11. Ceza Dairesi 2017/9931 E. , 2017/6980 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
I. Sanık ... hakkında sahte fatura düzenlemek, sanık ... hakkında defter ve belgeleri gizlemek suçundan kurulan hükümlere yönelik sanık ... müdafii ile sanık ...’ın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
Sanık ... hakkında 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek suçundan kamu davası açıldığının anlaşılması karşısında, anılan suçlarla ilgili; ayrı ayrı hüküm kurulması gerekirken eylemin tek suç kabulü ile yazılı şekilde karar verilmesi ve aynı takvim yılı içerisinde birden çok sahte fatura düzenleyen sanık hakkında zincirleme suç hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi, sanığın adli sicil kaydında görülen ilamların kesinleşme ve infaz tarihlerini gösterir onaylı suretlerinin dosya içerisine alınarak tekerrür hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmemesi aleyhe temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamış; hükmün gerekçesinde doğru olarak sanığın sahte faturaları düzenlediği kabul edilmesine rağmen hüküm fıkrasında “sahte fatura kullanma” eyleminden bahsedilmesi mahallinde düzeltilebilir maddi hata olarak kabul edilmiş ve 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin uygulanmasında, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yapılan yargılamada toplanan deliller karar yerinde incelenip yüklenen suçların sübutu kabul, soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun şekilde vasfı tayin, cezayı azaltıcı sebebin nitelik ve derecesi takdir kılınmış, incelenen dosyaya göre verilen hükümlerde eleştiriler dışında bir isabetsizlik görülmemiş olduğundan, sanık ... müdafii ile sanık ...’ın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükümlerin istem gibi ONANMASINA,
II. Sanık ... hakkında sahte fatura düzenleme suçundan kurulan hükme yönelik sanığın temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-Sanık hakkında "2006, 2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında sahte fatura düzenlemek" suçlarından açılan kamu davasında; sanığın aşamalardaki istikrarlı savunmalarda nakliyecilik işi yapmadığını, kendisinin herhangi bir fatura düzenlemediğini, babası ve amcasının kendisi adına mükellefiyet tesis ettirdiklerini, bu işlerle babasının ilgilendiğini savunması, sanığın amcası olan diğer sanık ...’ın işyerinde yapılan 30.04.2009 tarihli yoklamada sanık...."a ve sanığın babası olan ..."a ait fatura koçanlarından, diğer sanık ... adına düzenlenmiş 2008 ve 2009 yıllarına ilişkin faturaların ele geçirilmiş olması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek bir biçimde belirlenebilmesi için, suça konu faturaları kullanan şirket yetkililerinin faturaları kimden, hangi ticari ilişkiye dayanarak aldıklarının sorulması, sanığın babası olan ...’ın CMK"nın 48. maddesine göre tanık sıfatıyla dinlenerek beyanının tespit edilmesi, gerektiğinde faturalar üzerindeki imza ve yazıların sanıklar ... ve ... ile ... eli ürünü olup olmadığı konusunda bilirkişi incelemesi de yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukuki durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, eksik araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi,
2-Kabule göre de;
a-Sanık hakkında 2006,2007, 2008 ve 2009 takvim yıllarında “sahte fatura düzenleme” suçlarından açılan kamu davasında; her takvim yılındaki eylemlerin ayrı ayrı zincirleme şekilde işlenmiş suçları oluşturduğu gözetilmeden, hangi yılda işlenen suçla ilgili olduğu da belirtilmeksizin yazılı şekilde tek hüküm kurulması,
b- Sanık hakkında vergi suçu ve vergi inceleme raporlarına uygun olarak sahte fatura “düzenlemek” suçundan dava açılıp gerekçede de eylem bu şekilde kabul edildiği halde hüküm kısmında “kullanmak” denilmek suretiyle karışıklığa sebep olunması,
c-5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş olup, sanık ...’ın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca isteme aykırı olarak BOZULMASINA, aynı yasanın 326/son maddesi uyarınca aleyhe temyiz olmadığından kazanılmış hakkın saklı tutulmasına, 24.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.