11. Ceza Dairesi Esas No: 2015/7860 Karar No: 2017/6965 Karar Tarihi: 23.10.2017
Resmi belgede sahtecilik - çocuk düşürtme - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2015/7860 Esas 2017/6965 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Kararda, bir kişiye karşı aynı suçların mutlaka değişik zamanlarda işlenmesi gerektiği ve aynı anda kullanılan ve farklı tarihlerde düzenlendiğine dair delil bulunmayan belgelerle ilgili zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı belirtilmiştir. Ayrıca, sanığın eylemi tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturduğu ve belge sayısının ceza belirlenirken dikkate alınabileceği gözetilmeden zincirleme suç hükümlerinin uygulanması da hatalı bulunmuştur. Sanığın hapis cezası da yanlış hesaplanmıştır ve haklarına ilişkin koşullu salıverilmenin gözetilmesi gerektiği belirtilmiştir. Bu nedenlerle karar bozulmuş ve sanığın kazanılmış hakkı saklı tutulmuştur. Kararda bahsedilen kanun maddeleri ise şunlardır: 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu'nun 43/1, 204/1, 62. maddeleri ve 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendi, 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 231/12 ve 264. maddeleri, 5320 sayılı Kanun'un 8/1 maddesi ve 1412 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu'nun 321. maddesi.
11. Ceza Dairesi 2015/7860 E. , 2017/6965 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik, çocuk düşürtme HÜKÜM : Mahkumiyet
Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların 5560 sayılı Yasa ile değişik 5271 sayılı CMK"nın 231/12. maddesi uyarınca temyizi mümkün olmayıp, itiraza tabi olduğu müdafiinin isteminin 5271 sayılı CMK"nın 264. maddesi gereğince itiraz olarak kabul edilerek dava dosyasının yerel mahkemece itiraz mercii olan 1.Düzce Ağır Ceza Mahkemesine gönderildiği ve itirazın reddine kesin olarak karar verildiği anlaşılmakla, sanık hakkında resmi belgede sahtecilik suçundan kurulan mahkümiyet hükmüyle sınırlı olarak yapılan temyiz incelemesinde, 1)Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 08/06/2010 tarihli ve 2010/11-98, 143 sayılı kararında da belirtildiği üzere, 5237 sayılı TCK"nın 43/1. maddesinde düzenlenen, “değişik zamanlarda bir kişiye karşı aynı suçun birden fazla işlenmesi” ifadesi nedeniyle zincirleme suç hükümlerinin uygulanabilmesi için, bir kişiye karşı aynı suçların mutlaka değişik zamanlarda işlenmesi gerekli olup, aynı anda kullanılan ve farklı tarihlerde düzenlendiğine dair de delil bulunmayan belgelerle ilgili zincirleme suç hükümlerinin uygulanamayacağı, sanığın eyleminin kül halinde 5237 sayılı TCK"nın 204/1. maddesinde düzenlenen tek bir resmi belgede sahtecilik suçunu oluşturacağı ve belge sayısının temel ceza belirlenirken dikkate alınabileceği gözetilmeden zincirleme suç hükümlerinin uygulanması, 2)TCK"nın 62. maddesi uyarınca indirim yapılası sonucu hapis cezasının 2 yıl 1 ay yerine 1 yıl 13 ay olarak eksik belirlenmesi, 3) 5237 sayılı TCK’nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesinin Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, sanığın kazanılmış hakkının saklı tutulmasına, 23.10.2017 tarihinde oybirliği ile karar verildi.