Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5535
Karar No: 2016/6594
Karar Tarihi: 13.06.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/5535 Esas 2016/6594 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/5535 E.  ,  2016/6594 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil davasından dolayı mahal mahkemesinden verilen yukarıda gün ve sayısı yazılı hükmün; Dairemizin 24.12.2015 gün ve 2015/11575 Esas, 2015/12019 Karar sayılı ilamı ile onanmasına karar verilmişti. Süresi içinde davacı vekili tarafından kararın düzeltilmesi istenilmiş olmakla, dosya içerisindeki bütün evrak incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Mahkemece yapılan yargılamaya, toplanan delillere ve Dairemizce de benimsenen mahkeme kararının gerekçesine göre hüküm usul ve yasaya uygun bulunmuş, temyiz istemi bu gerekçelerle karşılanarak karar onanmıştır.
    Dairemizin onama ilamında düzeltilmesi gereken bir yön bulunmadığından, HUMK’nun 440. maddesindeki nedenlerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan gerekçelerle HUMK"nın 440. maddesinde öngörülen hususlardan hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin REDDİNE, aynı Kanunun 442/son ve 4421 sayılı Kanunun 2 ve 4/b-1 maddeleri delaletiyle takdiren 264,60 TL para cezası ile 60,80 TL karar düzeltme ret harcının düzeltme isteyenden tahsiline, 13.06.2016 tarihinde oyçokluğu ile karar verildi.
    (Muhalif)


    KARŞI OY
    Davacı vekili, müvekkilinin davalının babası olduğunu, davacının dava konusu taşınmazları ticari faaliyet gelirleriyle satın aldığını, ancak ticari riskler nedeniyle taşınmazları kendi adına tescil ettirmek yerine o tarihlerde 19 yaşında bulunan ve yeterli ekonomik geliri ve birikimi bulunmayan davalı kızı adına tescil ettirdiğini, eşiyle arasının açılması sonrasında davalının kendisine cephe aldığını ve taşınmazları iade etmediğini belirterek, inançlı işlemle davalı adına tescil edilen dava konusu iki dükkanın tapusunun iptal edilerek müvekkili adına tesciline karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkeme gerekçeli kararında, uyuşmazlığın muvazaa iddiasına dayandığını, muvazaanın taraflarının bu iddialarını yazılı delil ile ispat etmeleri gerektiğini, davacı tarafın iddiasını yazılı delille kanıtlayamadığını, ayrıca davacının dosyaya sunduğu belgelerin davalının elinden çıkmış belge olmadığını, yazılı delil başlangıcı niteliğinde kabul edilmediğini, bu nedenle tanık da dinlenmediğini, iddia yazılı delille kanıtlanamadığından davanın reddedildiğini belirtmiştir.
    Yerel mahkeme hükmü, Dairemizin 2015/11575 Esas, 2015/12019 sayılı Kararıyla onanmıştır.
    Davacı vekili 09.02.2016 tarihli karar düzeltme dilekçesinde, tarafların baba kız olduklarını, 6100 sayılı HMK gereğince iddialarını ispat etmek amacıyla şahit dinletebilme haklarının bulunduğunu, ancak mahkemenin tanık dinlemediğini ve eksik incelemeyle karar verdiğini belirterek, karar düzeltme talebinin kabulüyle yerel mahkeme kararının bozulmasını talep etmiştir.
    Hemen belirtilmelidir ki, olayları bildirmek taraflara, hukuki nitelemeyi tespit ederek uygulanacak kanun hükmünü bulup tatbik etmek hâkime aittir.
    Dava dilekçesinin içeriği ve iddianın ileri sürülüş biçimine göre, üçüncü kişi adına kayıtlı bulunan dava konusu taşınmazların, aslında davacı tarafından satın alındığı ve bedelinin de davacı tarafından temin edildiği ancak, davacının kendince ileri sürdüğü mazeretler nedeniyle tapularının kendi adına alınması yerine güvendiği davalı kızı adına tescil ettirildiği ve talep edildiğinde kendisine iade edileceği (kişisel hak kaynaklı) inançlı işlemine dayanmaktadır.
    Mahkemenin uyuşmazlıkla ilgili hukuki nitelendirmesi isabetli olmadığından verilen hüküm de hukuka uygun bulunmamıştır.
    Kanunlarımızda, gerek inançlı işlemi gerekse inanç sözleşmesini doğrudan düzenleyen bir hüküm bulunmamaktadır. İnanç sözleşmesinden kaynaklanan uyuşmazlıkların çözümünde dayanak yapılan 5.2.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararında, inançlı işlemin ispatı için yazılı delil aranmış olup, inançlı işlemin geçerliliği için şekil şartı aranmamıştır.
    Bilindiği gibi, 12.01.2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanununun;
    1- "İspat hakkı" kenar başlıklı 189. maddesinin üçüncü fıkrasında, "(3) Kanunun belirli delillerle ispatını emrettiği hususlar, başka delillerle ispat olunamaz.",
    2- "Kanunda düzenlenmemiş deliller" kenar başlıklı 192. maddesinde, "(1) Kanunun belirli bir delille ispat zorunluluğunu öngörmediği hâllerde, Kanunda düzenlenmemiş olan diğer delillere de başvurulabilir.",
    3- "Senetle ispat zorunluluğu" kenar başlıklı 200. maddesinde, "(1) Bir hakkın doğumu, düşürülmesi, devri, değiştirilmesi, yenilenmesi, ertelenmesi, ikrarı ve itfası amacıyla yapılan hukuki işlemlerin, yapıldıkları zamanki miktar veya değerleri ikibinbeşyüz Türk Lirasını geçtiği takdirde senetle ispat olunması gerekir. Bu hukuki işlemlerin miktar veya değeri ödeme veya borçtan kurtarma gibi bir nedenle ikibinbeşyüz Türk Lirasından aşağı düşse bile senetsiz ispat olunamaz.
    (2) Bu madde uyarınca senetle ispatı gereken hususlarda birinci fıkradaki düzenleme hatırlatılarak karşı tarafın açık muvafakati hâlinde tanık dinlenebilir.",
    4- "Senede karşı tanıkla ispat yasağı" kenar başlıklı 201. maddesinde, "(1) Senede bağlı her çeşit iddiaya karşı ileri sürülen ve senedin hüküm ve kuvvetini ortadan kaldıracak veya azaltacak nitelikte bulunan hukuki işlemler ikibinbeşyüz Türk Lirasından az bir miktara ait olsa bile tanıkla ispat olunamaz.",
    5- "Delil başlangıcı" kenar başlıklı 202. maddesinde, "(1) Senetle ispat zorunluluğu bulunan hâllerde delil başlangıcı bulunursa tanık dinlenebilir.
    (2) Delil başlangıcı, iddia konusu hukuki işlemin tamamen ispatına yeterli olmamakla birlikte, söz konusu hukuki işlemi muhtemel gösteren ve kendisine karşı ileri sürülen kimse veya temsilcisi tarafından verilmiş veya gönderilmiş belgedir.",
    6- "Senetle ispat zorunluluğunun istisnaları" kenar başlıklı 203. maddesinin birinci fıkrasının "a" bendinde "(1) Aşağıdaki hâllerde tanık dinlenebilir:
    a) Altsoy ve üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemler.",
    Hükümlerine yer verilmiştir.
    6100 sayılı Kanunun 189. maddesinin üçüncü fıkrası uyarınca, bir hususun belirli delillerle ispatını ancak kanun emredebilir.
    İnançlı işlemi doğrudan düzenleyen bir kanun hükmü bulunmamaktadır. İspatı hakkında ise yine kanunlarımızda belirli delillerle ispatını emreden bir hüküm de yer almış değildir.
    Bu hüküm uyarınca, içtihadı birleştirme kararı ile dahi bir hususun belirli bir delille ispatı şart koşulamaz, yargılama ispat konusundaki kanun hükümlerine göre yapılmalıdır.
    Öte yandan, uyuşmazlığın çözümünde dayanak yapılan İçtihadı Birleştirme Kararı, konusuyla sınırlı, gerekçesiyle açıklayıcı ve sonuçlarıyla görülmekte olan benzer davalar için bağlayıcıdır.
    5.2.1947 tarihli ve 20/6 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararına konu inançlı işlem, 6100 sayılı Kanunun 203. maddesinin birinci fıkrasının "a" bendinde sayılan altsoy, üstsoy, kardeşler, eşler, kayınbaba, kaynana ile gelin ve damat arasındaki işlemlerden olmadığına göre, ispat şekli için aranan yazılı delil bu dava için bağlayıcı olamayacaktır.
    Davaya konu inançlı işlemin, altsoy – üstsoy olan baba kız arasında yapıldığı iddia olunduğuna göre, davanın ispat hukukuna ilişkin genel hükümler çerçevesinde ve özellikle 6100 sayılı Kanunun senetle ispatın istisnasını düzenleyen 203. maddesi nazara alınarak çözülmesi gerekir.
    Açıklanan gerekçelerle, davacı tarafın karar düzeltme talebinin kabulü, Dairemizin onama kararının kaldırılması ve yerel mahkeme hükmünün bozulması gerekirken, karar düzeltme talebinin reddine yönelik Sayın çoğunluğa katılamıyorum.




    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi