19. Hukuk Dairesi 2015/11642 E. , 2015/17067 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı ve davacı vekilince duruşmasız olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av...."ın gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve davalı vekilinin temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, taraflar arasında akdolunan bayilik protokolü çerçevesinde müvekkiline ait taşınmaz üzerinde davalı lehine ipotek tesis edildiği gibi ayrıca 15.000,00 TL bedel karşılığında davalı yararına 15 yıl süreli intifa hakkı tesis edildiğini, daha sonra 5 yıl süreli olarak 04.07.2007 tarihinde yanlar arasında imzalanan bayilik sözleşmesi uyarınca intifa bedeli, şerefiye bedeli ve bayilik hizmet bedeli isimleri altında davalı tarafından müvekkiline ödemeler yapıldığını, müvekkilinin beş yıl boyunca sözleşmeden kaynaklanan edimlerini ifa ettiğini, beşinci yılın sonunda akdi ilişkiyi feshettiğine dair davalıya ihtar göndermesi üzerine intifa hakkı kaldırılmış ise de, davalının çektiği ihtar ile müvekkilinden haksız şekilde alacak taleplerinde bulunduğunu tüm taleplere rağmen ipotek kaydını fekketmediğini oysa sözleşme ilişkisi nedeniyle müvekkilinin edimlerini sözleşme hükümlerine uygun şekilde ifa ettiğinden dolayı davalıya bir borcu bulunmadığını belirterek müvekkilinin davalıya borçlu olmadığının tespitiyle, ipoteğin fekkine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davacı taşınmaz üzerindeki ipotek akdinin bayilik sözleşmesi çerçevesinde davacının doğmuş ve doğacak tüm borçlarının teminatı olarak düzenlendiğini, akdi ilişki çerçevesinde müvekkilinin davacıdan yatırım hizmet bedeli ve cezai şart bedeli adı altında alacakları bulunduğunu bu kalem istemlerle ilgili .... Asliye Tİcaret Mahkemesinde davacıya karşı açılmış derdest davalar bulunduğunu, müvekkil alacakları ödenmeden ipoteğin fekkinin doğru olmadığını, derdest davaların sonucunun beklenilmesi gerektiğini savunarak, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında akdolunan bayilik sözleşmesi kapsamı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek 5 yıllık bayilik sözleşmesi süresince davacının sözleşmeden kaynaklanan edimlerini yerine getirmesi nedeniyle davalının yatırım hizmet bedeli talebinin yasal dayanağı bulunmadığı gibi ilişki süresince eksik mal alımı olduğuna dair bir uyarıda bulunmayan davalının bu konuda ceza-i şart isteminde haklı olmadığının saptandığı, intifa hakkının 15 yıl süreli olup süre dolmadan terkin edildiği, kullanılamayan süreye isabet eden ve güncel değeri 14.214,69 TL olan tutarın yargılama sırasında davacı yanca davalıya ödenmek üzere mahkeme veznesine depo edildiği, davalının intifa bedeli dışındaki taleplerinin yerinde bulunmadığı, böylece ipotekten kaynaklanan tüm borçlar ödenmiş olduğundan artık ipoteğin fekki isteminin kabulü gerektiğinden bahisle davanın kabulüne ipoteğin fekkine, 14.214,69 TL"nin karar kesinleştiğinde davalıya ödenmesine karar verilmiş, hüküm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1)Davalı vekilince dosyaya sunulan temyiz dilekçesi davacı vekiline 10.06.2014 tarihinde usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş olup HUMK"nın 433/2. maddesi uyarınca on günlük yasal süre içerisinde katılma yoluyla temyiz dilekçesinin dosyaya sunulması gerekirken belirtilen bu kesin süre geçirilerek 01.07.2014 tarihinde davacı vekilince hükmün katılma yoluyla temyiz edildiği görülmektedir. Süresinden sonra yapılan temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün ve 3/4 sayılı içtihadı birleştirme kararı uyarınca, Yargıtay tarafından da karar verilebileceğinden, süresinden sonra yapılan temyiz isteminin reddi gerekmiştir.
2)Davalı temyizlerine gelindiğinde; taraflar arasındaki bayilik ilişkisine dayanak oluşturan ipotek akdinin yanlar arasında imzalanmış bayilik sözleşmesinden doğmuş ve doğacak borçlarının teminatını oluşturmak üzere tesis edildiği görülmekte olup, bu konuda taraflar arasında bir uyuşmazlık bulunmadığı da anlaşılmaktadır. Davalı tarafça davacının bayilik sözleşmesi kapsamında satış taahhüdüne aykırı davranması nedeniyle oluşan cezai şart istemine ilişkin olarak.... Asliye Ticaret Mahkemesi"nin 2013/123 Esas sayılı dosyası ile akaryakıt istasyonuna yapılan yatırım bedellerinin tahsiline yönelik aynı mahkemenin 2013/124 Esas sayılı dosyasında davacı aleyhine iki ayrı dava açtığı dosya kapsamından anlaşılmaktadır. Bu olgular karşısında davalı yanca davacı aleyhine açılan bu davaların sonucunun görülmekte olan ipoteğin fekki davasını etkileyeceğinin gözetilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirmeyle yazılı şekilde hüküm tesisinde isabet görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin katılma yoluyla temyiz isteminin yasal sürede olmaması nedeniyle reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir edilen 1.100.-TL. duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harçların istek halinde iadesine, 16.12.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.