanınmış markalarına iltibas ve tecavüz oluşturacak, onların tanınmışlığından haksız yarar sağlayıp, itibar ve ayırt edici karakterini zedeleyecek nitelikte 3. sınıf ürünleri içeren “... ...S” ibareli, 2010/45180 no"lu marka tescil başvurusunda bulunduğunu, müvekkilinin iltibas ve tanınmışlık vakıalarına dayanarak itirazda bulunmuş ise de, itirazın 3/1, 3, 4, 5, 6. sınıf ürünler için reddedildiğini ileri sürerek,..."nın 2012/M-2845 sayılı kararının iptali ile tescili halinde davalı markasının hükümsüzlüğünü talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili,...kararının usul ve yasaya uygun olduğunu savunarak, davanın reddini istemiştir.
Davalı şirket vekili, müvekkilinin başvurusunun 3. sınıf ürünleri içerdiğini, 2005/2019 no"lu, “...” ibareli marka tescilinin bulunduğunu, başvuru konusu işaretin davacı markalarıyla iltibasa neden olmayacağını, tarafların farklı sektörlerde faaliyette bulunduklarını savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma, toplanılan deliller, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacının markalarının asıl ve ayırt edici unsurunun “...”, davalı başvurusunun ise, “...” ibaresi yanında “...S” sözcüğü ile de temsil olunduğu, “...” ibaresinin “...” olarak yazılmasının ve önüne “...” sözcüğü eklenmesinin ayırt edicilikte yeterli farklılık y
alan 3/1, 3, 4, 5, 6.sınıf ürünlerin tamamının davacı markalarının ve bu arada 2009/69976 sayılı markanın kapsamında aynen yer aldığı, davacının “...” ibareli tanınmış ve seri markalarının bulunduğu, davalı başvurusunun da bu seri markaların arasına sızmış olduğu, bunun da imaj transferi sonucunu doğuracağı, davacının ticaret unvanının ayırıcı unsurunun da “...” ibaresinden oluştuğu, uzun yıllardır kullanıldığı ve markanın sektör dışına taşacak biçimde tanınmışlık vasfı kazandığı, başvurunun tescilinin davacı markalarının tanınmışlığından haksız yararlanma sağlayabileceği, diğer yandan davacı ile aynı kalitede hizmet sunamaması durumunda tüketicilerin bunun sonuçlarını davacı markalarına mâl edeceği, bu şekilde davacı markasının giderek sıradanlaşacağı, ayırt edici gücünün ve etkileme alanının zayıflayacağı, davalının “...” ibareli marka tescillerinin bulunmasının bu sonucu değiştirmeyeceği zira, iltibasın bu kelimenin varlığından değil “.... ibaresinin varlığından doğduğu, bu nedenle davacının 556 sayılı KHK"nın 8/4. maddesi hükmüne dayanarak da itirazda bulunabileceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile ....."in 2012/M-2845 sayılı kararının davacı itirazlarının reddi bakımından iptaline, davalı başvurusu henüz marka olarak tescil edilmediğinden hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Kararı, davalılar vekilleri ayrı ayrı temyiz etmiştir.
Dava dosyası içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına ve hükümsüzlüğe yönelik talep işbu davada terditli olarak ileri sürüldüğünden, mahkemece uyuşmazlık konusu başvurunun marka olarak tescil edilmemesi nedeniyle hükümsüzlük istemi hakkında karar verilmesine yer olmadığına dair hüküm tesisi nedeniyle davalı şirket yararına vekalet ücreti takdir edilmemesinde ve dava konusu ......kararının davalı marka başvurusuna davacının itirazı üzerine verilmiş olması ve mahkemece davacı itirazlarının reddine dair kararın iptaline karar verilmesi karşısında, davalı şirket aleyhine vekalet ücreti ve yargılama giderlerine hükmedilmesinde de bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davalılar vekillerinin tüm temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalılar vekillerinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve yasaya uygun bulunan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı bakiye 01,50 TL temyiz ilam harcının temyiz edenlerden ayrı ayrı alınmasına, 02/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.