14. Hukuk Dairesi Esas No: 2015/17060 Karar No: 2016/7113 Karar Tarihi: 20.09.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/17060 Esas 2016/7113 Karar Sayılı İlamı
14. Hukuk Dairesi 2015/17060 E. , 2016/7113 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi
Davacı tarafından, 08.04.2010 gününde verilen dilekçe ile mirasçılık belgesi verilmesi istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine dair verilen 20.03.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü: K A R A R Dava, mirasçılık belgesinin verilmesi istemine ilişkindir. Mahkemece, dosya kapsamında veraset ilamı istenen kişinin daha önce hasımlı olarak açılmış bir veraset ilamı bulunduğu, bu durumda yenisi istenebilecek veraset ilamının önceki veraset ilamındaki hak sahiplerinin hasım olarak gösterilmek suretiyle açılması gerektiği, taraf teşkilinin dava şartlarından olduğu, başlangıçta hasım olarak gösterilmeyen kişilerin daha sonradan ıslah yoluyla hasım olarak gösterilemeyeceği gerekçesiyle davanın pasif husumet yokluğu nedeniyle reddine karar verilmiştir. Hükmü, davacı temyiz etmiştir. 4721 Sayılı Türk Medeni Kanununun 30.maddesi hükmünde doğum ve ölümün nüfus sicilindeki kayıtlarla ispat olunabileceği, nüfus kütüklerinde kayıt bulunmaması veya bulunan kaydın doğru olmadığının anlaşılması halinde gerçek durumun her türlü delille kanıtlanabileceği açıklanmıştır. Hukukumuzda çekişmeli yargıya tabi davalarda taraflarca hazırlama ilkesi geçerli olup, hakim tarafların talepleri ile bağlıdır. Hakim, talepte bulunan tarafların iddia ettiği olaylar ve ileri sürdüğü deliller ile yetinerek karar vermek zorundadır. Çekişmesiz yargıya tabi davalarda ise re’sen araştırma prensibi egemendir. Hasımsız açılan ve çekişmesiz yargıya tabi olan davalarda verilen kararlar kesin hüküm teşkil etmediği gibi bu kararlar açılacak bir iptal davası sonucunda değiştirilebilir veya ortadan kaldırılabilir. Somut olaya gelince; mirasçılık belgesi istemi basit yargılama usulüne tabi olup, mirasçılık belgesinin bulunması, yeni bir mirasçılık belgesi verilmesi istemine engel değildir. Kaldı ki, mahkeme gerekçesine dayanak yapılan mirasçılık belgesinde gösterilen mirasçılar ile eldeki dosyada alınan bilirkişi raporunda bulunan mirasçılar farklıdır. Başka bir ifadeyle dosya da ketmi verese olgusunun bulunmadığı görülmektedir. Mahkemece, davacının muris Şeyh Abdurrahman"ın mirasçısı olup olmadığına dair nüfus kayıtları, tanık beyanları ve daha önce alınan mirasçılık belgeleri değerlendirilip, gerektiğinde bilirkişi incelemesi yaptırılarak neticesine göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 20.09.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.