Abaküs Yazılım
23. Hukuk Dairesi
Esas No: 2018/1562
Karar No: 2020/4233
Karar Tarihi: 10.12.2020

Yargıtay 23. Hukuk Dairesi 2018/1562 Esas 2020/4233 Karar Sayılı İlamı

23. Hukuk Dairesi         2018/1562 E.  ,  2020/4233 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tespit davasının bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik verilen hükmün süresi içinde davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
    -K A R A R-
    Davacı vekili, müvekkilinin, davalı kooperatifin ortağı iken ihracına karar verildiğini, ihraç kararının iptaline yönelik açtıkları davanın reddedildiğini, kararın kesinleştiğini, davalının ihraç kararından sonra şerefiye bedelinin tahsili için açtığı davanın kabul edildiğini, ihraç kararına rağmen davacının yaptığı aidat ödemelerinin kabul edildiğini, yine genel kurul toplantısına ortak sıfatıyla davet edilen davacının toplantıya katıldığını, tüm bu durumların davacının davalı kooperatif ortaklığının devam ettiği anlamına geldiğini ileri sürerek, davacının kooperatif ortağı olduğunun tespitini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davanın reddini talep etmiştir.
    Mahkemece ilk olarak 14.05.2008 tarih 2008/187 Esas, 2008/166 Karar ile davacı hakkında ihraç kararının iptaline ilişkin talebin reddedildiği ve bu kararın kesinleştiği gerekçesiyle davacının davasının reddine karar verilmiştir.
    Bu kararın temyizi üzerine Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 29.04.2010 tarih 2010/4463 Esas, 2010/4707 Karar sayılı ilamı ile ""davacının ihraç kararının kesinleştiği gerekçesiyle dava reddedilmiş ise de davalı kooperatifin ihraç kararından sonra şerefiye bedelinin tahsili amacıyla dava açtığı ihraç kararına rağmen davacının yaptığı aidat ödemelerinin davalı kooperatifçe kabul edildiği ve davalının 24.06.2007 tarihli genel kurula ortak sıfatıyla davet edildiği ve toplantıya katıldığı iddia edildiğine göre iddiaların araştırılması gerekirken davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır."" gerekçesiyle bozulmuştur.
    Davalı vekilinin karar düzeltme istemi Yargıtay 11. Hukuk Dairesinin 20.10.2020 tarih, 2010/9555 Esas, 2020/10548 Karar sayılı ilamı ile reddedilmiştir. Bozma ilamına uyan mahkeme bu kez 10.02.2011 tarih, 2010/348 Esas, 2011/28 Karar sayılı ilamı ile şerefiye bedelinin tahsili için açılan davanın ihraç kararının kesinleşmesinden önce sonuçlandığı davacının genel kurula çağrılma sebebinin ihraç kararı kesinleşmeden önce genel kurulun yapılması olduğu kooperatifin davacıyı çağırmasının ihraç kararından vazgeçtiği anlamına gelmeyeceği gerekçesiyle yeniden davanın reddine karar verilmiştir.
    İlk derece mahkemesinin 10.02.2011 tarihli kararının temyizi üzerine Dairemizce davacı aleyhine açılan şerefiye alacağı davası ihracın kesinleşmesinden önce ise davacıdan şerefiyeye ilişkin para alınıp alınmadığı hakkında takip başlatılıp başlatılmadığı aidatların ne zaman yatırıldığı kooperatifin davacı tarafından yatırılan paraların ne zaman emanet hesabına aldığı paralar üzerinde harcama yapılıp yapılmadığı tespit edilerek sonucuna göre bir karar
    verilmesi gerektiği gerekçesiyle 28.12.2011 tarih 2011/3583 Esas, 2011/2931 Karar sayılı ilam ile bozulmuştur. Davalı vekilince karar düzeltme yoluna başvurulmuş karar düzeltme talebi reddedilmiştir.
    Dairemiz bozma kararına karşı yerel mahkemece davacının genel kurul toplantısına çağrılması ve hakkında şerefiye bedelinin tahsili için dava açılıp sonuçlandırılmasının ihraç kararını geçersiz saymayacağı, ihraç kararından vazgeçilmediği, davacının kooperatif üyesi olmadığı gerekçesiyle önceki kararda direnilmiştir.
    Yerel mahkemece verilen direnme kararının temyizi üzerine Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 02.04.2014 tarih, 2013/23-623 Esas, 2014/431 Karar sayılı ilamı ile ""davacı vekili dava dilekçesinden ortaklıktan ihraç kararının sonrasında aidatlarının tam olarak yatırdığını ve şerefiye bedelinin ödenmesi için kooperatif tarafından açılan dava neticesinde ödeme yaptığını bu paranın kooperatif hesabına geçtiğini ileri sürmüştür. Buna rağmen yerel mahkemenin direnme gerekçesinde şerefiye bedelinin ödendiği hususunda tarafların bir beyanını olmadığı belirtilmiş ise de dosyada bulunan 14.05.2008 tarihli duruşma zaptında beyanı yer alan davacı vekili şerefiye parasının bir kısmının davalı tarafından tahsile dildiğini söylemiş ve ayrıca 18.06.2010 tarihli karar düzeltme dilekçesinde şerefiye borcunun kalan kısmının icraya konulduğunu ifade etmiştir. Diğer yandan davacı tarafından yatırılan aidatların ortağa iadesi için tevdi mahalli kararı alındığı savunulmuş ise de bu karar 24.11.2010 tarihini taşımakta olup 24.03.2008 dava tarihi itibariyle iki yılı aşkın bir süre sonrasına ilişkindir. Ayrıca ihraç kararının kesinleşmesinden sonra davacı ortak tarafından aidat yatırılıp yaptırılmadığı ile nezdinde ki paralar üzerinde kooperatif tarafından tevdi mahalli kararına kadar ki süreçte ne şekilde bir işlem yapıldığı konusunda yerel mahkemece bir araştırma da yapılmış değildir. Bu itibarla davacının ihracına ilişkin kararın kesinleşmesinden sonraki aşamada davacının zımnen ortaklığa kabul edilmesi anlamını doğuracak işlemlerin yapılıp yapılmadığının araştırılması için taraf delillerinin toplanarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararı bozulmuştur.
    Mahkemece direnme karar sonrası davacının kooperatiften ihraç edildiği ihraç kararının kesinleştiği bundan sonra davacının yatırdığı paralar üzerinde davalı kooperatif tarafından herhangi bir tasarrufta bulunulmadığı davacının zımnen ortaklığa kabul edilmesi anlamını doğuracak bir işlem yapılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Dava konusu uyuşmazlıkta çözülmesi gereken sorun ihraç kararının kesinleşmesinden sonra davacı üyenin kooperatif ortaklığına zımnen kabul edildiği olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği konusudur. Davacı hakkında verilen ihraç kararı 06.06.2007 tarihinde kesinleşmesine rağmen davacı 24.06.2007 tarihinde yapılan kooperatif genel kuruluna davet edilmiş hazırun cetvelinin 59. Sırasında kayıtlı olarak genel kurula katılmış ve oy kullanmıştır. Diğer yandan davacı hakkında verilen ihraç kararı 06.06.2007 tarihinde kesinleşmesine rağmen mahkemece getirtilen banka kayıtlarına göre davacı diğer üyelerle birlikte genel kurullarca belirlenen aidatları diğer üyelerin yatırdığı hesaba aynı tutarlarda yatırmaya üç yılı aşkın süreyle devam etmiş Yargıtay 11. Hukuk Dairesi"nin davacının kooperatife aidat yatırmaya devam ettiğine ilişkin tespiti buna ilişkin bozma kararı ve bozma kararına karşı yapılan karar düzeltme isteminin reddinden sonra davalı kooperatifçe tevdi mahalli tayini talep edilmiştir. Bu talep Yargıtay bozma ilamını etkisiz kılmayı amaçlamakta olup iyi niyetli bir davranış olarak kabul edilemez. Kaldı ki bu süreç içerisinde davacının üye sıfatıyla ve diğer üyelerle aynı aylarda ve tutarlarda düzenli olarak yatırdığı aidatlara ilişkin
    hesap davalı kooperatifçe aktif olarak kullanılmış davacının da aralarında bulunduğu üyeler tarafından yatırılan paralar belirli dönemlerde kooperatif tarafından nakit olarak çekilerek ilgili hesap aktif bir şekilde kullanılmış ve hesapta tasarrufta bulunulmuştur. Dolayısıyla davalı kooperatifçe ihraç kararından sonra yapılan bu işlemler ihraç kararını zımnen geri alındığı davacının kooperatif üyeliğinin benimsendiği anlamına gelmekte olup davanın kabulü yerine aksine gerekçelerle davanın reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı görülmüştür.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün, davacı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 10.12.2020 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi