Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/1555
Karar No: 2016/6570
Karar Tarihi: 07.06.2016

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/1555 Esas 2016/6570 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2016/1555 E.  ,  2016/6570 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 24.02.2006 gününde verilen dilekçe ile yayla iddiasına dayalı tapu iptali ve yayla olarak sınırlandırma istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 04.07.2006 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı mirasçıları vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava; yayla olduğu iddia edilen çekişmeli taşınmaza ait tapu kaydının iptali ve özel siciline işlenmesi istemiyle açılmıştır.
    Mahkemece dava kabul edilmiş, hükmü davalı taraf temyiz etmiştir.
    Gerçekten, 4342 sayılı Mera Kanununun 3. maddesinde yapılan tanıma göre, yaylak, çiftçilerin hayvanları ile birlikte yaz mevsimini geçirmeleri, hayvanlarını otlatmaları ve otundan yararlanmaları için tahsis edilen veya kadimden beri bu amaçla kullanılan yerlerdir. Mera, yaylak ve kışlakların özel mülkiyete geçirilmesi, amacı dışında kullanılması, kazandırıcı zamanaşımı yoluyla mülk edinilmesi olanaksız olduğu gibi sınırlarının daraltılması da mümkün değildir.
    Çekişme konusu taşınmaz ... Beldesi, ... Mahallesi ... Mevkiinde bulunmaktadır. ..., ..., ..., ..., ..., ... ..., ... ve ... adlarıyla bilinen yaylalarla çevrilidir. Burası ülkemizin en büyük yaylalarının yer aldığı "... Yaylası" olarak anılmaktadır. Ancak, dosyada yer alan haritasından ve keşif yerinde dinlenen yerel bilirkişi beyanından, dava konusu taşınmazın ... Yaylası olarak bilinen yerin daha kuzeyinde, kadim olduğu bildirilen ... Köyü yakınlarında bulunduğu görülmektedir.
    Davalı taraf da savunmasında, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerin kadim ... (eski adı ...) Köyü sınırı içersinde kaldığını, ... Köyünün kadim bir köy olduğunu, taşınmazın yayla ile bir ilişkisi olmadığını ileri sürmüştür.
    Yaşamını genelde çiftçilikle sürdüren kişilerin hayvanlarını otlatmakta olduğu yaylaya yakın bölgelerde ikamet etmek, ziraat yapmak, bağ ve bahçe yetiştirmek için tarım taşınmazlarına ihtiyaçları olacağı ve bu amaçlarına uygun kazanmaya elverişli bazı taşınmazları mülk edinebilecekleri olgusunu göz ardı etmek, mera, yaylak ve kışlak gibi bölgelerden insanları soyutlamak mümkün değildir.
    İddia ve savunma ile az yukarıda anlatılanlara göre, davada sağlıklı bir sonuca ulaşmak için dava konusu taşınmazın kadim ... Köyü sınırları içinde kalıp kalmadığının ve bu köyün ikamet edilen veya tarım alanları kapsamında olup olmadığının saptanması önem kazanmaktadır.
    O nedenle, öncelikle ilk adı ... olan köyün kuruluş tarihi ... Bakanlığı ... İdaresi Genel Müdürlüğünden sorulmalı, böylelikle ... Köyünün kadim köy olup olmadığı yönü üzerinde durulmalı, yine bu köye ait en eski tarihlisinden başlamak üzere idari sınır belgeleri ile sınırlar bir haritaya bağlanmışsa haritası da istenilmeli, ... Köyüne ait mevcut en eski sınırname yerel bilirkişiler yardımıyla keşfen zemine uygulanmalı, köyün kuruluşundaki idari sınırları belirlenmeli, dava konusu taşınmazın ... Köyünün ilk idari sınırları kapsamında kalıp kalmadığı saptanmalı, eğer dava konusu taşınmaz kadim ... Köyünün idari sınırları içersinde kalıyorsa seçilecek ve keşifte bulundurulacak harita mühendisi bilirkişiye daha önce sağlanacak eski tarihli memleket haritasındaki durumu incelettirilmeli, köyün ikamet edilen veya tarım alanları içinde kaldığı belirlenirse özel mülkiyete konu teşkil edeceği kabul edilmeli, bu arada taşınmazın kadastro tutanağı edinme sebebi sütununda yerel bilirkişiler çekişmeli yerin kadim ... Köyünün tarım alanında kaldığını, davalı tarafa ... Köyünden kişilerce satılarak temlik edildiğini beyan ettiklerinden davalı tarafa satan veya onun murislerine ait nüfus kimlik bilgileri getirtilerek bu kişilerin gerçekten ... Köyü nüfusuna kayıtlı olup olmadıkları yönü üzerinde durularak tutanak bilirkişilerinin sözleri denetlenmeli, bütün bunların sonucuna uygun hüküm kurulmalıdır.
    Tüm bu inceleme ve araştırma yapılmadan davanın yazılı olduğu şekilde kabulü doğru değildir. Karar bu nedenle bozulmalıdır.
    Ayrıca, 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3.maddesinde 20.06.2007 tarih ve 26558 sayılı resmi gazetede yayımlanan 3.6.2007 tarihli 5685 sayılı kanunla değişiklik yapılmış "Belediye ve mücavir alan sınırları içerisinde kalan ve 1.1.2003 tarihinden önce kesinleşen imar plânları içerisinde yerleşim yeri olarak işgal edilerek mera, yaylak ve kışlak olarak kullanımı teknik açıdan mümkün olmayan yerlerin ot bedeli alınmaksızın tahsis amacı değiştirilerek ... adına tescilleri yapılır. Ancak, bu nitelikteki taşınmazlardan ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları adına tescil edilmiş olanların tescilleri bedel talep edilmeksizin aynen devam eder. Bunlar hakkında ...ce dava
    açılmaz, açılmış davalardan vazgeçilir. ...ce bu nitelikteki taşınmazlar hakkında ilgili belediye veya kamu kurum ve kuruluşları aleyhine açılan davalar sonucunda ... adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen, kesinleşen ve henüz tapuda işlemleri yapılmamış olan taşınmazlar hakkında da aynı hüküm uygulanır.
    Birinci fıkrada nitelikleri belirtilen taşınmazlardan ... adına tescil edilmesi gerekirken gerçek ya da özel hukuk tüzel kişileri adına tescil edilmiş taşınmazlara ilişkin ...ce açılan davalardan, taşınmazların emlak ve rayiç bedellerinin toplamının yarısı üzerinden hesaplanacak bedelin ilgililerce ...ye ödenmesi kaydıyla vazgeçilir. Bu hüküm, henüz dava açılmamış taşınmazlar hakkında da uygulanır. Evvelce açılan davalarda ... adına tesciline veya mera, yaylak ve kışlak olarak sınırlandırılmasına ve özel siciline yazılmasına karar verilen ve kesinleşen kararlara konu olan bu nitelikteki taşınmazların tapuları da talep etmeleri halinde aynı esaslara göre önceki kayıt maliklerine veya kanuni mirasçılarına devredilir." hükmü getirilmiştir.
    9.3.1988 tarih ve 1987/2-860-232 sayılı Hukuk Genel Kurulu Kararında vurgulandığı üzere kural olarak herhangi bir yasa ve düzenleyici hüküm o yasanın yürürlüğe girdiği andan itibaren hukuksal sonuç meydana getireceğinden 5685 sayılı kanunla 4342 sayılı Mera Kanununun geçici 3. maddede yaptığı değişikliklerin uygulanıp uygulanamayacağının inceleme ve araştırma konusu yapılması gerekir.
    Buna göre dava konusu taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yaylak yerlerden olduğu saptanırsa olayda hükmü aynen yukarıya yazılan 4342 sayılı Mera Kanununun geçici madde 3, birinci ve ikinci fıkra hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağı inceleme ve araştırma konusu yapılmalı, başka bir anlatımla yaylak olduğu saptanarak yasa uyarınca ... adına tescil edilmesi gereken taşınmaza davalının emlak ve rayiç bedeli toplamının yarısı depo ettirilerek ...nin bu bedel karşılığı davadan kanun gereği vazgeçmesi gerekip gerekmediği yönü üzerinde durulmalıdır.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalının temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.06.2016 tarihinde oybirliği ile karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi