16. Hukuk Dairesi 2016/22 E. , 2017/5374 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... Mahallesi çalışma alanında bulunan 140 ada 32 parsel sayılı 2.818,66 metrekare yüzölçümündeki taşınmaz, devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan yerlerden olduğu belirtilerek ham toprak vasfıyla ... adına tespit ve tescil edilmiştir. Davacı ..., irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak tapu iptali ve tescil istemiyle dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulü ile çekişmeli taşınmazın ... adına olan tapu kaydının iptali ile davacı ... adına tapuya kayıt ve tesciline karar verilmiş; hüküm, davalı ... temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki nedene dayanan tapu iptal ve tescil istemine ilişkindir. Davacı taşınmazın babasından kaldığını, mirasçılar arasında yapılan taksim neticesi kendisine isabet ettiğini iddia etmiştir. Mahkemece, dinlenen mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına dayanılarak davacı lehine zilyetlikle kazanma koşullarının oluştuğu gerekçesiyle davanın kabulüne dair hüküm kurulmuştur. Ne var ki, mahkemece taksim hususunda araştırma yapılmamış, bu husus yerel bilirkişiler ve tanıklardan sorularak açıklığa kavuşturulmamıştır. Ayrıca hükme esas alınan ziraat bilirkişi raporunda taşınmazın bir kısmının % 50-60 oranında eğime sahip olup bu kısımda tarım yapılmadığı, kalan kısmında ise tarım yapıldığı belirtilmesine karşın; fen bilirkişi raporunda taşınmazın tarımsal faaliyete konu edilen ve edilmeyen kısımları kroki üzerinde ayrı ayrı gösterilmemiştir. Bu nedenle, yapılan inceleme ve araştırma karar vermek için yeterli bulunmamaktadır. Hal böyle olunca; sağlıklı sonuca ulaşabilmek için mahallinde yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen, davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, taraf tanıkları ve önceki keşfe katılan ziraat ve fen bilirkişileri dışında seçilecek fen ve ziraat bilirkişileri aracılığıyla keşif yapılmalı, çekişmeli taşınmazın önceki ve şimdiki niteliğinin, ekonomik amaca uygun olarak tarım arazisi niteliğiyle zilyetliğine ne zaman başlanıldığının belirlenmesine çalışılmalı, tanık ve yerel bilirkişi ifadeleri de bilimsel esaslara ve maddi bulgulara dayanılarak hazırlanan söz konusu bilirkişi raporlarıyla denetlenmeli, bilirkişiler vasıtasıyla taşınmazın öncesi ve zirai faaliyete konu olup olmadığı, olmuş ise bu kısımların neresi olduğu raporlarında ayrı ayrı belirtilmeli, taşınmaz davacının murisinden intikal etmiş ise, mirasçılar arasında taksim edilip edilmediği araştırılmalı, taksim edilmemiş ise; 4721 sayılı TMK"nın 701. ve 702. maddeleri gereğince,
elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlar üzerinde mirasçıların belirlenmiş payları olmayıp, her birinin payı taşınmazın tamamı üzerinde söz konusu olduğundan, elbirliği mülkiyetine tabi taşınmaz hakkında davacı tek başına kendi adına tescil istemiyle dava açamayacağından davanın reddine karar verilmeli, taksim edilmiş ise; toplanan tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre hüküm kurulmalıdır. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik inceleme ile hüküm kurulması isabetsiz olup, davalı ... temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde bulunduğundan kabulü ile hükmün BOZULMASINA, 18.09.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.