
Esas No: 2016/3226
Karar No: 2016/6565
Karar Tarihi: 07.06.2016
Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2016/3226 Esas 2016/6565 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 29.06.2004 gününde verilen dilekçe ile tapu iptali ve taşınmazın yayla olarak sınırlandırılması istenmesi üzerine yapılan duruşma sonunda; davanın kısmen kabulüne, kısmen davacı ...nin davadan kanun gereği vazgeçmiş sayılmasına dair verilen 06.06.2012 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
_ K A R A R _
Davacı ... tarafından çekişmeli taşınmazın yayla olduğu iddiasıyla dava açılmış, mahkemece isteğin kısmen kabulüne, kısmen davacı ...nin kanun gereği davasından vazgeçmiş sayılmasına karar verilmiş, hükmü davacı ... vekili temyiz etmiştir.
Kararı davacı ... vekili temyiz etmiş ise de dava konusu 111 ada 26 sayılı parselin tapu kaydının incelemesinde, taşınmazın elbirliği mülkiyeti rejimine tabi olduğu, davalıların da taşınmazda miras paylarını gösterir şekilde intikalen pay sahibi bulundukları anlaşılmaktadır.
Elbirliği halinde mülkiyette, somut olayda olduğu gibi mirasçılar arasında ortaklık bağı vardır. Bu kişiler mirasçı sıfatı ile bir mala veya hakka birlikte malik olmak durumundadır. Türk Medeni Kanununun 701 ila 703. maddeleri uyarınca bu tür mülkiyetin (ortaklığın) tüzel kişiliği bulunmadığından ortaklardan her birinin eşya üzerinde doğrudan bir hakkı da yoktur. Bu anlatımın doğal sonucu olarak da mülkiyet bütünüyle ortakların tümüne aittir. Elbirliği mülkiyetinde malikler mülkiyet payını ayırmadığından eşya üzerinde paydaş değil ortaktır. Yine bu tür mülkiyette işin özelliği gereği ortaklar arasında zorunlu dava arkadaşlığı vardır. Şayet davalı olacaklarsa bu davada olduğu gibi davanın ortakların tümü aleyhine açılması gerekir. Ancak, davalılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğu, ortaklardan her birinin taşınmaz üzerinde doğrudan bir hakkı bulunmadığı ve taşınmaz üzerindeki mülkiyet hakkının tüm davalılara ait olduğu gözetilmeden tapu kaydındaki mirasen intikal eden payları dikkate alınarak her davalıya bilirkişilerce hesaplanan bedelin yatırılması için tebligat yapılmış ve bunun sonucuna göre hüküm kurulmuştur.
Mahkemece elbirliği mülkiyetinde maliklerin mülkiyet payını ayırmadığından taşınmazda paydaş değil ortak olduklarından tüm ortaklara bedeli bildirir tebligat yapılarak taşınmazın değerinin tamamının ortaklar tarafından yatırılması gerektiği bildirilerek sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken belirtilen husus gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle temyiz olunan hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere 07.06.2016 gününde oybirliği ile karar verildi.