Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1470 Esas 2018/6170 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1470
Karar No: 2018/6170
Karar Tarihi: 20.06.2018

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/1470 Esas 2018/6170 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/1470 E.  ,  2018/6170 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki muvazaanın tespiti davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
    -K A R A R-
    Davacı vekili, ... ... 13. İş Mahkemesinin 2013/1128 esas, 2013/719 esas sayılı dosyasında açtığı davada; davalı şirketin biriken borçları ile işçi alacaklarından kurtarmak için; davalı ..."ün şirket bünyesinde bulunan ... ... ada ... parseli 25/07/2012 tarihinde davalı ..."ya devrinin muvazaalı olduğunun tespitine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı ... vekili, davanın reddini talep etmiştir.
    Diğer davalılar vekili de davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece; davacının talebi, devrin muvazaalı olduğunun tespitine ilişkindir. HMK.nın 106/2-3 maddesi gereği davacının tespit davası açmakta hukuki yararının bulunması gerekir. Maddi vakalarda tek başlarına tespit davasının konusunu oluşturamaz. Bu sebeple, davacının İİK 277 madde gereği borçlu şirketle satın alan aleyhine tasarrufun iptali davası açacağına, iş bu davayı açmakta hukuki menfaati bulunmayıp, davanın bu sebeple reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Gerek İİK"nun 277 maddesine göre açılan tasarrufun iptali davalarında gerekse BK"nun 19.maddesine dayalı olarak
    açılan danışıklı işlemin iptaline ilişkin davada asıl amaç alacağın tahsilini sağlamaktır. Nitekim tasarrufun iptali davalarında İİK.nın 283/1. maddesi doğrudan BK"na göre açılan davalarda kıyasen uygulanarak iptal ve tescile gerek olmaksızın davacıya haciz ve satış isteyebilmesi yönünden hüküm kurulması gerektiği Dairemizin ve Yargıtay"ın yerleşmiş görüşleri arasındadır. Öte yandan muvazaalı işlemin tesbiti aslında muvazaaya dayalı işlemin iptalini de kapsamaktadır.
    Davacı vekili, dava dilekçesinde ve yargılama aşamalarında davalı ... Boya Kimya San. ve Tic. Ltd.Şti ile diğer davalı ... arasındaki taşınmaz devrinin muvazaalı olduğunun tesbitini istediğini açıklamış ve dava dilekçesi içeriğinden, davanın davacı ..."ın davalı işvereni ... Boya Kimya San. ve Tic. Ltd.Şti"den işçilik alacağı tahsilini sağlamaya yönelik olarak açıldığı, bu alacağın tahsilini önlemek amacı ile yapılan ve dava konusu olan taşınmazını muvazaalı olarak diğer davalıya devrettiğinin tesbitini istediği, bu tesbitteki amacın aslında muvazaalı işlemin iptali ile alacağın tahsilini sağlamak olduğu anlaşılmaktadır.
    Mahkeme ilamında da açıklandığı üzere alacak davasından muvazaa iddiası tefrik edilerek Asliye Hukuk Mahkemesine gönderildiği anlaşılmaktadır.
    Olayların hukuksal açıdan değerlendirilmesi ve nitelendirilmesi hakime aittir. Bir uyuşmazlıkta maddi olayın taraflarca yanlış nitelendirilmesi hakimi bağlamaz. Hakim tarafların ileri sürdükleri maddi olay ve netice talepleri ile bağlı olup onların hukuki nitelendirmesi ile bağlı değildir.
    Mahkemece, bu maddi ve hukuksal olgular dikkate alınarak, davanın işçilik alacağının tahsiline yönelik BK"nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptali istemine ilişkin olduğunun H.M.K. hükümlerine göre alacağının tahsiline yönelik bu davayı açmakta hukuki yararının olduğunun kabulü ile davanın esasına girilerek muvazaa koşullarının bulunup bulunmadığı araştırılarak oluşacak sonuca göre karar vermekten ibarettir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 20.06.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.