
Esas No: 2015/7117
Karar No: 2016/6582
Karar Tarihi: 13.06.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/7117 Esas 2016/6582 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 06.08.2012 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve tescil istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 27.11.2014 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Dava, önalım hakkı nedeniyle tapu iptali ve tescil istemine ilişkindir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiştir.
Hükmü, davacı temyiz etmiştir.
Davacı, hükmün verilmesinden ve kararı temyizinden sonra kimliği onaylı 23.05.2016 tarihli dilekçesi ile davadan ve temyizden feragat ettiğini bildirmiştir.
Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 19.12.2012 tarihli, 2012/13-1369 Esas, 2012/1221 Karar sayılı kararının gerekçesinde ayrıntılı olarak açıklandığı üzere; kural olarak davadan feragatin temyiz isteğinden vazgeçme yanında daha geniş kapsamlı olduğu aşikârdır. Zira birincide temyiz dilekçesinin reddine karar verilmekle yetinilecek, diğerinde ise feragatin hukuki niteliği gereği bu konuda karar verilmek üzere mahkeme kararı bozulacaktır. Aynı zamanda verilen bu iki dilekçenin birbirinin devamı niteliğinde olduğu ve davadan feragatin bir yerde temyizden feragat isteğini de içereceği düşünülerek davadan feragat isteği esas alınarak çözüme ulaşılması gerektiği görüşü benimsenmiştir.
6100 sayılı HMK"nın 307. maddesinde feragatin, davacının, talep sonucundan kısmen veya tamamen vazgeçmesi olduğu belirtilmiştir. Aynı yasanın 308. maddesi gereğince de kabul, davacının talep sonucuna davalının kısmen veya tamamen muvafakat etmesidir. Kabul, ancak tarafların üzerinde serbestçe tasarruf edebilecekleri davalarda hüküm doğurur.
6100 sayılı HMK"nın "Feragat ve kabulün şekli" başlıklı 309. maddesi hükmüne göre de feragat ve kabul, dilekçeyle veya yargılama sırasında sözlü olarak yapılır. Feragat ve kabulün hüküm ifade etmesi, karşı tarafın ve mahkemenin muvafakatine bağlı değildir. Kısmen feragat veya kabulde, feragat edilen veya kabul edilen kısmın, dilekçede yahut tutanakta açıkça gösterilmesi gerekir. Feragat ve kabul, kayıtsız ve şartsız olmalıdır.
Yukarıda belirtildiği üzere feragatin kati bir hükmün hukuki neticelerini hasıl edeceği hükme bağlanmıştır. Yine belirtmek gerekir ki feragatin geçerliliği karşı tarafın muvafakatine bağlı değildir. Etkisini onu yapanın tek yönlü irade beyanı ile doğurur. Bu nedenle mahkemece verilen kararın davacının davadan feragati hakkında mahkemesince bir karar verilmek üzere bozulması gerekir. Yargıtay"ın yerleşmiş uygulamaları da bu doğrultudadır (11.04.1940 tarihli ve 70 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı, 27.05.1992 tarihli ve 1992/2-250/364 sayılı Yargıtay Hukuk Genel Kurulu Kararı).
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, bozma nedenine göre sair hususların şimdilik incelenmesine yer olmadığına, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 13.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.