11. Hukuk Dairesi 2015/7914 E. , 2016/2291 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada.... Asliye Hukuk Mahkemesi’nce verilen 29/01/2015 tarih ve 2014/335-2015/24 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili; müvekkilinin ortağı olduğu ... adına kayıtlı “....” markasının 08.02.2011 tarihinde davalı şirkete devredildiğini, ancak marka hakkı sahibi olan şirketleri hakkında 18.11.2009 tarihi itiberiyle bir yıllığına iflas erteleme kararı verildiği, şirketin durumunu düzeltememesi neticesinde de 31.12.2010 tarihinde iflasının açıklandığını, bu süreçte şirket idaresinin İflas İdaresine geçtiğini, ancak buna rağmen diğer ortak Tahir tarafından marka devri yapıldığını, bu devrin geçersiz olduğunu zira markayı devretme yetkisinin iflas idaresine ait olduğunu ileri sürerek söz konusu devrin iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ....... vekili, dava şartlarının gerçekleşmediğini, böyle bir dava açma yetkisinin iflas idaresinde olduğunu, marka devrinin de yasaya uygun yapıldığını belirterek davanın reddini istemiştir.
İflas idare memuru katıldığı celsede; marka devrinin geçersiz olduğunu ve masayı zarara uğratacak bir işlem olduğunu savunarak devrin iptalini istemiştir.
Mahkemece iddia, savunma ve tüm dosya kapsamına göre; marka devrinin yasaya aykılık iddiasının ... tarafından değerlendirilmesi gerektiği ve bu konuda dava açılmasının iflas idaresine ait olduğu gerekçesiyle davanın HMK 114/d-e , 115/1-2 maddeleri gereğince reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, şirkete ait markanın yetkisi bulunmayan ortak tarafından devrinin iptali istemine ilişkindir.
Davacı..."nin ortaklarından olup, şirketin 31.10.2012 tarihinde iflası açıklanmış ve şirketin idaresi iflas idaresine geçmiştir. Ancak 08.02.2011 tarihinde şirketin diğer ortağı tarafından şirket varlığı içinde yer alan tescilli “şömine” markası davalı ...."ye devredilmiştir. 6102 sayılı TTK"nın 557/1. maddesine göre, davacı da ortak olarak şirket borçlarından alacaklılara karşı sorumlu olduğundan, şirketin malvarlığında yer alan markanın elden çıkarılması davacıyı zarara uğratacak bir işlem olup, davacı TTK"nın 555/1. maddesi gereği şirketin uğradığı zararın tazminini isteyebilecektir. Her nekadar şirketin idaresi İflas İdaresine geçmiş olduğundan TTK"nın 556. maddesi uyarınca zarara uğrayanlar adına İflas İdaresince taleplerin ileri sürülmesi ve dava açılması gerekli ise de; ... tarafından dava açılmayan hallerde her pay sahibine de davayı ikame etme hakkı tanınmıştır. Bu açıklamalar doğrultusunda somut olaya bakıldığında; davacı, iflas dairesinin devir işlemi karşısında kayıtsız kaldığını ileri sürerek dava açma yoluna gitmiş ve 29.01.2015 tarihli ilk celsede de ... temsilcisi devir işleminin masayı zarara uğratacak bir işlem olduğu ve iptali gerektiği yönünde beyanda bulunmuştur. Ancak, mahkemece, iflas idaresinin beyanları ve 6102 sayılı TTK"nın 555. 556.ve 557. madde hükümleri tartışılmaksızın ve gerekçeden yoksun olarak davacının dava açma ehliyeti bulunmadığından davanın reddi yönünde kurulan hüküm hatalı olduğu gibi, TTK"nın Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun"nun 2. maddesi gereği dava tarihi itibariyle uyuşmazlığa hangi Kanun"nun hangi hükümlerinin uygulanması gerektiğine dair de bir değerlendirme yapılmamış olup, eksik ve hatalı değerlendirme nedeniyle yerel mahkeme kararının bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazının kabulü ile hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin harcın isteği halinde temyiz edene iadesine, 02/03/2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.