2. Ceza Dairesi 2015/917 E. , 2015/3718 K.
"İçtihat Metni"Tebliğname No : KD - 2014/313563
Sanık hakkında, 21.01.2010 tarihinde hırsızlık ve iş yeri dokunulmazlığının ihlali suçlarından hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiş, denetim süresi içerisinde, 16.02.2011 tarihinde kasten işlediği suçtan dolayı Kumluca Asliye Ceza Mahkemesinin 29.01.2013 gün ve 2011/149, 2013/175 sayılı 24.05.2013 günü kesinleşen hükmü ile mahkumiyetine karar verilip, açıklanması geri bırakılan hüküm yönünden mahkemesine ihbarda bulunulması üzerine, Zara Asliye Ceza Mahkemesince, açıklanması geri bırakılan hüküm kısmen aynı şekilde açıklanmamıştır.
İş yeri dokunulmazlığını ihlal suçundan, daha önce açıklanması geri bırakılan 3,000TL. adli para cezasına ilişkin hükmün önceki haliyle açıklanmayıp, TCK"nın 116/4. maddesinin uygulanması suretiyle hükümde değişiklik yapılarak açıklanması suretiyle CMK"nın 231/11. maddesine aykırı davranılması nedeniyle kanun yararına bozma isteminde bulunulması üzerine dairemizce;
“CMK"nın 231/5. maddesi uyarınca hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde, açıklanması geri bırakılan hükmün aynı maddenin 11. fıkrası uyarınca aynen açıklanması gerektiği ve ancak önceki haliyle açıklandıktan sonra varsa hukuka aykırılıkların temyiz ya da kanun yararına bozma yasa yolları ile giderilebileceği gözetilmeden, değişiklik yapılarak açıklanması nedeniyle kanun yararına bozma istemi yerinde görüldüğünden” şeklindeki gerekçe ile kanun yararına bozma isteminin kabulüne CMK"nın 309. maddesinin 3. fıkrası uyarınca hükmün bozulmasına ve aynı maddenin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin yerel mahkemece yerine getirilmesine karar verilmiş olup, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 12.01.2014 gün ve 2014/313563 sayılı itirazı üzerine, dosya dairemize gönderilmekle, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca yapılan incelemede;
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı itirazı, yerel mahkemece önceki haliyle açıklanmayan hükmün, bu sebeple bozulmasından sonra CMK"nın 309/4-d maddesi uyarınca dairemizce hüküm kurulması gerektiğine ilişkindir.
5271 sayılı Yasa"nın hükmün açıklanması ve hükmün açıklanmasının geri bırakılması başlığını taşıyan 231. maddesinin 1. fıkrasında, duruşma sonunda, 232. maddede belirtilen esaslara göre duruşma tutanağına geçirilen hüküm fıkrası okunarak, gerekçesinin ana çizgileriyle anlatılacağı, 2. fıkrasında, hazır bulunan sanığa ayrıca başvurabileceği kanun yolları, mercii ve süresinin bildirileceği, 4. fıkrasında ise hüküm fıkrasının herkes tarafından ayakta dinleneceği düzenlenmiştir.
Açıklanması geri bırakılan mahkumiyet hükmü, ancak açıklanmakla hukuki sonuç doğurmaya başlayacağından, yasa yolu incelemesine konu edilebilmesi için öncelikle hukuki sonuç doğurabilecek şekilde usulüne uygun şekilde açıklanması gerekecektir.
CMK"nın 231. maddesinin 11. fıkrasında, denetim süresi içinde kasten yeni bir suç işlenmesi halinde mahkemenin hükmü açıklayacağı öngörülmüş olup, buradaki “mahkemenin”, açıklamayı geri bırakan mahkeme olduğunda ve daha önce açıklanmayan hükmün sadece açıklanmasıyla yetinilmesi gerektiği tartışmasızdır.
Bu itibarla, öncelikle hükmün açıklanmasını geri bırakan mahkemece, hukuki sonuç doğurmaya elverişli olacak şekilde hükmün aynen açıklanması, bundan sonra da varsa hukuka aykırılıkların yasa yollarına konu edilmesi gerekeceğinden, usulüne uygun açıklanmayan hükmün, bu sebeple kanun yararına bozulması üzerine de, yine yerel mahkemece usulüne uygun olarak hükmün açıklaması için CMK"nın 309. maddesinin 4. fıkra (b) bendi uyarınca sonraki işlemlerin mahkemesince yerine getirilmesine karar verilmesinde isabetsizlik bulunmamaktadır. Zira, usulüne uygun şekilde açıklanıp, hukuki sonuç doğurmaya başladıktan sonra yeniden kanun yararına bozma yasa yoluna konu edilmesi ve CMK"nın 309. maddesinin 4. fıkra (d) bendi kapsamında aykırılık bulunması halinde ilgili dairece o aşamada karar verilebilecektir. Henüz esası hakkında yasa yolu incelemesine konu edilmemiş ve hukuka uygun olup olmadığı da denetlenmemiş bulunan kararın, sırf açıklanmadan önceki hali ile aynı olması için dairemizce herhangi bir karar verilmesine yasal olanak
bulunmadığı gibi, hükmü usulüne uygun olarak açıklama görevinin, daha önce açıklanmasını geri bırakan mahkemeye ait olduğunda da tereddüt bulunmamaktadır.
Açıklanan nedenlerle, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, dairemizce karar verilmesi gerektiğine ilişkin yerinde görülmeyen itirazının REDDİNE, dosyanın, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 308. maddesinin 3. fıkrası uyarınca itiraz hakkında karar verilmek üzere Yargıtay Ceza Genel Kuruluna GÖNDERİLMESİNE, 25.02.2015 gününde oybirliğiyle karar verildi.