Davacı Y.. İ.. vekili Avukat A.G.tarafından, davalı H.. C.. aleyhine 16/09/2009 gününde verilen dilekçe ile itirazın iptali istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine dair verilen 06/05/2014 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davacı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü. Dava, kurum zararının ödetilmesi amacıyla başlatılan icra takibine vaki itirazın iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, istemin usulden reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir. Mahkemece, yargılama esnasında davacı tarafa bilirkişi ek ücretini yatırması için iki haftalık kesin süre verilmiş, dava şartı olan gider avansının süresi içinde yatırılmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir. 01/10/2011 günü yürürlüğe giren 6100 sayılı HMK"nun 120. maddesi “Davacı, yargılama harçları ile her yıl Adalet Bakanlığınca çıkarılacak gider avansı tarifesinde belirlenecek olan tutarı dava açarken mahkeme veznesine yatırmak zorundadır. Avansın yeterli olmadığının dava sırasında anlaşılması halinde, mahkemece bu eksikliğin tamamlanması için davacıya iki haftalık kesin süre verilir” hükmünü içermektedir. Bu maddede öngörülen gider avansı, HMK"nun 114. maddesi uyarınca dava şartları arasında yer almaktadır. Dava şartlarının eksik olması ve tamamlanmaması durumunda ise, aynı Yasa"nın 115. maddesi uyarınca usulden ret kararı verilmesi öngörülmüştür. HMK"nun 448. maddesi uyarınca, yasa hükümlerinin tamamlanmış işlemleri etkilememek kaydıyla derhal uygulanması gerekir. Eldeki dava, HMK"nun yürürlüğe girdiği tarihten önce açıldığından, gider avansına ilişkin HMK"nun 120. maddesi ile yerine getirilmemesinin sonuçlarını düzenleyen HMK"nun 115. maddesi burada uygulanamaz. Eldeki dosyada, davanın açıldığı tarihteki kanun hükümleri uyarınca, harç ve masrafı alındıktan sonra esasa kaydedilerek karar gününe kadar yargılamasının yapıldığı, mahkemece delillerin büyük bir kısmının toplandığı anlaşılmaktadır. Bu aşamadan sonra ancak HMK’nun 324. maddesinde öngörülen delil avansı istenebilir. Tanık dinlenmesi, bilirkişi raporu alınması ve keşif gideri gibi delil ikamesine yönelik giderlerin delil avansı içinde değerlendirilmesi, bu avansın da ispat külfetine göre taraflara yükletilmesi gerekir. Delil avansının verilen kesin süre içinde yatırılmaması davanın dava şartı yokluğu ile reddine neden teşkil etmez. Taraf belirtilen sürede delil avansı giderini yatırmazsa dayandığı o delilden vazgeçmiş sayılır. Şu halde, delil avansı niteliğindeki giderin süresi içinde yatırılmadığından bahisle dava şartı yokluğundan istemin usulden reddine karar verilmesi doğru değildir. Kararın bu nedenle bozulması gerekmiştir. SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda gösterilen nedenle BOZULMASINA; bozma nedenine göre davacının diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 15/12/2014 gününde oybirliğiyle karar verildi.