12. Ceza Dairesi 2018/1745 E. , 2018/2376 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Ağır Ceza Mahkemesi
Dava : Koruma tedbirleri nedeni ile tazminat
Hüküm : Davanın reddi
Davacının tazminat talebinin reddine ilişkin hüküm, davacı asil ve davalı vekili tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Gerekçeli karar başlığında "koruma tedbirleri nedeniyle tazminat" yerine "dava neticesi beklenmeden haksız yakalanıp alıkonma sebebiyle tazminat" ibaresine yer verilmesi, mahallinde düzeltilmesi mümkün yazım yanlışlığı, olarak kabul edilmiştir.
Yapılan incelemeye, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre davacı asil ve davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
5271 sayılı CMK"nın 142. maddesinin 5. fıkrasındaki; ""Mahkeme, dosyayı inceledikten sonra yeterliliğini belirlediği dilekçe ve eki belgelerin bir örneğini Devlet Hazinesinin kendi yargı çevresindeki temsilcisine tebliğ ederek, varsa beyan ve itirazlarını onbeş gün içinde yazılı olarak bildirmesini ister."", 6. fıkrasındaki ""İstemin ve ispat belgelerinin değerlendirilmesinde ve tazminat hukukunun genel prensiplerine göre verilecek tazminat miktarının saptanmasında mahkeme gerekli gördüğü her türlü araştırmayı yapmaya veya hâkimlerinden birine yaptırmaya yetkilidir."" ve 7. fıkrasındaki; ""Mahkeme, kararını duruşmalı olarak verir. İstemde bulunan ile Hazine temsilcisi, açıklamalı çağrı kâğıdı tebliğine rağmen gelmezlerse, yokluklarında karar verilebilir."" şeklindeki düzenlemelere muhalefet edilerek, davalı tarafa dava dilekçesinin tebliğ edilmesi ve taraflar adına açıklamalı çağrı kağıdı çıkarılarak, kararın duruşmalı olarak verilmesi gerektiği gözetilmeden, Cumhuriyet savcısından yazılı mütalaa alınarak tensiben yazılı şekilde karar verilmesi,
Kabule göre de;
İncelenen dosya kapsamına göre, dava açıldığında ve hüküm kurulduğunda henüz dava açma süresi başlamamış ise de, açılan davanın temyiz incelemesi sırasında, Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden yapılan araştırmada, tazminat davasına konu dayanak kararın kesinleştiği, dolayısıyla hükmün kesinleşmesine ilişkin dava şartının yargılama aşamasında gerçekleştiği anlaşıldığından, "davaların en az giderle ve mümkün olan süratle sonuçlandırılması"nı yargıya bir görev olarak yükleyen Anayasa"nın 141/son maddesi hükmü uyarınca yargılamaya devamla, bir karar verilmesi gerektiği bu kapsamda; davacı ile ilgili yakalama, gözaltına alma, serbest bırakmaya dair müzekkereler ile davaya dayanak olan Ankara 30. Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2014/998 esas sayılı dosyanın gerekçeli kararı ve kesinleşme şerhi ile davacının tazminat davasına konu ettiği taleplerine esas gerekli tüm belgelerin Yargıtay denetimine olanak verecek okunaklı şekilde aslı ya da onaylı örnekleri dosya içine alınarak, davacı hakkında koruma tedbiri uygulanmasına neden olan tipe uygun eyleminden dolayı hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verildiğinin anlaşılması karşısında, bu aşamadaki hükmün davacı bakımından herhangi bir sonuç doğurmadığı, ancak davacı bakımından dayanak mahkeme hükmünde belirtilen 5 yıllık denetim süresi sonunda davanın düşmesi veya hükmün açıklanması halinde tazminat davasının şartlarının değerlendirilmesinin mümkün olduğu dikkate alınarak davacının hukuki durumun tayin ve tespit edilmesi gerektiğinin gözetilmemesi,
Kanuna aykırı olup, davacı asil ve davalı vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün bu sebepten dolayı 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi gereğince, isteme aykırı olarak, BOZULMASINA, 05/03/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.