14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/4658 Karar No: 2016/7146 Karar Tarihi: 21.09.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/4658 Esas 2016/7146 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/4658 E. , 2016/7146 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.03.2014 gününde verilen dilekçe ile İ.İ.K"nın 121. maddesi gereğince ortaklığın giderilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 30.10.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı ... vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, İİK"nın 121. maddesi uyarınca alınan yetki belgesine dayalı ortaklığın giderilmesi isteğine ilişkindir. Mahkemece davanın kabulüne, dava konusu 73 parsel sayılı taşınmaz üzerindeki ortaklığın satış suretiyle giderilmesine karar verilmiştir. Hükmü davalı vekili temyiz etmiştir. 5403 sayılı Toprak Koruma ve Arazi Kullanımı Kanununun 8. maddesi gereğince bölünemez büyüklükteki tarım arazilerinin mirasa konu olmaları ve üzerlerinde her ne sebeple gerçekleşmiş olursa olsun birlikte mülkiyetin mevcut olması durumunda bu arazilerin ifraz edilemeyeceği, payların üçüncü şahıslara satılamayacağı, devredilemeyeceği hükmü mevcutken, 30.04.2014 tarihli ve 6537 sayılı Kanunun 4. maddesi ile 5403 sayılı Kanunun 8. maddesinde yapılan değişiklikle "Tarım arazileri Bakanlıkça belirlenen büyüklüklerin altında ifraz edilemez, hisselendirilemez. Hazine taşınmazlarının satış işlemleri hariç olmak üzere pay ve paydaş adedi artırılamaz...." şeklinde düzenleme yapıldığından, asgari tarımsal arazi büyüklüklerinin altındaki arazilerde de payın üçüncü şahıslara satışı ve devri mümkün hale gelmiştir. Somut uyuşmazlıkta; dosya içerisindeki tapu kayıtlarına göre borçlu (davalı) ..."ın dava konusu taşınmazda 1/3 payının bulunduğu anlaşılmaktadır. Bahsi geçen kanun değişikliği sonunda alacaklı davacının, borçlunun haczedilen payını doğrudan icra yolu ile sattırabilmesi mümkün hale geldiğinden, alacaklının İcra ve İflas Kanununun 121. maddesi gereğince yetki alarak dava konusu taşınmaz yönünden ortaklığın giderilmesi davası açmasında hukuki yararı kalmamıştır. Bu nedenle davanın reddi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle bir kısım davalıların temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatıranlara iadesine, 21.09.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.