3. Hukuk Dairesi 2014/7913 E. , 2014/8999 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : KIRŞEHİR AİLE MAHKEMESİ
TARİHİ : 13/06/2013
NUMARASI : 2012/718-2013/424
Taraflar arasında görülen ziynet alacağı davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkili ile davalının 19/07/2011 tarihinde evlendiklerini, müvekkilinin şiddete ve hakarete maruz kaldığını, davalının en son müvekkilinin ziynet eşyalarını zorla alarak evden kovduğunu, müvekkilinin çantasını ve cüzdanını dahi alamadığını, davalının kusurlu tutum ve davranışları neticesinde evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, belirterek tarafların boşanmalarına, müvekkiline ait ziynet eşyasının aynen, olmadığı takdirde bedeli olan 19.566 TL"nin davalıdan tahsilini ayrıca, Kırşehir 2.Aile Mahkemesi"nin 2012/9 Değişik iş sayılı dosyasında tespiti yapılan eşyaların aynen iadesini, olmazsa bedelinin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama sırasında ziynet ve ev eşyalarına yönelik dava boşanma davasından tefrik edilerek iş bu esas üzerinden yargılamaya devam edilmiştir.
Davalı vekili cevap dilekçesinde; davacının evlilik birlikteliğinin üzerine yüklediği görevleri yapmadığını, müvekkilinin davacıya fiziki şiddet uyguladığı, hakaret ettiği ve aşağıladığı yönündeki beyanların gerçek dışı olduğunu belirterek, davacının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece; davaya konu altınların davacının zorla elinden alındığının ispat edilemediği gerekçesiyle, ziynet eşyalarına yönelik davanın reddine, çeyiz eşyalarına yönelik talebin ise davacının şahsi eşyalarını bilahare davalı yandan aldığı, ev eşyalarının ise davalının babası tarafından alındığı gerekçesiyle taleplerin reddine karar verilmiş, hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
Somut olayda; davacı vekili, olay günü davacının çantasını, nüfus cüzdanını, cep telefonunu dahi almadan evden kovulduğunu, evden kovulan davacının H.. K.. isimli şahsın telefonu ile ailesini aradığını ve ailesinin olay yerine gelerek davacıyı götürdüğünü, bu şartlar altında evden çıkartılan davacının ziynet eşyalarını ve çeyiz eşyalarını almasının mümkün olmadığını belirterek, ziynet ve çeyiz eşyalarının davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davacı vekili; delil olarak Kırşehir C.Başsavcılığı"nın 2012/277 Esas sayılı dosyasına dayanmış, hazırlık aşamasında tanık olarak dinlenen H.. K.. olay günü davacıyı sokakta ağlar vaziyette gördüğünü, davacının kendisinden cep telefonunu istediğini, telefonla ailesini aradığını beyan etmiştir.
Duruşmada dinlenen davacı tanıkları ise, olay günü davacıyı babasının evinde ağlar vaziyette gördüklerini, kocasının kendisini dövdüğünü, evden attığını söylediğini, kolunda sıyrıklar olduğunu, üzerinde küpe ve bilezik olmadığını belirtmişlerdir.
Dinlenen davalı tanıkları ise davacının evden ayrılma olayı anında evde olmadıkları gibi ziynet eşyalarının davacı tarafından götürüldüğü yönünde görgüye dayalı somut beyanda bulunmamışlardır.
Hal böyleyken; hazırlık aşamasında dinlenen H.. K.. ve duruşmada dinlenen davacı tanıklarının müşterek beyanları ile davacının evden normal koşullarda ayrılmadığı, davalı tarafından evden kovulduğu anlaşılmaktadır
Davacının dinlettiği tanıklar somut ve görgüye dayalı beyanda bulunmuşlar, davacıdan duyduklarını anlatmamışlardır. Bu durumda asıl olan, tanıkların doğru söylediğidir.
Dosya kapsamına göre evden kovulduğu sabit olan davacının evden giderken altınları da yanında götürdüğü savunmasının ispat külfeti davalıya ait bulunmaktadır. Bu durumda ispat külfeti yanlış yönlendirilmek suretiyle ve davacı tanıklarının beyanlarına niçin itibar edilmediği de karar yerinde tartışılmadan ziynet eşyalarına yönelik davanın reddi doğru görülmemiştir.
Bundan ayrı olarak, davacı gelin sandığındaki oyalar ve el işlemelerinin de iadesini talep etmiş, mahkemece tespit dosyası içeriğine göre davacının şahsi eşyalarını aldığı belirtilerek, bu eşyalar yönünden de red kararı verilmiş ise de, tespit dosyasında alınan 24.01.2012 tarihli bilirkişi raporunda, sandık içerisinde işleme, el işleme seti, namazlık, havlu ve eşarbın da müşterek konutta bulunduğu belirtilmiş, teslim edilen eşyalar arasında ise bu eşyalar belirtilmemiştir. Bu durumda mahkemece, 24.01.2012 tarihli bilirkişi raporu ve teslim tutanağı nazara alınarak davacıya teslim edilmeyen çeyiz eşyalarını tespiti ile sonucuna göre hüküm tesisi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile çeyiz eşyalarına yönelik talebin tamamen reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.