20. Ceza Dairesi 2019/5785 E. , 2020/1017 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : İSTANBUL 83. Asliye Ceza Mahkemesi
Suç : Kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK"nın 58. maddesi uyarınca tekerrür hükümlerinin uygulanmaması aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
İstanbul 30. Sulh Ceza Mahkemesinin 15.11.2012 tarih – 2012/39 esas ve 2012/1026 karar sayılı tedavi ve denetimli serbestlik kararının sanığın direk mernis adresine çıkartılarak TK 21/2 maddesine göre yapılan tebliğin usulsüz olması nedeniyle temyiz süresinin öğrenmeden sonra başlayacağı, kararın infaz amacıyla denetimli serbestlik müdürlüğüne gönderildiği, sanık 15.04.2013 havale tarihli dilekçesinde özetle, hakkında verilen denetimli serbestlik kararlarına infazına ilişkin evrakların belirttiği adrese gelmesini talep ettiği, sanığın tedavi ve denetimli serbestlik kararına uymaması üzerine yargılama devam edildiği ve sanığın mahkemedeki savunmasında, kasıtlı olarak ihlal etmediğini beyan etmesi ve tedbirin infazına başlaması ile kararı öğrenmesi karşısında, sanığın usulsüz tebliğ edilen karara karşı bir itirazda ileri sürmemesi dikkate alınarak tebliğnamenin bu hususa yönelik düşüncesi benimsenmemiştir.
1)Denetim dosyasının aslı veya onaylı örnekleri fiziki dosyaya getirtilmeden, hüküm kurulması suretiyle CMK"nın 169. maddesine aykırı davranılması,
2)Sarıyer Sulh Ceza Mahkemesi’nin 06.11.2009 tarih – 2009/3148 D.İş ve Sarıyer Sulh Ceza Mahkemesi’nin 2009/3053 D.iş sayılı kararların aslı veya onaylı suretinin denetime imkan verecek şekilde dosya içerisine alınması gerektiğinin gözetilmemesi,
3) Sanık hakkında, bu eylemi nedeniyle tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri uygulandığı, dolayısı ile hükümden önce 28.06.2014 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesi ve aynı Kanun"un 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanun"a eklenen geçici 7. maddenin 2. fıkrası uyarınca, 191. madde hükümleri çerçevesinde "hükmün açıklanmasının geri bırakılması" kurumunun uygulanma koşulları bulunmadığı anlaşılmakla,
Sanık hakkında kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde bulundurma suçundan dolayı başka dava olup olmadığı, varsa sanığın bu suçu diğer davaya konu olan suç nedeniyle verilen tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işleyip işlemediği belirlendikten sonra;
Sanık bu suçu, daha önce işlediği suçtan dolayı yapılan kovuşturma aşamasında hükmolunan tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbirinin infazı sırasında işlemiş ise, 6545 sayılı Kanun"un 68. maddesi ile değiştirilen TCK"nın 191. maddesinin 5. fıkrasında öngörülen “Erteleme süresi zarfında kişinin kullanmak için tekrar uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alması, kabul etmesi veya bulundurması ya da uyuşturucu veya uyarıcı madde kullanması, dördüncü fıkra uyarınca ihlâl nedeni sayılır ve ayrı bir soruşturma ve kovuşturma konusu yapılmaz” hükmü uyarınca, ikinci suçtan açılan bu davanın kovuşturma şartının ortadan kalkması nedeniyle, CMK"nın 223. maddesinin 8. fıkrası uyarınca “davanın düşmesine” karar verilmesi aksi halde 6545 sayılı Kanunun 85. maddesi ile 5320 sayılı Kanuna eklenen geçici 7. maddesinin 3. fıkrası uyarınca, yargılamaya devam olunarak, hüküm kurulması gerektiği gözetilmeyerek, yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi,
4)Uyap’tan alınan adli sicil kaydı incelendiğinde, sanığın 10.04.2010 tarihinde işlediği, kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan hakkında kamu davası açılarak İstanbul 59. Asliye Ceza Mahkemesinin 21.04.2017 tarih 2016/504 esas ve 2017/102 karar sayılı ilamı ile sanık hakkında mahkumiyet hükmü kurulduğu ve sanığın temyiz incelemesine konu suçun iddianame tarihinin 05.09.2010 olması karşısında; her iki davanın birleştirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilip, eylemlerinin tek suç veya iki ayrı suç ya da zincirleme suç oluşturup oluşturmadığı tartışıldıktan sonra sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
Kabule göre;
5) 28/06/2014 tarihinde yürürlüğe giren 6545 sayılı Kanunla TCK"nın 191. maddesinde yapılan değişiklik nedeniyle, TCK"nın 191. maddesinin 4. fıkrasının (a) bendinde yer alan, "kişinin, erteleme süresi zarfında; kendisine yüklenen yükümlülüklere veya uygulanan tedavinin gereklerine uygun davranmamakta ısrar etmesi hâlinde, hakkında kamu davası açılır." hükmü gözetildiğinde dosya kapsamına göre; sanık hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararının infazına başlanıldığı, Bakırköy Prof Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 24.07.2013 tarihli yazısında, altı haftalık program süresince uyum düzeyinin düşük olduğu gözlemlenmiş olup bu haliyle tedavi programına uyumsuz olduğunun bildirilmesi üzerine sanığın tedaviye uyumsuz olduğu gerekçesiyle İstanbul Denetimli Serbestlik Müdürlüğü tarafından 20.11.2013 tarihli birinci uyarının TK 35 maddesine göre usulsüz olarak tebliğ edilerek ihtarda bulunulduğu; sonrasında Bakırköy Prof Dr. Mazhar Osman Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Eğitim ve Araştırma Hastanesi 26.09.2014 tarihli yazısında tedavi programına uyumsuz olduğunun belirtilmesi nedeniyle sanığa ikinci bir ihtaratta bulunulmadan dosyanın kapatıldığı anlaşılmakla, uyumsuzluğun uyuşturucu madde kullanıma devam etmek haricinde başka bir eylemle ihlal edilmiş olması halinde sanığın bu aşamada yükümlülüklere uymamakta ısrar ettiğinin kabulünün mümkün olmayacağı da nazara alınarak; bahsi geçen hastane yazısından uyumsuzluğun ne şekilde gerçekleştirildiği anlaşılmadığından; sanığın hastane randevularına gitmeyerek mi yoksa uyuşturucu madde kullanmaya devam etmek suretiyle mi tedaviye uyumsuzluk gösterdiğinin araştırılması ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdir edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün BOZULMASINA, 24.02.2020 tarihinde oy birliği ile karar verildi.