2. Hukuk Dairesi 2015/14002 E. , 2016/5144 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Boşanma
Taraflar arasındaki davanın yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen, yukarıda tarihi ve numarası gösterilen hüküm, davacı kadın tarafından, velayet ve nafaka taleplerinin reddi yönünden; davalı erkek tarafından ise, tazminatlar yönünden temyiz edilmekle, evrak okunup gereği görüşülüp düşünüldü:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, davalı erkeğin tüm temyiz itirazları yersizdir.
2-Davacı kadının temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a- Mahkemece; davalı erkeğin cezaevinde olduğu, sürekli gelirinin bulunmadığı gerekçe gösterilerek davacı kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir. Erkeğin cezaevinde tutuklu veya hükümlü olması, yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmamasını gerektirmez. Yaptırılan sosyal ve ekonomik durum araştırmasında davacı kadının çalışmadığı ve gelirinin olmadığı bildirilmiştir. Bu durumda, Türk Medeni Kanununun 175. maddesi koşulları davacı kadın bakımından oluşmuştur. Davacı kadın yararına yoksulluk nafakası hükmedilmesi gerekirken, reddi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
b-Boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına (TMK m. 186/1), geçimine (TMK m. 185/3), malların yönetimine (TMK m. 223, 242, 244, 262, 263, 264, 267, 215) ve çocukların bakım ve korunmasına (TMK m. 185/2) ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (re"sen) almak zorundadır (TMK m. 169). O halde; Türk Medeni Kanununun 185/3. ve 186/3. maddeleri uyarınca, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere davacı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı bulunmuştur.
c- Davalı erkeğin hükümlülük sebebiyle vesayet altında ve cezaevinde olduğu, bu durumda velayet görev ve sorumluluğu yerine getiremeyeceği, mahkumiyetine ilişkin ceza mahkemesi kararında da Türk Ceza Kanununun 53. maddesi gereğince altsoyu üzerindeki velayet hakkını kullanmaktan yoksunluğuna karar verilmiş olduğu, müşterek çocuk Hayrunnisa’nın da 09.10.2012 doğumlu olup anne bakım ve şevkatine muhtaç olduğu anlaşılmaktadır. ... Bölümünce verilen raporda da davacı kadının velayet görevini yerine getirmede sakınca olmadığı yönünde de görüş bildirilmiştir. Buna göre, müşterek çocuk Hayrunnisa’nın velayetinin davacı anneye verilmesi gerekirken, davalı babaya verilmesi hatalı olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Temyiz edilen hükmün yukarıda 2/a, 2/b ve 2/c bentlerinde gösterilen sebeplerle BOZULMAS1NA, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin ise yukarıda 1. bentte gösterilen sebeple ONANMASINA, aşağıda yazılı temyiz ilam harcının temyiz eden davalıya yükletilmesine, peşin harcın mahsubuna 136.00 TL. temyiz başvuru harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına yer olmadığına, istek halinde temyiz peşin harcının yatıran davacıya geri verilmesine, işbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere oybirliğiyle karar verildi. 16.03.2016 (Çrş.)