13. Hukuk Dairesi 2018/6851 E. , 2019/652 K.
"İçtihat Metni".. vekili avukat ... ile ... ... Konut İmar Plan San Ve Tic.A.Ş. vekili avukat ... İhbar Olunan Yapı ve Yapı İnş. Taah. San. Tic. Ltd. Şti. aralarındaki dava hakkında ... 3. Tüketici Mahkemesinden verilen 11/12/2012 tarih ve 2011/885-2012/987 sayılı hükmün Dairemizin 04/10/2018 tarih ve 2018/2241-2018/8975 sayılı ilamıyla onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davalı avukatınca kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla dosya incelendi, gereği konuşuldu.
KARAR
Davacı, ... Büyükşehir Belediyesinin desteği ve garantörlüğünde inşaa edilen ...-... evleri projesinden A blok 35 nolu daireyi 20.11.2007 tarihinde satın aldığını, 25.12.2009 tarihli teslim tutanağı ile teslim edildiğini, ancak satış ofisinde, broşür ve materyallerde tanıtımı yapılan, vaziyet planları ve fiilen gösterilen inşaat alanı ve sosyal yaşam alanlarının bulunduğu bölümün yarıyarıya azaltılarak özellikle basketbol ve tenis kortunun bulunduğu 4500 metrekarelik alanın bahçe dışına çıkartılarak sosyal yaşam alanlarının küçültüldüğünü, kalan alanda da vaad edilen oyun alanları, süs havuzlarının yapılmadığını, 15.5.2010 tarihinde yapılan açılış toplantısında, davalı yetkilisinin 4500 metrekarelik rekreasyon alanının tapu devrinin yapılamayacağının bildirdiğini, 4 kat maliki tarafından bu konuda tesbit de yaptırıldığını, davalının site dışındaki yeşil alanı site içinde gibi proje içine alıp gösterdiğini ve etrafını beton duvar ile çevirerek yanılttığını, ayrıca daire içi taahhütlerini de sözleşmeye ve reklam broşürlerine göre tamamen aykırı olarak eksik ve ayıplı ifa ettiğini; akıllı ev sistemi alt yapısının kurulmadığını, duş bataryalarının termostatik yapılmadığını, güneş kolektörleri ile destekli su sisteminin kurulmadığını, ıslak zeminlerdeki su geri dönüşümünün sağlanarak klozet sifonlarında kullanımı ile ilgili taahhüdün yerine getirilmediğini, A ve B blok arasındaki dükkanların bulunduğu mahallin çatı bağlantısının yeşillendirilmediğini, pencerelerin açılır yapılmadığını, çardak, süs havuzu araç parklarının kalitesiz yapıldığı vs. taşınmazda değer kaybına sebep olan bu eksik ve ayıplar nedeni ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalarak, taşınmaz bedelinden 3.000,00 TL.nin bedel indirimi yapılarak ödeme tarihlerinden itibaren işleyecek reeskont faizi ile birlikte iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında davasını ıslah ederek talebini 70.405,00 TL"ye yükseltmiştir.
Davalı, dava konusu alanın kampanyadan önce park alanı olarak terk edildiğini ve halen de yeşil alan olarak korunduğunu, düzenlenen broşürlerin icaba davet niteliğinde olduğu gibi, herhangi bir taahhüdün de bulunmadığını, süresinde bir ayıp ihbarı yapılmadığını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile 3.000,00.-TL"nin dava, 50.055,00.-TL"nin ıslah tarihinden olmak üzere toplam 53.055,00.-TL"nin reeskont faizi ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, fazla istemin reddine karar verilmiş; davacı ve davalının temyizi üzerine karar Dairemizce onanmış, davalı bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dava, satış esnasında sunulan katalog, proje ve tanıtımlarda belirtilen, ancak bunlara uygun olarak yapılmayan veya eksik yapılan işler nedeni ile davacının satın aldığı dairede oluşan değer kaybının ödetilmesi istemine ilişkindir.
Mahkemece, dosyaya sunulan satış sözleşmesi, reklam ve ilan broşürlerinde dava konusu edilen tesislerin davacıya ait taşınmazın bulunduğu site içerisinde olacağını vaat ettiği, ancak bu tesisleri belediyeye terk ettiği alan üzerinde yaptığı, davacının bu alan üzerinde herhangi bir mülkiyet hakkından bahsetmenin mümkün olmadığı, burada ayıplı ifa değil eksik bir ifa söz konusu olduğu, ıslak zeminlerdeki su geri dönüşümünü sağlayan sistemin yapılmamasının gizli ayıp niteliğinde olduğu gizli ayıba ilişkin ihbarın süresinde yapıldığı gerekçesi ile, eksik ifa ve gizli ayıp nedeni ile değer kaybına hükmedilmiştir.
Davaya konu projenin imal edildiği 176 nolu parselin 16.7.2004 tarihinde yol, park ve otopark alanı olarak terkinden sonra 7782 metrekare olarak ... Büyükşehir Belediyesi adına tescil edildiği ve 26.2.2007 tarihinde de davalı ... adına tapu devrinin yapıldığı, 4 kat maliki tarafından aynı nedenle 21.5.2010 tarihinde tesbit yaptırıldığı, tanıtım kataloğu ve internet ilanlarında daire içi imalatları ile otopark ve spor alanları olarak basketbol ve tenis kortunun bulunacağının yazılı olduğu ve yeşil alanın metrekaresine ilişkin bir taahhüdün bulunmadığı tüm dosya kapsamı ile anlaşılmaktadır. Emsal dosyalarda alınan bilirkişi raporlarında ekli kroki ile açıklandığı üzere, otopark alanı ve spor alanlarının site tarafından duvarla çevrili olup halen kullanıldığının belirtildiği görülmektedir.
Uyuşmazlık; dava konusu olayda “ayıplı ifa” mı, yoksa “eksik ifa”nın mı söz konusu olduğu; burada varılacak sonuca göre satıcının sorumluluğuna gidilebilecek ihbar ve zaman aşımı süreleri ile talep hakkının kapsamının ne olduğu noktalarında toplanmaktadır.
Davacı tüketici olduğuna göre, tüketici hukuku ile ilgili ayıba ilişkin düzenleme, 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun (TKHK)’un 4. maddesinde yer almaktadır.
Anılan maddenin birinci fıkrasında; “Ambalajında, etiketinde, tanıtma ve kullanma kılavuzunda ya da reklam ve ilânlarında yer alan veya satıcı tarafından bildirilen veya standardında veya teknik düzenlemesinde tespit edilen nitelik veya niteliği etkileyen niceliğine aykırı olan ya da tahsis veya kullanım amacı bakımından değerini veya tüketicinin ondan beklediği faydaları azaltan veya ortadan kaldıran maddi, hukuki veya ekonomik eksiklikler içeren mallar, ayıplı mal olarak kabul edilir.” denilmekte, devam eden fıkralarda ise buna ilişkin biçimsel koşullar sayılmaktadır.
Ayıp kavramı ile eksik iş ise birbirinden farklıdır.
Ayıp; yasa yada sözleşmede öngörülen unsurlardan birinin veya birkaçının eksikliği yada olmaması gereken vasıfların olmasıdır.
Eksik iş ise; sözleşme konusu işlerin yapılmaması yani hiç yapılmayan iştir.
Eksik ifa ise, kanunlarımızda tanımı yapılmamakla birlikte, 4077 sayılı Kanun’un 4 maddesinde sayılan ayıp kavramı içerisinde mütalaa olunmaktadır.
Yukarıda da ayrıntısı ile açıklandığı üzere; malın ayıplı olması halinde taraflara ait hak ve yükümlülüklerin nelerden ibaret olduğu, 4822 sayılı Kanun’la değişik 4077 sayılı Tüketicinin Korunması Hakkında Kanun’un 4. maddesinde düzenlenmiş; ayıbın gizli ya da açık olması halleri için ayrı ihbar süreleri getirilmiş; hatta ayıbın ağır kusur veya hile ile gizlenmesi halinde zamanaşımı süresinden yararlanılamayacağı, açıkça ifade edilmiştir.
Buna göre; satılan maldaki ayıp açık ayıp niteliğinde ise, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi uyarınca malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde; gizli ayıp niteliğinde ise, dava zamanaşımı süresi içinde ve ayıp ortaya çıktıktan sonra derhal (dürüstlük kuralına uygun olan en kısa sürede), ihbar edilmesi; ayıbın açık mı, yoksa gizli mi olduğunun tayininde ise, ortalama (vasat) bir tüketicinin bilgisinin dikkate alınması, gerekmektedir.
Bu açıklamalar ışığında somut olay değerlendirildiğinde;
Davacının 20.11.2007 tarihinde satın aldığı dairenin 15.12.2009 tarihinde fiilen teslim edildiği, davacının satın aldığı bu taşınmazla ilgili ayıp ihbarını, dava tarihinden önce davalıya bildirdiğine ilişkin bir delil bulunmadığı, sonrasında 11.08.2011 tarihinde açtığı eldeki dava ile de, taahhüt edilen yeşil alanın kamunun kullanımına da açıldığı gerekçesi ile bu ayıp nedeniyle satın aldığı taşınmazda meydana gelen ekonomik eksikliğin tazminini talep ettiği anlaşılmıştır.
Davacının dava dilekçesinde tanımladığı bu durumun satın aldığı bağımsız bölümün ekonomik değerini düşüren açık ayıp olduğu, davalıların bu ayıbı gizlemek için de herhangi bir hileye başvurmadıkları, davacının bu ayıplardan bağımsız bölümü satın ve teslim aldığı tarihte kolayca bilgi sahibi olabileceği kuşkusuzdur.
Davacının teslim aldığı bağımsız bölüm nedeniyle, 4077 sayılı Kanun’un 4. maddesi gereğince malın teslim tarihinden itibaren 30 gün içinde davalıya ayıp ihbarında bulunmadığı da anlaşılmaktadır.
Her ne kadar, 4. madde de konut satışlarında zaman aşımı süresi beş yıl olarak öngörülmüş ise de, konutu satın alan davacı, açık ayıp halinde, malı teslim aldığı tarihten itibaren otuz gün içerisinde satıcı veya malike ayıp ihbarında bulunur ise, bu durumda malı teslim aldığı tarihten itibaren beş yıl içerisinde 4077 sayılı Kanun’a dayanarak dava açabilecektir.
Hal böyle olunca, yeşil alana ilişkin mahkemece ayıp ihbarının süresinde yapılmadığı gerekçesiyle davacının bu talebinin reddi gerekir.
2-Yine mahkemece de kabul edilen ıslak zeminlerdeki su geri dönüşümünü sağlayan sistemin gereği gibi yapılmamasının gizli ayıp niteliğinde olduğu ve yukarıda açıklandığı gibi süresinde bir ayıp ihbarının bulunmadığından bu talebin de reddi gerekir.
Kararın bu gerekçelerle bozulması gerekirken zuhulen onandığı bu kez yapılan incelemede anlaşıldığından Dairemizin onama kararı kaldırılarak kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ; Yukarıda (2) ve (3) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalının karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 04.10.2018 gün ve 2018/2241 esas ve 2018/2241 sayılı kararının kaldırılarak kararın davalı yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/I maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28/01/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.