7. Ceza Dairesi 2016/11941 E. , 2018/9937 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : 4926 sayılı Kanuna muhalefet
HÜKÜM : Hükümlülük, müsadere
Yerel mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya okunduktan sonra Türk Milleti adına gereği görüşülüp düşünüldü;
I) Sanık ... müdafii Avukat ...’ın sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Gıyabi kararın sanık ...’a 14/01/2013 tarihinde bizzat tebliğ edildiği, sanığın hükmü temyiz etmediği, sanık ... müdafii Avukat ...’ın sanık ... hakkında kurulan hükmü de temyiz ettiği, Dairemizin 28/01/2016 tarih 2014/8746 E. ve 2016/907 K. sayılı ilamında, hükmü sanık ... adına temyiz eden sanık ... müdafii Av. ...’ın sanık ... yönünden vekaletname sunması için dosyanın tevdiine karar verildiği, Avukat ...’ ın vekaletname sunmadığı, ortada geçerli bir temyiz talebi bulunmadığından, Avukat ...’ ın sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz talebinin REDDİNE;
II) Sanık ... müdafiinin sanık ... hakkında kurulan hükme yönelik temyiz talebinin incelenmesinde;
Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 31/01/2012 tarih ve 2011/7-465 Esas, 2011/11 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere, suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Yasanın 5/son maddesinde belirtilen toplu kaçakçılık suçunun iki kişi tarafından işlenebileceğinin belirtilmiş olması karşısında, sanıkların birlikte işledikleri iddia olunan fiilden dolayı eylemlerinin toplu kaçakçılık olarak değerlendirilip buna göre sanığa, suça konu eşyanın bilirkişi tarafından tespit edilen CİF değeri üzerinden hesaplanan gümrüklenmiş değerinin 4.5 katı üzerinden müteselsilen sorumlu olmak üzere ön ödeme önerisinde bulunup sonucuna göre hukuki durumlarının tayin ve takdiri gerekirken, suç vasfında yanılgıya düşülerek eylem bireysel kaçakçılık olarak nitelendirilip gümrüklenmiş değerin 3 misli üzerinden, ön ödeme tebliğ edilerek ödeme yapmadığından bahisle yazılı şekilde mahkumiyetine hükmolunması,
Kabul ve uygulamaya göre de;
1. Suç tarihindeki ekonomik koşullar ve paranın satın alma gücüne göre dava konusu eşyanın gümrüklenmiş değeri pek hafif olduğu halde bu hususta değerlendirme yapılmamak suretiyle sanık hakkında fazla ceza tayini,
2. Nispi harçta kazanılmış hakkın oluşmayacağı da dikkate alınarak, hükmedilen ceza üzerinden hesaplanacak nispi harcın sanıktan tahsiline karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
3. 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda atılı eylemin müeyyidesi adli para cezasını, 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununda ise hürriyeti bağlayıcı cezanın yanında adli para cezasını da içermekte olduğu; kısa süreli hürriyeti bağlayacı cezanın 5237 sayılı TCK"nun 50. maddesi gereğince adli para cezasına veya diğer seçenek yaptırımlara çevrilmesi halinde verilen sonuç ceza itibarıyla 5607 sayılı Yasanın sanık lehine olabileceği gözetilerek;
Olaya suç tarihinde yürürlükte bulunan 4926 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanunu ile suç tarihinden sonra 31/03/2007 tarihinde yürürlüğe giren 5607 sayılı Kaçakçılıkla Mücadele Kanununun ilgili bütün hükümleri uygulanarak elde edilecek sonuçların birbiriyle karşılaştırılması ve karar yerinde tartışılması suretiyle lehe olan Yasanın belirlenmesi ve sonucuna göre hüküm kurulması gerekirken, denetime olanak verecek şekilde bu husus tartışılmadan yazılı şekilde hüküm tesisi,
4. Birlikte (toplu) suç işleyen sanıklar hakkında tayin edilen tazmini para cezasında müteselsilen sorumluluklarına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
5. 4926 sayılı Yasa nedeniyle tayin edilen tazmini nitelikte adli para cezası uygulamasında, 5237 sayılı TCK"nun 52/4. maddesi gereğince taksit yapılamayacağının gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, sanık ... müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK"nun 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sonuç cezada sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, bozmanın niteliğine göre diğer sanık ...’a da teşmiline, 02/10/2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.