3. Hukuk Dairesi 2014/897 E. , 2014/8987 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : ANKARA 6. ASLİYE TİCARET MAHKEMESİ
TARİHİ : 01/07/2013
NUMARASI : 2012/219-2013/425
Taraflar arasında görülen istirdat davasının yapılan muhakemesi sonunda mahalli mahkemece verilen hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz isteminin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin “Burger King” markası altında fast-food hamburger restoranı işletmeciliği yaptığını, müşterilik başlangıç tarihinin 19.10.2011 olduğunu, elektriğin müvekkiline verildiği tarihin 20.11.2011 olduğunu, elektrik sayacının 22.02.2012 tarihinde okunarak müvekkiline 52.682,40 TL borç tahakkuk ettirildiğini, müvekkili şirketin dava ve itiraz hakları saklı kalmak kaydıyla 15.03.2012 tarihinde elektrik borcunu ödediğini, 05.03.2012 tarihli dilekçesi ile de itirazlarını yaptığını, müvekkilinin itirazının 09.03.2012 tarihli cevabi yazı ile reddedildiğini, davalının elektrik sayacını geç okuması nedeniyle 21.714,42 TL"nin müvekkilinden haksız tahsil edilmiş bulunduğunu belirterek, bu paranın 15.03.2012 tarihinden itibaren ticari temerrüt faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili; davacının sayacının 18.11.2011 tarihinde okunduğunu, daha sonra davacı tarafından 22.11.2011 tarihinde sayaç değişikliğine gidildiğini, sayacın geç okunmasının sebebinin tadilat nedeniyle sayacın olması gerekenden farklı bir noktaya alınması ve bu durumun davacı tarafından müvekkiline bildirilmemesi olduğunu, davacının irtibat hattını kime kurdurmuş ise davayı o kişiye yöneltmesi gerektiğini belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu"nun 13. maddesi uyarınca eşit taraflar arasında ayrımcılık yapılmaması ilkesi gereğince, davalının daha sonra komşu müşterilere de yaptığı gibi davacıya da olağan okuma ve faturalama periyoduna geçtiğinden aylık okumanın daha uygun bir uygulama olduğu, şehir merkezindeki bir ticarethaneye aylık okuma yapılmasının uygun bulunması gerekçesiyle reaktif cezasının 7.238,14 TL olarak uygulanması gerektiği kabul edilerek, bu tutar üzerinden davanın kısmen kabulüne karar verilmiş, hüküm taraf vekillerince temyiz edilmiştir.
Mahkemece; hükme esas alınan bilirkişi raporunda, EPDK tarafından dağıtım lisansı sahibi tüzel kişiler ve görevli perakende satış şirketleri tarife uygulamalarına ilişkin usul ve esaslara ilişkin 3007 sayılı kurul kararının reaktif enerji tarifesi uygulamasının kapsamını düzenleyen 12. maddesi 3. fıkrasına göre; “ilk defa reaktif enerji uygulaması kapsamına giren abonelere yapılacak yazılı bildirim ile 30 gün süre verilerek reaktif enerji ölçü sistemlerini tesis etmeleri istenir. Reaktif enerji ölçü sistemini tesis eden aboneye şirketçe yapılacak buna ilişkin tespit tarihinin içinde bulunduğu fatura döneminden sonraki ilk fatura dönemi itibariyle reaktif enerji tarifesi uygulanır. Yapılan bildirime rağmen reaktif enerji ölçüm sistemini tesis etmeyen abonelere bildirimin yapıldığı fatura döneminden sonraki ikinci faturalama döneminde 13. maddenin 2. fıkrası ve 14. maddenin 2. fıkrasına göre reaktif enerji uygulaması yapılır hükmünün yer aldığı ayrıca endüktif ve kapastitif sınırların ikisinin birden aşılması başlıklı 15.maddede, 13.ve 14.maddelerde belirtilen endüktif reaktif ve kapasitif reaktif sayaçlardan en yüksek değeri kaydeden sayaç değerinin tamamına reaktif enerji tarifesinin uygulanacağının belirtildiği ve faturalamanın aylık yapılması halinde müşterinin kapasitif ve reaktif ayarlarının düzelterek bir sonraki ay bu bedele maruz kalmayacağı, reaktif enerjinin belirlenen sınırlarının aşılmaması için teknik takibin devamlı olarak müşteri tarafından yapılması gerektiği belirtilmiştir.
Bu durumda, müşterinin (davacının) reaktif enerji bedelinin aşılmaması için teknik takibi yapmakla görevli olduğu bilirkişi kurul raporunda belirtilmiş olmakla, Anonim Şirket düzeyinde bir tüzel kişiliğe haiz olan ve basiretli bir tacir gibi davranmak zorunda olan davacının sayaç okumasının gecikmesi nedeniyle cezalı duruma düşmemek amacıyla faturaların aylık düzenlenmesi hususunda davalıyı uyarmadığı anlaşılmaktadır.
Hal böyle olunca; enerji verilmesinden 94 gün sonra sayaç okuması yapan davalının yanında davacının da sayaç okumasının gecikmesi üzerine, davalıyı uyarmayarak, kendisine düşen edimi ifada ihmal gösterip göstermediği, dolayısıyla BK.nun 98/2 nci maddesi delaletiyle sözleşme ilişkilerine de uygulanması gereken BK.nun 44. maddesi uyarınca müterafik kusurlu olup olmadığı mahkemece değerlendirilmemiştir.
Hal böyle olunca; mahkemece, davacı şirketin müterafik kusuru nedeniyle 818 sayılı BK. nun 98/2. maddesi (6098 sayılı TBK.nun 114/2) delaletiyle 44. maddesi (6098 sayılı TBK 52) uyarınca indirim yapılıp yapılamayacağı hususlarının değerlendirilip, davacının davalı taraftan isteyebileceği bedelin Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği ve sözleşme hükümlerine göre belirlenmesi konusunda ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile yazılı şekilde karar verilmesi yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir
Bundan ayrı olarak kabule göre; davacı vekili, davalı tarafından tahakkuk ettirilen 21.714,42 TL tutarındaki reaktif/kapasitif enerji bedelinden sorumlu olmadığının tespitini talep etmiş. Mahkemece hükme esas alınan bilirkişi raporunda ise reaktif cezasının 1/3 oranında 7238,14 TL uygulanması gerektiği belirtilmiştir. Davacı hakkında uygulanması gereken reaktif cezasının 7238,14 TL olduğu bilirkişi raporuyla tespit edilmiş olmakla davacıdan tahsil edilen 21.714,42 TL reaktif/ kapasitif miktardan uygulanması gereken 7238,14 TL"nin mahsubu ile fazla tahsil edilen 14.476,28 TL"nin davacıya iadesi gerekirken, yanılgılı değerlendirme ile 7238,14 TL"nin davalıdan tahsiline karar verilmesi doğru görülmediği gibi davacı vekili, müvekkilinden haksız tahsil edilen paranın 15.3.2012 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile tahsilini talep etmesine rağmen mahkemece davacı vekilinin talebi aşılmak suretiyle hüküm altına alınan alacağa 9.3.2012 tarihinden itibaren avans faizi yürütülmesi de doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA ve peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 05.06.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.