16. Hukuk Dairesi 2017/3972 E. , 2017/5454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında 126 ada 1 parsel sayılı 7.193,37 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz davalı ..., 123 ada 10 parsel sayılı 783,75 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz bir kısım davalıların murisi (ölü) ..., 126 ada 2 parsel sayılı 695,98 meterekare yüzölçümündeki taşınmaz komisyon kararı ile davalı ..., 126 ada 3 parsel sayılı taşınmaz komisyon kararı ile davalı ... adına tespit edilmiştir. Davacı ... ve arkadaşları miras yoluyla gelen hakka dayalı olarak taşınmazların tüm mirascılar adına tescili istemiyle dava açmışlardır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın reddine dair verilen önceki günlü karar, Yargıtay 7.Hukuk Dairesinin 20.12.2013 tarih 2013/26496-22841 Esas ve Karar sayılı ilamıyla; "yanlar arasındaki uyuşmazlığın, ortak miras bırakan ..."un ölüm gününden sonra mirasçıları arasında yöntemine uygun şekilde bir paylaşma yapılıp yapılmadığı yönünde toplandığı, ancak yerel mahkemece yapılan araştırma ve soruşturmanın hüküm vermeye yeterli bulunmadığı belirtilerek sağlıklı bir sonuca varılabilmesi için, öncelikle ortak miras bırakanın terekesine dahil dava dışı, başka taşınmazlar bulunup bulunmadığının araştırılması, varsa sözü edilen taşınmazların kadastro tespit tutanakları ve dayanakları belgeler, davalı iseler dava dosyalarının getirtilmesi, özellikle davacının dilekçesinde belirttiği ...mevkili 6332 metrekare yüzölçümündeki taşınmazın ... terekesine ait olup olmadığının, taşınmaz hakkında kadastro tutanağı düzenlenip düzenlenmediğinin sorulup saptanması; tutanak düzenlenmiş ise tasdikli bir suretinin dosyaya getirtilmesi; daha sonra çekişmeli taşınmazlar başında usulüne uygun şekilde keşif yapılarak yerel bilirkişi ve tanıkların dinlenmesi ve sonucuna göre bir karar verilmesi gereğine" değinilerek bozulmuştur.
Taraflarca karar düzeltme isteminde bulunulmaması üzerine mahkemece dosya şimdiki esasa kaydolunarak yapılan yargılama sonunda; "murisin sağlığında taşınmazlarını paylaştırdığı, dava konusu taşınmazları davalılara verdiği, kız çocuklarına ise ölümünden sonra teslim edilmek üzere dava dışı 111 ada 21 parsel sayılı taşınmazı bıraktığı, ölümünden itibaren tespite kadar da bağışlamaya uygun olarak zilyetliğin devam ettirildiği gerekçesiyle karar verildiği halde bozma ilamında murisin sağlığında yaptığı paylaştırmanın gözden kaçırılmış olduğu gerekçesiyle önceki günlü hükümde direnilmesine, davacıların davasının reddine, çekişmeli taşınmazın tespit gibi tesciline karar verilmiş, hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir. Dosyanın gönderildiği Hukuk Genel Kurulunca; 02.12.2016 tarihinde yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 43. maddesi ile değişik 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun 373. maddesinin 5.fıkrası ve aynı Yasanın Geçici 4. maddesinin ikinci fıkrası gereğince, yerel mahkemece verilen direnme kararına yönelik olarak yeniden öncelikle inceleme yapılması için dava dosyasının Dairemize gönderilmesi üzerine dosya incelendi;
1- Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre yerinde olmayan temyiz itirazlarının reddiyle 126 ada 1 ve 123 ada 10 parsel sayılı taşınmaz hakkındaki usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA,
2-126 ada 2 ve 3 parsel sayılı taşınmazlar hakkındaki temyiz itirazlarına gelince; Dosya içeriğine, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacılar vekilinin sair temyiz itirazları yeride değildir. Ancak 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde karar vermek zorunda bulunmaktadır. Anılan taşınmazlar hakkında yapılan tespite itiraz üzerine komisyonca verilen karar ile tespitteki isimlerden farklı kişiler adına tespit hükmü kurulduğu ve soy isim düzeltmesinin yapıldığı dikkate alındığında komisyon kararı gibi tesciline denmek suretiyle hüküm kurulması gerekirken tespit gibi tesciline denmek suretiyle infazda tereddüt yaratılması isabetsiz ise de; bu yanlışlığın düzeltilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hüküm fıkrasının 4 ve 5 nolu bentlerinde ayrı ayrı geçen "tespit gibi tesciline" sözlerinin hüküm yerinden çıkartılarak "komisyon kararı gibi tesciline" sözlerinin yazılmak suretiyle düzeltilmesine ve hükmün DÜZELTİLMİŞ bu şekliyle ONANMASINA, 19.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.