16. Hukuk Dairesi 2015/15721 E. , 2017/5391 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
KANUN YOLU : TEMYİZ
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu Şirinler Köyü çalışma alanında bulunan 154 ada 1 parsel sayılı 394,86 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle 1/2 payı ..., 1/2 payı iştirak halinde ... ve ... adlarına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapunun kısmen iptali ve adına tescili istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, 154 ada 1 parsel sayılı taşınmazın tapu kaydının iptali ile fen bilirkişileri... ve ..."un mahkememize ibraz ettiği 02.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda ve ekindeki krokide (A) harfi ile gösterilen 88,59 metrekarelik kısmının 154 adanın son parsel numarasıyla bahçe vasfıyla davacı ... adına tesciline, 154 ada 1 parsel sayılı taşınmazın da aynı vasıfla 306,27 metrekare olarak davalılar adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, davacı ile davalı ...’in babalarının taşınmaz üzerine yapılan evi birlikte kullandıkları ve davalı ...’in keşifteki ‘davacının iddia ettiği yerin evveliyatında davacıya ait olduğu fakat 1984 yılında davacı ile anlaştığı, dava konusu yeri davacının kendisine verdiği, davacıya dava dışı başka bir yer verdiği’ şeklindeki beyanları gerekçe gösterilmek suretiyle hüküm kurulmuş ise de, yapılan araştırma, inceleme ve uygulama hüküm vermeye yeterli değildir. Davacı, temyize konu edilen 02.04.2015 tarihli bilirkişi raporunda 154 ada 1 parsel sayılı taşınmazın (A) harfi ile gösterilen 88,59 metrekarelik kısmının babasından kendisine kaldığı ve zilyedi olduğu iddiasıyla dava açmıştır. Davalı ... ise, davacı ile dava dışı başka bir yerden taşınmaz vererek anlaştıklarını ve davalı yerin kendisine devredildiğini ileri sürerek, 09.09.1984 günlü bedel senedi başlıklı sözleşmeye dayanmıştır. Mahallinde yapılan keşifte davalı ...’in dayandığı sözleşme içeriğinin doğruluğu hakkında araştırma yapılmamış, taşınmazın temyize konu bölümünün davalıya devredilip devredilmediği, bu bölüm üzerinde kimin, nasıl, ne şekilde zilyet olduğu, davalının 3402 sayılı Yasa"nın 14. maddesinde belirtilen zilyetlikle mülk edinme koşullarını taşıyıp taşımadığı yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulup araştırılmamıştır. Eksik araştırma ve uygulama ile hüküm kurulamaz. O halde, 6100 sayılı HMK"nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma görevi karşısında taraflardan, 09.09.1984 tarihli sözleşmede adları yazılı bulunan kişiler tanık olarak dinletmek isteyip istemedikleri konusunda beyanları alınmak suretiyle mahallinde yeniden keşif yapılarak, yerel bilirkişiler ve tanıklara davalının dayandığı sözleşme okunarak zemine uygulanmalı, senedin içeriği ve kapsamı hususunda yerel bilirkişi ve taraf tanıklarının bilgileri alınmalı, fen bilirkişisinden keşfi takibe imkan verir ve uygulamayı gösterir krokili rapor alınmalı, senet içeriğinin doğruluğu belirlenirse taşınmaz üzerinde kimin, hangi tarihte, ne şekilde zilyet olduğu, taşınmazın zilyetliğinin davalı ..."e devredilip devredilmediği, devredilmiş ise İbrahim"in taşınmaz üzerindeki zilyetlik süresi yerel bilirkişi ve tanıklardan sorulmalı, bundan sonra tarafların tüm delilleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik araştırma ve inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olup, davalı ..."in temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edene iadesine, 18.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.