14. Hukuk Dairesi 2015/17211 E. , 2016/7116 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacılar vekili tarafından, davalılar aleyhine 25.04.2013 gününde verilen dilekçe ile mirasın hükmen reddi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 25.06.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacılar vekili, 25.08.2012 tarihinde vefat eden davacıların murisi Ahmet oğlu ..."in terekesinin borca batık olduğunun tespitini ve mirasın hükmen reddini istemiştir.
Davalılar, davanın reddini savunmuşlardır.
Mahkemece, murisin aktiflerinin pasifleri karşılayacağı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacılar vekili temyiz etmiştir.
Dava, Türk Medeni Kanunu’nun 605/2 maddesi hükmü gereğince mirasın hükmen reddine (terekenin borca batık olduğunun tespitine) ilişkindir. Bu maddeye dayanan talepler süreye tabi olmayıp mirasçıların iyiniyetli ya da kötüniyetli olmalarının bir önemi bulunmamaktadır. Murisin ödemeden aczi ölüm tarihine göre belirlenir. Ölüm tarihi itibariyle, murisin tüm malvarlığı terekenin aktifini, tüm borçları ise terekenin pasifini oluşturur. Terekenin pasifinin aktifinden fazla olması terekenin ödemeden aczini ve dolayısıyla da terekenin borca batık olduğunu gösterir (TMK m. 605/2). Mirasın hükmen reddine ilişkin olarak açılan davalarda, terekenin açıkça borca batık olup olmadığının araştırılması gerekmektedir. İcra takibi sonunda aciz vesikası düzenlenmesi halinde terekenin borca batık olduğu kabul edilir. Aksi halde terekenin borca batık olup olmadığı, murisin malvarlığı bulunup bulunmadığının usulüne uygun olarak bankalar, trafik tescil müdürlüğü, vergi daireleri, belediyeler ve tapu müdürlüğü v.b. kurum ve kuruluşlardan sorulması, murisin alacak ve borçları zabıta marifetiyle de araştırılarak aktif malvarlığı ile takibe konu borç miktarı gözönünde tutularak aktif ve pasifinin, tereddüde neden olmayacak şekilde murisin ödemeden aczinin ölüm tarihine göre belirlenmesi gerekmektedir.
Somut olaya gelince; mahkemece davanın reddine karar verilmiş ise de yapılan inceleme, araştırma sağlıklı bir sonuca varmaya, hüküm kurmaya yeterli değildir. Mahkemece, davacılar murisinin ölüm tarihi olan 25.08.2012 tarihi itibariyle taşınır ve taşınmaz malvarlığı terekesinin aktifi ve pasifi, tarafların bu hususta gösterecekleri delilleri toplanmak suretiyle, gerekirse uzman bilirkişiden rapor alınarak saptanmalı; ayrıca, davacıların Türk Medeni Kanununun 610/2 maddesinde sözü edilen mirası kabul anlamına gelen davranışlarının bulunup bulunmadığının tespit edilmesi, yukarıda belirtilen ilkelere uygun araştırma yapılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekir.
Ayrıca, davacıların Av. ..."a verdikleri vekaletnamede mirasın reddini içeren özel yetki bulunmadığından, davacılar vekillerine özel yetkiyi içeren vekaletname sunması için süre verilmesi ve bu eksiklik tamamlattırılarak hüküm kurulması gerekirken bu hususun gözardı edilmesi de doğru değildir.
Mahkemece, belirtilen hususlar üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20.09.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.