3. Hukuk Dairesi 2014/866 E. , 2014/8989 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : MARDİN 1.ASLİYE HUKUK (TÜKETİCİ) MAHKEMESİ
TARİHİ : 02/10/2013
NUMARASI : 2012/351-2013/461
Taraflar arasında görülen menfi tespit davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dilekçesinde; davacı hakkında tahakkuk ettirilen, toplam 1.750 TL fatura bedelinden dolayı davalı kuruma borçlu olmadığının tespitine karar verilmesini, dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili cevabında; davacıya tahakkuk ettirilen 2010/1 ve 2010/3.dönem faturalarının alınan endeks değerlerine göre tahakkuk ettirildiğini,yersiz açılan davanın reddine karar verilmesini savunmuştur.
Mahkemece alınan 06.12.2012 tarihli bilirkişi raporunda; “davacının elektronik sayacının laboratuvar sonuçlarına göre hatasız çalıştığı, sayaç klemensindeki yanma olayının tesisata elektrikli ısıtıcı gibi büyük güçte cihazların takılmasından oluşma ihtimalinin çok yüksek olduğu, sayaç tarafından okunan endeks değerlerine istinaden tahakkuk edecek faturalardan abone olma sıfatıyla davacının sorumlu olacağı belirtilmiş, davacı vekili tarafından rapora itiraz edilmesi üzerine alınan 25.09.2013 tarihli raporda ise, “fatura itiraz tarihinden önceki aylık tüketim ile fatura itiraz tarihinden sonraki tüketim arasındaki farkın 12,68 katı olduğu, fatura itiraz tarihinde okunan değerler içerisinde manuel okunan değer olmasından dolayı, sayaç endeks değerlerinin yanlış girilmesi ihtimalinin çok yüksek olduğu, dolayısıyla şüpheli olan endeks değerlerine dayanılarak yapılan faturalandırma işleminin doğru olmadığı belirtilmiş, mahkemece ikinci bilirkişi raporu hükme esas alınmak suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
HUMK.nun 275.maddesi (yeni HMK 266.) hükmüne göre, genel hayat tecrübesi ve kültürünün sonucu olarak herkesin bilmesi gereken konularla hâkimlik mesleğinin gereği olarak hâkimin hukuki bilgisi ile çözümleyebileceği konular dışında kalan ve çözümü özel veya teknik bir bilgiyi gerektiren hallerde bilirkişi oy ve görüşünün alınması zorunludur. Kural olarak bilirkişi raporu hâkimi bağlamaz. Hâkim, raporu serbestçe takdir eder. Hâkim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir.
Bilirkişi raporu kural olarak hâkimi bağlamaz. Hakim raporu serbestçe takdir eder. Hakim, raporu yeterli görmezse, bilirkişiden ek rapor isteyebileceği gibi gerçeğin ortaya çıkması için önceki bilirkişi veya yeniden seçeceği bilirkişi vasıtasıyla yeniden inceleme de yaptırabilir. Bilirkişi raporları arasındaki çelişki varsa hakim çelişkiyi gidermeden karar veremez.
Mahkemece aldırılan bilirkişi raporları arasında, fatura bedellerinin doğru tahakkuk ettirilip ettirilmediği hususunda açık çelişki bulunup, bu çelişki giderilmemiştir.
Bu durumda, mahkemece, dosyanın önceki bilirkişiler dışında konusunda uzman bir bilirkişiye tevdi ile alınan raporlardaki çelişkileri giderecek biçimde denetime elverişli yeni bir rapor alınarak, hasıl olacak sonuç dairesinde hüküm tesis edilmesi gerekirken, birbiriyle çelişen raporlar arasındaki çelişki giderilmeden eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı görülmüş, bu husus bozmayı gerektirmiştir.
Bundan ayrı olarak, davacı tahakkuk ettirilen 2010/1 ve 2010/3.dönem faturalarının hatalı tahakkuk ettirildiğinden bahisle menfi tespit talebinde bulunmuş ve mahkemece davacının davası tamamen kabul edilerek, belirtilen faturalardan borçlu olmadığının tespitine karar verilmiş ise de, davacının en azından bu dönem içerisinde tükettiği normal tüketim bedelinden sorumlu olduğu nazara alınmadan davacının davaya konu edilen fatura bedellerinin tamamından sorumlu olmadığının tespitine karar verilmesi, doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.